Sen!
Damlalar gibi çoğaldıkça
ben! O suda
usul, usul
kayboluyorum…
Ama
Sen varmıydın yoksa rüyamıydın
Kimin bu bedenimdeki sarılışın izleri
Hala kulağımda
Sabahların telefon zilleri
Sen sorarmıydın ya da ben
Sevgi bu kadar büyük olabilirmi
Bir yol ayrımındayım!
Bir kavşağın tam ortasında…
Ardımda bıraktım
ne varsalar dan
benim olmayanları…
Var ettiklerimi yüklendim
Bulut mu evi?
yağmurun.
Yoksa gözlerim mi?
İkiside
vefasız çıktı
kayıp gidiyor içimden
Her yıl gibi bu yılda
Her yıl gibi her şeyden.
Hatırladıklarım gün be gün,
Seninle konuşmalarım
O sahil, o kumsal
Ayrılıkta var en çok
Ne işi var?
Kuşun o kafeste…
Benim ne işimin olduğu gibi
O umarsız yürekte…
Şarkısı esir o kuşun,
Kalp çarpıntılarımın
Neşe ya da hüzün
İçeriğinde ne var
Anlatan her zaman gözler mi
Ya da gözlerdeki damlalar
Aykırı duygulardan geçer ruh
En çok hangisinde havalanır bilirsin
Bir tık – Küçük bir merhaba,
İki, üç tık – Alelacele aşk,
Beş tık - Bilinmeyene doğru bir yön.
Tık-tık-tık-tık
Olmaz olamaz!
Tıkır tıkır gelir ayrılık…
Öfke fındık kabuğunda
Eller taşın altında
Beklenen uzaklarda
Düşünceler kuş kanadında
Yüreğimiz ağzımızda
Yoksulluk soğuklarda
Öyle bir dua ki bu!
İpleri senin ellerinde
Uzanıyor tanrı’ya…
Bırakıversen ucunu
Dualarım kabul olacakmış
Güya!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!