Oktay Baykurt Şiirleri - Şair Oktay Baykurt

0

TAKİPÇİ

1973 ISPARTA Eğirdir (AKSU) doğumlu olan Y.G. ilköğrenim ve lise öğrenimini Isparta'da tamamladı.1999 yılında A.Ü. İlahiyat Fakultesi'nde yüksek öğrenimgördü. Çeşitli üniversitelerin İşletme ve Seracılık bölümlerinde de öğrenim gören Y.G. bir süre ticari faaliyetin ardından DKAB Öğretmeni olarak Mardin'in Nusaybin ilçesinde göreve başladı.Evli ve iki çocuk babasıdır.Kitap çalışmaları olsa da beğenilme korkusunu yenmeden böyle bir eylem içerisine girmeyi düşünmediğini belirtmektedir.

Oktay Baykurt

canım...benim papatyasız meralarımın kısrağı...beni böyle kanatlandırma...uçmak için bunca insanın semasını seçmeyelim biz...en dar,en kırmızı ve en kuytu yerimiz yüreklerimiz...orada olsun kanatlarımızın izleri...

biliyomusun,bu sevgin beni ezecek...sana sevmelerim az gelecek diye korkuyorum...

şuan yine nutkum tutuldu seni hayal ediyorum...kollarımda nefes alamıyorsun terden,sevişmeden...

Devamını Oku
Oktay Baykurt

buğdaylar arasındaki çekirge nasılsa
susuz kalmış kurbağa gibi
boşuna zıplıyorum peşinde

hararın dışında kalan saman nasılsa
harmansız düven gibi

Devamını Oku
Oktay Baykurt

Şu an sabahın altısı
Ve yakazaligimda mavi bakışlı bir kadın.
Ne sağ ne de sol farketmez bu gün
Kalkışlar serbest asaletten ve sinirden yana...
Berhudar olduğum kadar onun yokluguyla da en yogun sabahlarındayım ayrılığın...
Şiirselligimi kenara bırakıp onu anlatmak isterdim kızıl yüzlü tepelere

Devamını Oku
Oktay Baykurt

benim gök silkelenmelerinde yere düşen mavi gözlü yarim

neler getirdin bu gecenin sıfır dördüne

kalmaklıklar gitmiyor uyku dolu gamıma

Devamını Oku
Oktay Baykurt

Bardağını taşırmak mümkün değil yalnızlığın
Perhizde kalabalıklarım
Orucunu tutmaya o kadarda hevesli değilim aslında
Aklımın şadırvanında susuz kalmış umutların.

Erleri aç, eli oltalı düşlerimin.

Devamını Oku
Oktay Baykurt

Kırıldın...
Demiştim dedin kendi kendine kaçkez.
Kaçkez ifadesizliğinden iğrendin hayatın
Fersahlarına kaçtın biliyorum yüzsüzlüğün
ALDIRMA GÜLÜM SEN BANA
ALDIRMA AHŞAP YAPILI YALANLARIMA

Devamını Oku
Oktay Baykurt

tepeden bakmak yaşadığın şehre
anılara arşınlatmak sokakları
kendini unuttuğun caddelere çakmak kalbini
vuslatlar yaşatmak içindeki uzaklara
ve ayrılıklardan gelip yakınlara gitmek
yarmak yokluğunla gökleri

Devamını Oku
Oktay Baykurt

Makberini yükledim dualarımın kirpiklerine
Kefenleri dar gelir gözlerinin bergüzar hasretime
Musalla taşındaki yektam,kalbimdeki son aşk ayinim
Pramitler kapatamaz güzelliğini saklayamaz seni sevdiğimi
Içimden sökemeyecek seni zamanın salyalı dişleri.

Devamını Oku
Oktay Baykurt

bu sabah yürümek istedi canım...arabanın anahtarını vestiyere emanet edip çıktım hayatın doğum saatlerini sancılatmaya...bir küçük kız elinde ekmekle geçti evin önünden hemen arkasından da yaşlı bir amca,selam verdim küçük olduğum için...aldı selamımı ve bana sordu,oğlum burda bir camii varmış yeni yapılan,nerdedir bilir misin...bilmiyorum dedim utanarak,sanki cami yoluna hasrettim...ve ana yola adımlarım ulaştı...gözlerimdeki telaş içimdeki umutla birleşince sana uzanan romantik serseriliğimin geçeceği bu yolu öyle tuttum ki...hemen bakkala uğrayıp jelibon aldım... kıraathaneciden süt istedim...kırtasiyeciden meydan larus...farklı olmaktı sana gelmek...serserliğe kültür katmaktı,olmayacak şeyler istemekti sabah keşmekeşliğinden...ve bir pastahane,sabahın yedisinde dondurma iseyince şaştı adam...sordu karışık mı olsun sade mi? güldüm karışık olsun dedim,nasıl olsa eriyecek ben yemeden...derken bir çocuk belirdi yanımda,öyle mağrur öyle can alıcı bakıyırdu ki dondurmaya kirli yakasından...bir külah ta ona aldım öyle sevindi ki ama kardeşleri üşüştü sonra düşürdü elinden...sırtını döndü bana,suçlu bendim ağlamasına...almasaydım doyardı ona uzaktan bakarak ve kardeşleriyle dövüşmezdi dondurma yalakamaktan...haklıydı...acımak bazen kötülüktü...

duraklarda kızlar vardı hepsini minübusler alıyordu durdukları yerden...fabrika kızı değillerdi,belliydi...aklıma köy günlerim geldi birden ve anladım nereye gittiklerini...ya dometes topluyacaklardı ya da konserve üretilen yerlere fasulye vs toplamaya...sıcacık yataklarından kalkıp aile içinde yer tutunmak için tarlaya gidiyorlardı...umudu varoşlara itenler aslında hata yapıyorlardı...her insanda dert olduğuna göre umudun yanında dert de vardı...acı bir şekilde gülümsedim sonra...bendeki dertte umut yoktu...ne tarlası vardı hasatlanacak ne de konserveesi vardı zamanı gelince açılacak...hayat buydu kendine aldırmadan yaşatmaktı içindekileri...

ve şehir merkezine geldim...insanlar karınca gbi ama çarpışıyorlar telaşlarından..omuzlar vuruyorlar birbirlerine ama aldırmıyorlar...yönlerini adreslerini yapacağı işleri biliyorlar fabrikak kızı gibi...dükkanlarda cam silecekleri haşır haşır çalışıyorlar...fırçalar kürekler bezler de durur mu onlarda işbaşındalar kasiyerlerin elinde...bazıları erken gelmiş simitle peynir yemekte komşularla sohbette...ya ben...sen gelmişmisin ne yazacağım diyerek iş yerime ilerlemekteyim...geldim işte sen geldin bense bu satırları yazdım sevgilim..

Devamını Oku
Oktay Baykurt

...bazen dün oluyor insan...
zamana gömdüklerini çıkarıyor istemeden!
istemeden kutularını açıyorsun yaşanmışların...
ve yollar odalar sığdırıyorsun gözlerine.
ama için acımıyor tozlu geçmişine yüreğinle dokunurken...
yüzünü aynalara asmak yerine bugüne arşivliyorsun,

Devamını Oku