Nurhayat Nalçacı Şiirleri - Şair Nurhaya ...

Nurhayat Nalçacı



Tarla çamuru;
Yuvarlanırdı ayaklarından kadının.
Kamyoncu nazarından fırlayan,
Kayalar parçalanırdı,

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı




Sinek;
Gözüme konma!
Yeşil kanatlarına işlenmişken deryâ

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

Bilir misin;
aşk, yağmuru neden sever?
Zanneder ki,ince ince yağdıkça narı söner.
Halbuki, yağmur ateşi köz eder.
İşte o an yürek demler....

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı




Ne anlatayım?
Bomboşum,
Karanlık geceden daha kara ufkum,

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

Ay doğunca;
kimsesiz tebessümler yıkılır karanlıklara.
Çıkmaz tek bir haykırış!
Geceye avuç avuç kayan yıldızlardan...
Gerçek yüzümüzdür
Ahhhh biz şairler

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

- I -
Günde bir kez hızlı adımlarla bakkala gidip acil ihtiyaçlarını görür dönerdi kadın. Evden çıkarken aldığı yemek artanlarını ve hazır yemleri de yanına almayı unutmaz, öncelikle sokağa çıktığı anı bile ezberlemiş onu bekleyen kedi ve köpeklerini beslerdi. Zamanla öyle olmuştu ki hayvancıklar götürdüğü yemeğe bakmadan onun ardı sıra bakkala kadar gelip onun alış verişini bitirip onlarla sohpetini ve sevmesini bekler, evine kadar eşlik ettikten sonra dönüp yemeklerini yerlerdi.

Komşuları bir türlü alışamamıştı bu hale. Kadın onlara en fazla bir selam veriyor, dakikalarca hayvanlarla sohbet ediyordu. Deli miydi ne? Evine de gitmişlerdi defalarca. Gayet hoş karşılıyor, ikramlarda bulunuyor ama konuştukları konulara katılmıyordu. Sanki onların sohbetinde sağır oluyordu. En güzel kıyafetlerini de giyseler, en paspal halde de olsalar tavrı değişmiyor, ne bugün çok hoşsunuz, ay bu bileziği kaça aldın? diyor ne de 'neden böyle bakımsızsın kız falan yerde ucuzluk başlamış gel bir gün gidelim sana da bir şeyler bakarız' diyordu. Sanki kördü. Ailesiyle, akrabalarıyla ilişkilerini çözmek için o kadar kaynanalarından çektiklerini, görümcelerinin yaptıklarını, kocalarının huysuzluklarını anlatmışlar, ondan tek bir kelime alamamışlardı. Konu açılınca kadın mutfağa gidiyor mecburen kendi aralarında konuşup dönüşünü bekliyorlardı. Biri bir gün dayanamayıp:
- Sizin kayınvalideler nasıldır? deyivermişti. Kadın bir an duraksadı rengi sarardı ve:
- Ben nasılsam onlarda öyle! dedi.

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

Pirinç taneleri midir, bir avuç su da yüzen?
Yoksa;
eski bir aşk hikayesi midir,
ölü sanılan mehtaba küsen...
Ben miyim şiirler içinde pervasız gezen,
sen misin heceleri şiire çeviren?

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

font color='#000000'
Offfff...!
Yine yanık kokusu geliyor mutfaktan;
bu kaçıncı demlik
kararmış kaynamaktan.
Yakan kim, yanan kim?

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

Suskun ve yorgun;
taşınır durursun ışığın gölgesine,
kaç yıldır yarım kalan yolculuğun
süzülüp dalar hep geceye...

Bedenimin iziysen bu duman niye?

Devamını Oku
Nurhayat Nalçacı

Yaklaştıkça;
Günün sonu
Alır canları bir telaş
Batan gün de görür ömrünü
Hüzünle karışır aşk....

Devamını Oku