Birilerinin çıkıp;
"Hangi rüzgar attı seni böyle? " demesi için,
önceden bir fırtınanın
alıp götürmüş olması gerekir
seni uzaklara.
İçinde rüzgar geçen bu soru
modası geçmeyen tabirlerdendir
uzun ayrılıkları tanımlamada.
Oysa fırtınanın götürdüğü bir kalbi
yalnızca özlem geri getirir
sıradan bir rüzgarı bahane ederek.
Fırtına gitmişliktir,
gitmişlik başlı başına özlemdir,
özlediğin yere ise gurbet denir.
Uzakların gurbet oluşunun tek sebebi
unutamadan uzaktan uzaktan özlemektir.
Zaten işin içinde özlem olmasa,
gurbet hüzünlü bir kelime değildir aslında.
İşte birgün biri çıkıp;
"Hangi rüzgar attı seni böyle? "diye sorarsa,
özlemle karışık meltem diyebilirsin.
Bırak, anlamını bilmeyerek sorduğu soruyu
yine bilmediği bir tebessümle geçiştiriversin.
Kayıt Tarihi : 31.10.2012 12:19:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Berk Gülen](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/10/31/olur-ya-42.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!