Yontulmuş taş, cilalanmış coşkular
yedi kat gökyüzü ve yedi kat yer altındaki
bilip bilmediğim her şey
tutsak ay ve onun gölgesinde saklanan hayallerim
fırtınaya tutulmuş karanlık bir gecede tıkırtı işittiler.
Hiç yolcu geçmeyen bu handa,
N Nurdan çağlayanlar ki, dökülür ışık ışık,
U Uzanıyor her yere fırçasından rengârenk.
R Rüya gibi her motif, hülyalarla karışık,
T Tatlı bir buğu gibi, güzel baharlara denk...
E Eserken usul usul, yüreğiyle barışık,
N Nasıl dökülmüş sözler, şiirlerde bir âhenk...
duy Lychee
şu an sen yatağında kendinle başbaşa
sımsıcak nefesin
belki düşlerin
.....haydi! arkadaşın gelmeden karıştır şu çayları
veya kahveyi hazırla
nasıl olsa gelir bir daha
dedi ve uyumaya gitti
sabahın yamacından
ruhumun harından yanıp şiire
tel tel aşıp geçip içime
ah! yine yine siz
kemanımın gelin telleri çalarda çalar
nihavent, saba ve hicazkâr
tam ortasından ikiye ayrılır yaş
olgunlaşmamış iki damla
yırtar ocak sonundan şubata
bağlanan düğümü
keskin, soğuk ve yaş.
tüm zamanların en güçlü sesi
evrenin şeffaf göğü altına tutulan aynadan
yansıyan yüzün artık benim
ya sen bensin
ya ahire varan ayna benim.
Nakis nakis isledigi siirlerini
Ud ile calip söylemek gerek
Raks ile dönüp dizelerini
Tenine buse buse islemek gerek
El marifeti göz nuru eserlerini
Naksedip icduvarima civilemek gerek
*
*
Hangi yürege gönül verdi bilinmez
Üretkenliginden sual bi ...
canım teyzecim çok teşekkür ederim her zaman bana yol gösterdin seni seviyorum...