Savaşa soyun gönlüm, O büyük savaşa;
Ya adam gibi “öl”, Ya adam gibi “yaşa”...
Benim evin istediği,
Şöyle iyi bir boya.
O zaman gör güzelliği,
Sonra bak, doya doya.
Benim evin istediği,
KİTAP
Siz hala dünyayı oyun eğlence sanın, gezin...
Ölünce okunacak bir kitabı var hepimizin...
Ah şu insan,
Karanlığa gömmüş ışığını.
Varlık diye taşıdığı;
Cansız duygusuz et yığını...
Ah şu insan,
Hayatımız dedikodu,
Hayatımız magazin.
Gidin bir akşam üstü,
Taksim’i, Etileri gezin.
Sarhoşları görün,
Ben severim; çayırı çemeni, kurdu kuşu;
Severim; zalimin zulmüne mertçe duruşu
Dünya bir imtihan,
Gelip geçenlerin uğrak yeri.
Ve ben; birkaç günlük yaşayan;
Etten kemikten biri...
Her gün seyrederken güneşin doğuşunu ve de batışını;
Hala anlamış değilim, insanların namaz kılmadan yatışını...
Din dedik, iman dedik; bin parçaya bölündü,
Kızıl bir ufuktan, ne karanlık yüzler göründü...
İster inan bana, ister inanma;
Gerçekten seni unuttum galiba.
Ara sıra gelsen de hatırıma,
Unutmaya yetiyor, azıcık çaba...
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...