Tüm ünlü harflerin yakanda küskün
Çengelli iğnelerin uçlarında
Ucunda mı sallanır sessizlik
Üst üste kapatılan perdelerin
Ateşle doğmuş ağustoslar akşamı
Parmaklarından kacan bakışlarınla,
Sevgileri giyinik, yalnızları çıplak.
Ayak parmaklar
Değdi dudaklar
Amaydı gözler
İrkildi dizler
Mis koktu sevgi
Hoş tattı özler
Semadan damla damla
Yağan her bir heceler
İnse dudaklarından
Kalp odacıklarına
İnkâra yeltense de
Kanın kırmızılığı
Masallara gülen çocuksu yüzlerin
Renkli düşlerle anılarda kalmış
Okuyanın dilinde eskiden kalma
Her cümle sürgün ince dar satırlarda
Suskun ninnileri uykulara düşman
Zamansız açılan kitap kapaklarından
Gerçekle kendini kandıranlar
Silmek için kullanırken
Bir ağaç yaprağını
Gözleri kör, gözleri kapalı
Bildiklerini zannederler
Eğdirip başını kuyuya
Bitmez sanırsın yanılgılarını
Tükürebilse yalnızlığa
Sevebilirdi belki yıkıkları
Yok saydı en çok kendini
Çağlara sığmayan eski zaman dilimlerinde
Aklın kıvrımlarından yükselen fısıltılarla
Konuşmayı yeni öğrenen kalbinin gülüşü
Yüksek rakımlı yerlerin çocuklarıydık
Benim siyah beyaz düşlerime inat
Senin ise renkli çocukluk resimlerin vardı
Takvim sehpalarında hangi ay asılıydı
Ayaklarımıza hangi mevsim kapanmıştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!