Umuduydu;
Küllerin içinde parlayan kara ışık
Bir gecelik sıcaklık,
Veya üç beş kuruş harçlık.
İliklere işliyordu soğuk,
Neden böyle az, böyle kısır kandiller?
bir avuç rengi kalıyor toprağıma
Alev alev yanıyor,
kanatsız pervaneler...
Vahalarda su, denizde kum,
Ben bu beyaz elbiseyi sevmedim anne
Neden giydirdin?
Hani çiçekli elbise dikecektin.
Gülemiyorum artık anne
Bağlamışlar altından çenemin
Küçük bir sahil kasabası, denizin koynunda bir sandal ve sevdalı bakan bir çift yürek.... Çağlardı hayalimde ılık, ılık.... Birer birer söndü yılların ışıkları, Olmadı, olamadı... her baharda yaktı, her mevsimde sarardı ışık, boğazıma düğümlendi hıçkırık.... Dünüm kırık, günüm kırık, ömrüm kırık.
Rüyalarım;
Yelkenlerini salar deryaya
Islatır halatları
Yavaş yavaş çekilir sabaha
Hiç kırılmazdım, ağlamazdım, yanmazdım sana
ne olurdu bir günde baharı yaşatsan?
Hep kara kış,
ömrüme oyuk oyuk dolan.
Hani romanlarda yazar ya,
Dem-i Evren;
Dert ile besler istiridyeyi.
Kum bi iznillah
Diriltir incileri......
Üflenir Ney,
Çıkarken merdivenleri, Aceleciydik.
Kararlıydık yürümekte,
Vakit kaybedemezdik emeklemekle.
Ne bir at yetişebilirdi, ne de kısrak,
Güneşi indirsem,
Çözülür mü?
Buz tutmuş dünyanın hisleri.......
Tekrar, tekrar denesem
Isınır mı?
Kimsesizlerin elleri......
her zamanki gibi harika canım kalemin susmasın tebrikler