Günahla, isyanla doldurduk defteri;
Ne amel, ne ibadet, ne de alın teri...
Kan kaybediyorum,
Günden güne.
Daha bekletmeyin beni;
Gönderin sürgüne.
Aşk acısı derler,
Beni bırak!
Kendi halime...
Ne ara, ne sor!
Ne de konuş,
Tek bir kelime...
Sendeki bu güzellik, göz kamaştırır;
O yüzden herkes, her yerini araştırır…
Çektiğim şu çile,
Kelimelere sığmaz bile.
Sevgini taşıyorum,
Gittiğim her kasabaya,
Konakladığım her il’e.
Burası Fikirtepe, yani benim yurdum;
Bu yollarda geçti, benim çocukluğum.
Üç katlı evimizden kalan tek eser,
Çatısında duran kırmızı kiremitler.
Ben dostumu, hep müslümanlardan seçerim,
Dostum istesin, iğne deliğinden bile geçerim...
Tamı tamına on sene oldu,
Seni tanıdım tanıyalı.
Gelirdim her hafta sonu,
Uzak olsa da Küçükyalı.
Sahile inerdik beraber,
Çok uzun zamandır dinlerim sizi,
Bu satırları yazmamın sizinle ilgisi;
Anlattığınız o güzel hikayeler ve
Yüreğinize işleyen o insan sevgisi.
Sizde benim gibi bilirsiniz ki;
Aklımda karışıyor;
Rakamlar ve sayılar.
Dalgalar ile dövülüyor,
Sahiller ve kıyılar.
Gözden ışık sızıyor,
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...