yokluğun gitmedi
aynaya düşen gözlerin
gülüşlerin
karanlık bir gecenin
ölüm meleği.
hani harmanda ekin olursun
örer başak başak buğday
deniz dibinde taş olursun
şekil şekil biçer sular
gecede yarım ay olursun
direndikçe ağırlaşır
dile gelen her kelime
inci mercan taşır közle
nefes sarılır kucak kucak
su taşar ve damıtır gökte
yürek kanat çırpar pır pır
Bir sınır
ve iki beden
umut ayak ucumda yatıyorken
pırıl pırıl güneş donar.
Aydınlık
bir uzak tendedir.
gönül hanemde, kadife buhurdanlıkta
bitimsiz tütsünü kokluyorum
yazgım, kul işlemeli kısrakla dört nala
ve ruhum gül şerbeti kaynatıyor
sunu, billur
sunu, yakut örgülü kutsal kadehlerde
yanan
gök kubbede
kırmızı bir lamba
ışıltısında büyülü
kocaman bir masal
ve içinde elmacık
şafak sök/er kazağını hırkasını
tutar sıcak
bir vakit peri masalının ucuydu
savunmasız sardığı
iki parça nazar
's' hani uçlu olanı
- eksik
o yüzdendir' yazamadığım
va ondandır anlatamadığım
yaşadığımı' dedi oğlan
...ve 'aşk kalıyor bana'
ezgiler gök dalında beyzi uçlar çizerek
portenin her bacağından
not alıp sen suretinde
salındılar şiirler üzerinde öylece
bin hikmetle bezenmiş akustik camekanda
bezen notalarıyla süslü
Nakis nakis isledigi siirlerini
Ud ile calip söylemek gerek
Raks ile dönüp dizelerini
Tenine buse buse islemek gerek
El marifeti göz nuru eserlerini
Naksedip icduvarima civilemek gerek
*
*
Hangi yürege gönül verdi bilinmez
Üretkenliginden sual bi ...
canım teyzecim çok teşekkür ederim her zaman bana yol gösterdin seni seviyorum...