Oktay Baykurt Şiirleri - Şair Oktay Baykurt

0

TAKİPÇİ

Oktay Baykurt

Ay menim yörük yüreklim
Ay menim dar geçitlerden geçiremediğim
Çobanlığına talib oldum gözlerinin
Obalarında ERİN OLMAYI İSTEDİM

Sen nişlerdin?

Devamını Oku
Oktay Baykurt

gündüzlerin devri akşamlarda bitiyor...sabahın seyri ise ikindilere götürüyor bizi...insanız, uyurken ölümü tatmak uyanırken hayattan kaşıklanmak görevimiz... yoksa oturmakla ömür biter mi...arşınlamak için sokaklar yapmışız kendimize,sevdiklerimize götürsün diye yollar...binalar dikmişiz kalabalık yaşayalım birbirimizden para kazanalım diye...tarlalar açmışız ciğerlerimizi söken,bitkiler yetiştirmişiz ve bir kökten bin meyve almışız gözümüzü doyuran sağlığımızı bitiren... türlü icadlar yapmışız nesneye dair,bizi tembelliğe alıştıran...örfler koymuşuz ilişkilerimizi düzenleyen; adetlere tutunmuşuz kan aksın diye, dogmalara saplanmışız babanın yanında çocuk öpülmez tipinden... batıllara inanmışız çaresiz kalınca yanı başımızda el açımlığı dua edecek allahımız varken...kimimiz soysuzlaştırmışız yüreğimizi inançlara,kültürümüze...ne kahve kalmış hatırı olan ne de komşusu açken uyumayan...köylü mahalleli olunca, unutmuş kapısının önünden geçenin hali ahvalini...

kim verebilir ki balkonda yanan ızgara kokusunun hakkını,kim bilebilir sahipsiz birçok insan aç gezerken hayvan hakları için zırvalar savururken harcanan paranın miktarını...eskidenmiş evde pişen yemeğin komşu hakkını vermek şimdi neyi boşta buldun kimi yanlız gördün, al elindekileri tıka boğazını...ama bir yerde hak, arz talep meselesi; yalancılık kalpazanlık prim yapıyor aramızda doğrular enayi mertler ise deli...şu ''ab'' neden kağıt üzerinde bizi dahil etmez ki kendine...dejenere olmuş kültürümüze,açık göbeklerimizle,daracık taytlarımızla,göstermekten gurur duyduğumuz degajemizle ve en önemlisi ''bir kerecikten bi şey olmaz'' anlayışımızla hem bedenen hem ruhen ve dahi şeklen ''onlarız''...cep delik cepken delik mefkuresi de artık lütfen tarih olsun, moda,cebe elini sok cepkendekini al ve ne sen beni gördün ne de ben seni...''balık baştan kokar'' derlerdi ya atalarımız...bence bunun islam öncesindeki dedelerimiz söylemişler,kur'an'da nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiniz desturru var, anlayacağınız balık kuyruktan kokuyor artık...gerçek bu...yasaklı olan,görgüye ters düşen şeyleri biz yapamazken-ve yapmak isterken- başkası bunu yaptığında aşırı tepki hatta tavır ya da şiddetle tepki veririz...oysa çoğumuz o yasağı delmenin yollarını gizliden hayalleriz,düşleriz...bence doğruluğu, güzel yaşamayı ve iyi bir toplumun gelişmiş bir toplumun kendimizdeki onurumuza yakışan davranılardan geçtiğini bilmeliyiz...

paragrafı bağladım son cümleyle,yazı bitti sanmayın...ya sevgi ya aşk ne olacak...bir bar kadehiyle başlayan ve yatakta yanlızlıkla uyanılan sabahları unuttum mu sandınız...bir sesin beğenilmesini,kalçalara dokunabilmenin aşk sanıldığını geçiverecek mi diye düşündünüz...ya da bir iş yerindeki dostlukların arkadaşlıkların kaçamaklı yaşantılarını dinlemediğimi mi varsaydınız...ve gençlerimiz,iletişimde zorlandığımız ve onlara göre dillerinden anlamadığımız değerlerimiz...birbirlerinde hoşlandıkları şeyi elde etme savaşını aşk sanan sevgi cahillerimiz...bir insan sevdiği insanı yolun ortasında öpemez...çevresindekilerden değil ondan utanır yürek....neden ''sanmalar'' aşk olur ki ve neden bir toplumda evlenme sayısı ile boşanma sayısının arasındaki oran denkleşir hale gelebilir ki...tanımadan sevilmez,güven duyulmadan sevgi söylenmez...ve bu şıpsevdi sevdaların altı aylık ilişkilerin yapabileceği bir şey değildir...gerçi bu da arz talep meselesi çünkü insanlar için dünya zevk ve sefa yeri artık...bir yüz bir beden bir sevgi az geliyor bize...

