Yardan ayrılanın gönlü hicran dolu
Ya rab kavuşması için gözleri sulu
Gurbet elinde de doğmuş bu hasret kulu
Bitmez hasretin, dağlar kadar derdin mi var
Gurbette yaralanmış olmuş oyuk oyuk
VAR YARATAN
Başımda var bir ağrı
Gidiyorum yok durağı
Yaratılan tüm varlığı
Var yaratan kâinatı
TURNALI KÖYÜM
Bugün açtım albümü resimde seni gördüm
Çocuk yaşında günlerim, sende geçti ömrüm
Gölünde yetişen otundan şapkamı ördüm
Hayalimi süsleyen cennet turnalı köyüm
Gözümüzü de açarız anneler kucağında
Korkusuzca, oynar, uyuruz onun ocağında
Esirgemeden sunmuş nimeti her defasında
Hayatımız,kanımız feda sana,toprak ana!
Özgürce martılar uçuşur göklerde
Ötüşür,dalaşır neşeleri yerinde
Gözleri balıkta,kulakları seste
Çıkarlar şu güzel sesleri bu ahenkte
Açmışlar kanatları rüzgara karşı
Beyaz-sarı renkle sokulmuş birbirine papatyalar
Kırmızı gelincikler aralarından boynun uzatmışlar
Görünüşünde sanılır ki bir bambaşka dünyalar
Güzelliğine doyum olmuyor samanlı dağları
Dağlarında fıstık çamı,boldur zeytin ağacı
Her gamsızda vardır bir neşe, bizde hüzün
Dostluk yaşatılır, yaşattıkça tatlı sözün.
El âleme bakıyorum oluyorum üzgün,
Bu âlemde insanları, yetiştirmeli düzgün.
Başta ağzın var ama konuşacak dilin yok.
Up uzun uzanmış yatıyor
Sessiz sedasızda batıyor
Sanki huri melek bakıyor
Şu denizin dalga sesinde.
Hafif bir yel eser serinde
Şu penceremden dışarı bakıyorum da
Solumda deniz,sağımda yeşil dağlar
Denizinin üzerinde uçuşan martılar
Vadisinde ser vermiş şu yeşil bağlar
Aralarda koyu yeşeren diplerin de otlar
Üzerinde açılmış rengarenk papatyalar
İnsan bazen tüy gibi hafif
Bazen demir gibi ağır olur
İnsan bazen pamuk gibi yumuşak
Bazen taş gibi,kıvrak,sert olur
İnsan bazen her sesi işitir, duyar
Bazen dalgın, top atılsa duymaz olur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!