Vuruldum yüreğinin zindanına,
Hasret vuslata çeyrek varken.
Bir tutam ecel, bir de şekersiz çay,
Istırapla duvarlarımda tüterken.
Dalıp dalıp gider gözlerim uzaklara,
Kefenim düğüm düğüm, kördüğüm.
Gönlüm gönlünü düşler kıyısız denizlerde,
Bilmem ki her seferinde neden çürürüm.
Elbet bir gün, kim bilir hangi vakit,
Belki bir kurşun atımı, belki de gün batımı.
Vuslat hâsıl olduğunda kalbin kalbime,
O an uyanır, o son sözde o yol ayrımı.
Yarınlarıma ömründen yapraklar düşer,
Göğsümde, tam da sol yanımda bir acı.
Bir kuşatış başlar ki, yine rüya yarım kalır,
Sonu gelmeyen bir ayrılık, ölüm gibi bulaşıcı.
Kayıt Tarihi : 14.2.2025 17:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Zaman, geçip giden anların içinde kaybolmuş bir hatıra gibi; her anı, bir ömre değer."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!