Boynundaki gerdanlık endülüs zamanlı...
Parmağındaki yüzük amazon yeşili...
Burnundaki hızma tacmahal kubbeli...
Elindeli çanta sana kıyam dolu...
Bluzun tropik ateşlerle süslü...
Eteğin mimoza yüzlü...
bir ıslak kibrit gibiyim şuan...
ateşe sebebsizim...
alazlarım minnacık bile değil...
hadeka
günlerin sonuydun
gecenin ortası
hışımlarını özledi yüreğim
nerdesin
basiret tartın nerde
Zifafına girecek cesaretim yok sürgünlerinin
Celalimi elimden aldı cılız çehreli basiretin
Mat bir ritimde oynasın artık alaylarının çengileri
Medetsizinim,haydutluğunu unuttu gözlerimin defleri
Hezarfen aklına uy da heyulası ol aklımın
Şarkıların virajında tepe taklak gitti sevdalı.
Yandı kül oldu ne kadar çicek varsa elinde,
Veremedi en sevdiği kaldırım güzeline...
cağlar üstü helen
gönüllerin dügünü
dillerin dügümü helen
sevmek az seni
sarmak ebediyet
Şimdi bir şey yazmak istesen ne yazacaksın? Şöyle bir düşünelim! Gecedeyiz,yanımda bir eş ve kızım; uzaklara gitmek için bir yol bir sebeb bulmalı değil mi? Ya da eskilerden kalma yıllanmış bir hayal bulmalı ve peşinden koşmalı odanın tavanında.Zor iş gibi görünüyor değil mi? Aslında kolay biliyor musunuz? Tek yapmanız gereken kendinize kalma dürtünüzü elinize alıp o eski güneşlerin altında bir parka gidip oturmak ve sigara tellemeye başlamak...
Gelelim o eski yıllanmış hayali seçmeye.Beynim bir torba değil ki elimi sokup bir yaşanmışlık çekeyim.Biraz yan yatayım bakalım belki eskiden kalma yıllanmış bir anı elime takılır.Elime mi...? Nasıl yani gözlerime miydi yoksa? Neyse neyse bir de yüz üstü yatayım belki yastık birşeyler fısıldar bana.Ne de olsa yirmi yıldır aynı yastığın başıyım,arada bir kılıfı değişiyor hayat gibi ama yine de onla olmak güzel.Hı! tamam buldum! İlk utandığım gün, yani ilkokula gittiğim ilk gün; sonra da gençlik yıllarına geçerim merak etmeyin gece gibi yazım da uzun...
'Ali Gel' ' Ayşe topu tut' diye birşeyler diyor tahtada birisi ama ne top var ortada ne de sınıfta Ali ya da Ayşe diye biri...Herkes yani biz çocuklar bakınıyoruz etrafa,derken hafifçe bir ıslaklık hissediyorum altımda.Yanımda oturansa ilk çocukluk aşkım Güler.Aniden fırlamışım ayağa derken ayağımda bir şıpırtı...Utanmışım, korkmuşum, kaçarcasına çıkmışım sınıftan.Eve öyle bir koşuyorum ki...Anneme, 'anne ben cişimi ettim sınıfta' diyorum.Annem hiç tepki vermeden çıkar oğlum üstündekileri diyor...pantolanumu ve iç çamaşırımı çıkardığımda hiçbir şey göremiyorum.Annem,' oğlum kim oturuyordu yanında' der demez ben o anda Güler'i defterden siliyorum.Ne acı tecrübe,bir çişe bir ilk aşk feda edilmiş...Çocukluk işte...
Beyaz şalını takmışken orman,
Evinden yansıyan ışıkları yutan bir ay göreceksin...
Gel gitlerini hissedeceksin az da olsa bakmalarımın...
Sevgim yanıyor olacak şöminende, ısınacaksın...
Çaydanlığında avuntularım kaynayacak, içemeyeceksin
Ayaklarını bile uzatamayacaksın yerde; karşındaymışım gibi, utanacaksın..
şuan sıcak bir simitin elimi yakmalarındayım...
ısırıp, yarım hilal gibi bıraktığın yerden dişliyorum sanki...
çayımda geldi en sabahlısından...
bir gözlerinin tütsüsü eksik karşımda...
oysa şimdi sen bedeninin vatanındasın,
ayakkabılarının sabit kalmayı sevdiği yerde...
Milad,isanınmış
Ya kime ne bundan
Bana ne
Zamanın başlangıcıymış
Doğmuş da iyi mi etmiş?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!