depozitolu hiç bir yalnızlık yoktur
bekareti bilmem kaçıncı yüzyıla karaborsadan hibe
esmer dalgaları vardır İstanbul'un..
çakırkeyif sütunlar
gökyüzüne mıhlanan yıldızlar
ve kaldırım kenarlarında
zaten eğilecekti
söğüdüm
saçlarım kendini
dik bir kavak
sanmasaydı
içimdeki
savaş yorgunu
öpüşlerin ardından
geceye akar bu roman
birikir zaman parmak uçlarına
takvimler arası mesafe kısalır
ağıtlar dolandı ölümün diline
fonda bir asker cenazesi
felç indi gözlerimin gençliğine
feri kefenlendi cıvıltımın
sesim ruhuma kaçtı...
anahtarın sol'üyüm
turuncunun suskusu
akasyalarıma talip oldu şef
Afrika portede zılgıt
bir yanı talih bir yanı tarih
istasyonlar çalıyor
yalanları
bir deprem
yaslanmış bileğime
raksediyor
ve dil yalpalıyor
dipnotu ilk satırına yazılmış
bir ayrılık mektubu gibi
tutuşturdu hayat seni ellerime
diploman yoksa
mezun sayılmazsın hayattan
kapının dışında sen
içinde ben
yeniden göğerir miyim
köklerimi yüreğine diksem
uzak nehirlerin
Görülmezken
Umudun gölgesi
Ekmek,
Ateşten bir fırtına
Yağıyor üstümüze susuzluk!
de ki
topal zamanlar
kursağımda bıraktı hayatı
zembereği enkaz feleğin
kader lal
talih tarumar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!