Bazen ne yapacağını bilmezsin…herkes gibi senin de acizlik anın olur hayatta…ne yapacağını biliyorken bile acizliğe yenilirsin…bu üşengeçliktir dersen,yanılıyorsun derim sadece…üşengeçlikte de yapacağını bildiğin halde yapmamazlık vardır ama bu kehilliktendir,içinde bulunulan rahatlığı bırakmamak için elinden geleni yapmaktır…oysa ne yapacağını bildiğin halde yapmamak kendini bırakmak ve hiçbir şeyi yapmayı istememek,kehillik ya da sonra da yaparım demek değildir…bunu tam manasıyla kavramlaştırabilmek ve kelimelere dökmek benim için biraz zor…şuan böyleyim mesela…kendimden bıkmışlık,insanlardan uzaklık hissiyatında duygular ortası bir labirentteyim işte…kurtarılmak yok,imdat dilemek hiç yok…zaten bunlar için de sebeb yok ki…’’bir an’’ sonuçta…günün kaçta kaçını barındırırki can sıkmaya değsin…değiyor ama ne kadar böyle söylesemde…kendimi duyamıyor,gözlerime hükmedemiyor,yüzümü asıyorum sorumsuzca…sorumsuzca çünkü yanımdaki insanlar bunu yanlış anlayabiliyorlar bazen…ve bu kendimden çok,onların benliğindeki ‘’bana’’ zarar veriyor…bir anlık bir şey,eğri büğrü bir bakış,tamir edilemez bir görüş yetisine dönebiliyor…yok ben öyle değilim,iyiyim,öyle demek istemedim,hımm anlamadım vs vs türündeki tepkiler bazen insanları dinlemediğiniz onları dikkate almadığınız hissi verebiliyor ki bu kendi açınızdan edinilmiş bir çok olumlu düşünceleri yıkabiliyor…hani bir söz var ya:iki kişinin bildiği sır değildir…işte ben de bu duygu fırtınalarını,acizliği kend kendime yaşamalıyım ve yanımda kimse olmamalı…anlık yalnızlıklarımı ebedi yalnızlıklara çevirmemek için bunu böyle yapmalıyım…ben hep böyle yapıyorum size de tavsiye ederim…
Yarın gülüşlü yarim
Sevgin de asker benimle
Her bakışın yıldızım
Rütbem hasretin
Künyem gözlerin
lisanen benli bir gece
anlamca senli bir ayı asmış
körpe yıldızlar dizmiş göklere
ismet perdeleri dalgalı pencerenin
karanlıklar israf edilmekte düşte
yüzün stajyerliğini yapmakta yastığımda
Ben sana talibim
Ağırlığınca sevgi iste benden
Başlık parası eksik olsa da kalbimin
Senin için nice aslanları öldürmüş bir yiğidim
Ben sana talibim
içimdeki fırtınam
tenimi yakıp yıkan ateşim
ellerime ver kırmızını
kelebeklerimin kanadını yakma
güllerimin goncalarını savurma
Yüzün ilk cemrem sözlerinse ikinci,
sen badem çiçeklerinin habercisi,
çiğdemlerin moru, sümbüllerin kayası,
menekşelerin duvarı ciğerimin begonyasısın.
Kaburgasız iskeletsiz bir vucuda ait sevgin diyorsun,
Denizlerim senin gemine kapalı,girme batarsın diyorsun
Geldiğim yolllarda izler var,izlerine ihtiyacım yok diyorsun...
SEV ama sevilmek çok güzel diyorsun...Olsun!
.
Sinendeki oyuncaklardan uzak tutma beni ey sevgili
İçimdeki çocuk durmadan oynamak ister atlıkarıncanda
Yanağındaki salıcaktan atma beni
Dudağındaki tramvaya al
Alnındaki beşiğin tülbendi yap
Canım
Şimdi beyazlarındasın imanın
Melekleri saflıyorsun arkana
Yüzünü paylaşamıyor nur kelebekleri
Her eğilip doğruluşunda acizliğini sunuyorsun Allah'a
O yüzün ak-ı pak eden yürek saflığınsa, bana da dua et emi
Bir noktanın içindeki sonsuzluğun olsam
Virgülün kıvrımındaki boynu büküğün
Zamiri olsam cümlelerinin,aitsiz
Sıfatı kılınsam gözlerinin,niteliksiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!