Yordular da mı,yoruldun be ey garip
Halini sormadan,bilmeden mi sevip
Tutuşmuş yüreğin aşkı bir acayip
Soruldun da mı, sordun ey yüce sahip?
Aklı selim isen nedir bu ahvalin,
Kul ola rabbim kokusu gire burnundan
Ruhu şahlanır kanı durmaz damarından
Kul kalbine rabbim sözü işler ruhundan
Hiç çıkmaz fenalıklar, küfürler ağızdan
Geldin şu dünyaya bak ki ne kaldı yazdan
ERZURUM
Çağlara dayanır tarih-i yaşın,
Burası onuru ile sahibidir Dadaş’ın.
Palandöken gibi dik dursun başın,
Sen benim yurdum, vatanımsın Erzurum.
Rus sarmış köyü tutulmuş yolları
Bir kuşku düşmüş telaşlı bakışları
Ağlayan sızlayan dinmez acıları
Esir vurgunu olmuş kotiğin koçları
Bir koşuşma tek kaçış sancıları
Bak bastığın yerler kanla hasıl olmuş topraklar
Bir değil binlerce makber altında sıralanmışlar
Vatan uğruna şehit düşmüş kefensiz yatmışlar
Selam, saygı size ey yüce imanlı kahramanlar
Yüce dağlar başına kazılmış isimsiz mekânlar
Düşmanlar elin uzatmış senin kültürüne
Anadilin,örf, adedin,tören sonu biline
Burada senin dilin gidiyor ölümüne
Dilini korumanın zamanıdır ey Türkoğlu!
Kendi türkünü çal,kendi şarkını söyle
GÖNLÜNÜ AÇTA GEL
Kalbini aç seni yaratan Allah’ına
Yüzünü çevirme onun yoluna
İnanıp ta uyma şeytanına
Gönlünü açta gel yaratana
İlmek ilmek nakışların çizer iken
Şairlerin şen şakrağın döker iken
Bahçıvanın tohumunu eker iken
Hasretle nakışın bitişini beklerim.
Gülüne konan bülbülün öter iken
Haydi koş Atatürk’e
Haydi koş uygar ülkesine
Haydi koş güzel yurdu Türkiye ye
Onu tanımak,tanıtmak layık’ıdır övgüye
Bize emanet bırakılan bu ülkeye
Haydi koş ilmin medeniyetine
Güneşli bir bahar günü Yalova deniz sahilinde
Neşeyi burada ararlar, gözler mutluluk sevincinde
Kimisi yan yana,kimisi sırt sırta,oturmuş başlar önde
Bakarda söyleşip,dertleşirler her biri bir köşelerde
Deniz sakin, mavi suyu bazen kabarır halde durur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!