Bir nisan yağmuruydu gecelerim
Yastığımda kokun, koynumda yavrun.
Sığındığım kapılar soğuk ve sessiz
Gecelerim kadar karanlıktı
Dost bildiklerim.
Mart yanığı rüzgarla yarışan martı;
Üşüyormusun sen de benim gibi?
Yoksa;
Gül dudağındaki türkü ısıtıyor mu seni?
Ahhh Göçmenay;
özledim seni,
bilsen ne çok özledim,
Yudum... yudum gecelerime dolar gözlerin.
Her asır;
Gün seherden kızararak açıyorsa,
Siyahın en derinliklerinden
Çiğ tanesi yağıyorsa;
Sultan Selim- - Saltanatında - - Sancaktar - Salınaydım
Saltanatında- - Sancaktar, - Sahabeye - Sarılaydım
Sancaktar- - Sahabeye - - Sultanlardan da- - sevdalıydım
Salınaydım - Sarılaydım- - Sevdalıydım- - Salavatım
Sultan Selim- - Sarayında- - salınır - sultanlar
Sarayında - Salınır- - sahabe- - sevdalılar
Fakr-i Pirhâni
Günahlarımla- - geldim kapına, - - Şefaat- - - Ya ResulAllâh
Geldim kapına- - merhametini- - umarak,- - Ya Rahmân Allâh
Çirkin ördek yavrusu;
okumuştu o eski masalı,
bir gün değişecekti.
Bekledi, bekledi, bekledi,
o gün hiç gelmedi.....
Balık ağlarına takılı fener
kah yanar,
kah söner...
Rüzgar gülü kadar özgür bedenler
ıslak halatlarını çözer.
Adımlarım;
Ayakların götürdüğü yerde.
Gölgesi yok,
Zaman sarkacının.
Dönüp dolaşıp aynı yere vuruyor
Kuyruğu boyalı akşamların.
Gecenin ilerleyen anlarında evdeki telaş artmıştı. Küçük kız hayretten açılmış gözleriyle seyrediyordu minnoşunun kıvranışlarını ve annesinin dualarla karnını sıvazlayışını. Minnoşun doğumu zorlaşmış, ikinci yavru bir türlü gelememişti dünyaya. Sabah ezanlarıyla birlikte beklenen yavru da merhaba dedi bekleyenlerine. Telaş ve hüzün küçük kızın sevinç çığlıklarına bıraktı yerini. Anne rahatlamış, kız boncuk boncuk bakan siyah yavruyu gülücüklerle karşılamıştı. Birden beklenmeyen bir hareket geldi Minnoşdan, yeni yavruyu temizleyip sarması gerekirken önce koklayıp sonra saldırdı, küçük kız zor aldı yavruyu elinden. Annesi de şaşırmıştı bu beklenmedik tavra. Yavrucuk korkmuş sinmişti iyice. Annesi;
- Mutlaka bir nedeni olmalı minnoş hiç bir yavrusunda böyle yapmamıştı. dedi.
kendi kendine. Yavruyu alıp incelemeye başladı. Kapkara ipeksi tüyleri cıvıl cıvıl bakan gözleriyle çok şirindi. Ama o da ne yavrunun bir eli yoktu! Anne ve kızının gözleri doldu, demek ki yavru sakat diye öldürmeye çalışıyordu kedi. Kız öyle üzüldü ki ağlamaya başladı. Hıçkırıklar arasında;
- Anne minnoşdan nefret ediyorum atalım onu evden, artık onu görmek istemiyorum! dedi.
Annesi;
her zamanki gibi harika canım kalemin susmasın tebrikler