Sürdüm kalbimi sessizliğe
Lal oldu dilim
Suskunum ben hep sensizliğe
Mevsimler geçer, günler ve geceler
Geçmez gözlerine olan hasretim
Terk edelim bu şehri
Bir martı kanadına hüzünlü bir yüz çizerek
Ve belirli belirsiz bir ıslık tutturarak
Camdaki bir çatlak gibi sessizce ,milim milim adımlayarak
Geride çok gam çok keder bırakarak
İçimizdeki bu kadim yalnızlık kalsın geride
Volga nehri gibi uzayıp giden
Kör diyaloglar, sessiz çığlıklar
yarını tüketen, içimi üzen
şüpheli, karamsar ve korkunç sözcükler
Çok roman okudum ağır ve kalın
Yoktu hiçbirinde böyle bir kadın
yagmur yagıyor
şehrin ışıkları,sarı sıcak ve uzak
karanlık dehlizlerinde sokakların
ne sen varsın ne de ben
yagmur yağıyor,
camlardan süzülen damlacıklar gibi
dalından kopan şu sarı yaprak
dalında duran bu yeşil yaprak
yerde toprağa düşmüş şu kızılca yaprak
döngüsü var bir yaşamın
ne anlatmak istiyor bize
yitip gideni mi
sen yorgun, ben yorgun
kim çeker şu kayığın küreklerini
kim sular balkondaki çiçekleri
kim şu mehtaba bakıp ah çeker
adımlar yalnızlığını bu sokakların
sen yorgun, ben yorgun




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!