Güngörmüş toz ve toprağa bulanmış,
Karabasanlar içimi titretti.
Kalbimdeki bu müthiş acı,
Biraz sitem, biraz öfke taşıyan bakışlar hakikati.
Aşk sevdiğine bakar;
Ah, bir bahane bulup yanına varsam,
Tutuştu aşk alevim,
Bir sızı gibi sarsam, sarmalasam.
Kalkıp kalkıp inen kalbinde,
Dalga dalga yayılan nağmelerim,
Yüklendi mısralara;
Meğer nafile devran geçirmiş takvimlerim.
Bahar yağmurları,
Gözümdeki yaşları sildi.
Yüzüme yansıyan elemle,
Bıraktığın ateşi boğazıma dizdi.
Türküler çığırıp,
Bir çıkmazın ortasında kaldı yüreğim.
Yanaklarımı ıslatan vuslat muradım,
Sicim gibi süzüldü düşlerime, ürperdim.
Akıp giden zamanda,
İçimi kemiren kurt ocağına düştü.
Kopan fırtınalar,
Kafamda çaresizliğin çığlıklarına dönüştü.
Sonra derin bir karanlığa gömüldü;
Gayri kimsesizim.
Elimdeki hüsranla,
Yandı ciğerlerim.
Bir hüzün dalgasıyla,
Bitti şarkımız sonsuza kadar.
Güç bela başımı bağrına yasladım;
Ölüm bizi ayırana kadar.
3 Nisan 2024, Çarşamba, Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 25.2.2025 13:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Aşkın gerçek sınavı, ayrılığın acısında başlar; sevda, ölümün ötesine uzanır."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!