Devamını Oku
Oktay Baykurt

Dört yanımda kardan adamlar
Ne erimek biliyorlar ne de konuşuyorlar
Kömür gözleriyle yüzümü çiziyor
Saplı süpürgeyle sırtıma vuruyorlar
Onları yapan çocuklarsa kenarda oturmuş halime ağlıyorlar
Bana eldivenler dolusu sen sunuyorlar

Devamını Oku
Oktay Baykurt

içimde uzak bir yer var

atlantis kadar gizemli

güneşi benim güneşim değil

Devamını Oku
Oktay Baykurt

Vasiyet üzerine
uzun saçlı
kel ve fodul olmamak kaydı ile
dehşetül vahşet bir zevcesi olan
doksan yaşındaki Ragıb Ağa'ya
müennesül kübra aranmaktadır.

Devamını Oku
Oktay Baykurt

yeni geldim...sana adım attım...varmadım...kalmadım da...ama eve yeni geldim...

sana yazmanın verdiği hazzın yanında yatağıma kavuşmak vız gelir biliyor musun...güvercin olur sözler ve haberci kılığına girer özlem...okunmak için dizilir sözlerim gözlerinin doğrultusuna...

okumak için çok bekledin gördüklerini...bilmek için duymalar yetmedi belkide...kemale eren bir şeyler vardı lakin...yeri geldiğinde susturan yeri geldiğinde gülümseten bir şeyler vardı perdelerimizin arkasında buluşan...

Devamını Oku
Oktay Baykurt

benim sana söyleyemdiklerim aslında her insanın içinden geçmeyi beceremeyen düşlerin bir özeti...bak bu ne saçma bir cümle diyebilirsin...yılların kafa kafaya verip bize yaşattıklarına baktığın zaman,aslında mecnunun ilerisinde shakespearin
gerisinde bir yerde olduğumu görürsün...kelimelerin kifayetsiz kaldığı çok şey var bu özette...lakin anlatımsız kalıp adresinin bilinmesi de bir o kadar güzel…


insan bedeni çalıştıkça,efor sarfettikçe yorulur,bezer...ruh ta aynıdır çok zaman..istemediğini yapar,düşünmek istemediğini hatırlar,ulaşamadığında hayıflanır vs vs...ama onca uzaklığa rağmen,strese ve gerilime rağmen yorulmadım hiç...bıkmadım sana uzak olmaktan,bir defa olsun ''neden yakınlardan bir kadın olmdı'' demedim...böyle şeyleri düşledikçe daha bir iştaha geldim daha bir güçlendim...

Devamını Oku
Oktay Baykurt

sana çamurdan evler yapmayı istedim ama hangi bataklığa gittiysem hepsi kurudu yangınımın şiddetinden....sana yanıyorum...sana susuyorken sana kurutuyorken dudaklarımı sana alazlanıyorum...ister arzulamak de istersen çılgınlık...kendime saklıyım sonuçta...bir rüya evrenine adımlamayı istiyorum artık...gözler gezegen,eller kuyruklu yıldız,telaşlı nefesler yörünge ve yorganımız samanyolu...tuttum nefesimi ve uykuyu bekliyorum...uykumda terketsin bedenimi ruhum ve sana kavuşsun...gel benim dileğimi eline al...uyandığında nasıl olsa varlığımın korkusu olmayacak ruhunda...hayatını terkederek karşında değil miyim nasıl olsa...nasıl olsa uzakların kralı değilmiyim...

Devamını Oku
Oktay Baykurt

yine yoksun...gidişlerinin arkasından bu defa ben bakıyorum...gelmesini senden öğrenmem gerek...

biz sazlık ortası bataklıkta saklanan yeşil başlı ördek gibiym...avcım sensin şuan...beni öldürmek istemezsin biliyorum ama beni çok görmek istersin..eline almak istersin...avcısın ama ne yapacaksın...beni öldürmeden eline alamazsın ki...

ben sana bir fikir vereyim en iyisi...dört tarafımı dolan..beni iyice sindir...ve benden biraz uzaklaştıktan sonra bağırarak sık havaya tüfeğini...sineyim kamufle olayım sazlara korkudan titreyeyim...ve gel o zaman...baygın olurum ama yine de sana yararım...ayıltırsın bir şömine kenarında...beni ayağımdan bağlarsın...sıcak çayını yudumlarken elinle başımı okşarsın...derken uçmayı unutturursun bana başka diyarlara..göçmenliğim tabutuna girer sana mahpusluğumun...kanatlarımı kırarsın kahkaha atarak...bir leğende ıslanır ayaklarım...unuturum ördekliğimi sana bakarak...sana sadık bir avın olurum...

Devamını Oku
Oktay Baykurt

günler bir sebetin içinde çürümeye başladı sen yokken...ve biz iki yangın çingeneler gibi etrafında pervane...gel benim gönül gacım gel benim bit mez yollarımın yürek bohçacısı..seni özledim...seninle en özellerimi özledim..sana ait olduğumu hatırlattı bana bu sepetsi günler..çürüyorum..gel depola beni hayatına....buz tutayım...kırıp kırıp eriterek ye beni...ben zaten hazırım senin atladığın deredeki su olmaya...ÇADIRIMIZI KURDUM..BATTANİYELER ONLARCA..AMA SEN YOKSUN GACIM..ÜŞÜYORUM...SENİ SEVİYORUM....

Devamını Oku