Kemiklerini kırarcasına
Sarılmak istediğim;
Kokusunu her çekişte
Derin bir huzur bulduğum;
Neredeyse her saba-yı hudada
Simâsında
Buzlu semânın getirdiği
Soğuk rüzigârın
Kulaklarda,
Burunda,
Kaşlarda ve
Tende bıraktığı
Eylül'ün başlarında,
Samsun/Esentepe'de başladım,
Zorlu maceraya.
Birkaç gün kışlada kaldıktan sonra
Kendimi dört duvar arasında, hastanede buldum,
Yine
Gökyüzü ve yeryüzünün
Ferahladığı
Yağmurlu bir gün,
Yine
Gürpınar'ın tarih kokan,
Doğanın ev sahipliği yaptığı
Bozuk asfaltından
Uçurum Tepe'nin
Dikenlerle kaplı,
Şırıl şırıl dökülen
Hırçın ve asi rüzgar
Uğultu çıkara çıkara
Koğuşun duvar ve pencerelerini
Tüm gücüyle iteklerken, baskı uygularken
Gündoğumu'na ne yakın, ne uzak
Bir sabâ-yı siyâhın ortasında
Endamıyla, zarafetiyle
Beni mest eden,
Platonik aşkı, bana
Her defasında tatdıran
Güzelleri
Senin yanında olunca
"Yalnızlık" kelimesine
Hiç ihtiyaç duyulmuyor.
Bir zifiri karanlıkta başladım, yolculuğa,
O zamanlar daha etrafımda,
Ne olup, bittiğini pek bilmezdim.
Kasvetin ortasında,
Önümde ne olup, bittiğini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!