Baksan gözlerime
Görecektin
Kan sıcağı gözyaşım
Nasıl yaktı
Elimi alsan eline
adım okunurmuş
çiğnenmemiş topraklarda
tuzu kalmış tenimde denizlerimin
çekilmiş kanım,
buz kesmiş elim ayağım
sana söylenmiş
Sevdiğim varmısın yok musun
ellerin uzak
çölden kalma bedenim
susamış kurak
geldiğim yol değil
hep yanlış durak
Çapraz ateşlere vurdular beni
Nefes aldığıma bakmayın
Derdest edip bir rafa koydular beni,
Albenili renklerime kanmayın.
Ne dostuma yarandım ne düşmanıma,
Beni eller üstünde sanmayın...
Çarpık duvarlarında iğreti resimler
ve menekşeler balkonlarında
renk renk.
Biliyorum gözlerinin akından ak.
ellerinden daha sıcak bir lezzet.
Şaha kalkmış atlar gibi dinginliği ruhumun
dört nala gidişiyle başlayan yolculuğumun
hangi molasında bir çay içimlik zaman,
seni hasretten uzaklaştıran
ardına bakarken gözü yaşlı,
belkide hasrete en yakın o an
Soğuktu üşüyordu güneş
Henüz doğmamış
Bir bebek ağliyordu.
Dumanı tüten bir tas
Çorba yoktu sofrada
Gülmek için bir sebep de
Hüzün çiçekleri bu kokan,
her akşam kapımda.
salkım salkım bağbozumu,
prangalar elimde ayağımda.
Turuncu istekler karıştı laciye
Gökyüzünde kayboldu alai sema
Başkaları mutluluğa arşın arşın
Benimse bilinmeze yürüdü ayaklarım.
Nekavgalar ettim düşlerimle
Sade bir sevinçti yaşadığım
Kalbime taşıdın sen gözlerini
Yemyeşil sabahlara uyandım.
Yıldızlar biçerdim gecelere ışık ışık
Adını çiçekler bile öğrenmişti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!