Bu dünya hassas kalpler için bir cehennemdir demiş yazar
Peki cenneti nerede hassas kalplerin
Sevgiye hasret, bir kara kışta kurumuş dalları hayat agacının
Olmayan bir baharı mı bekler
Gelmeyen bir mektubu bekler gibi
Cenneti nerede , neşesi nerede
Kadehlere sığdıramadım da seni
Kırdım tüm şişeleri ondan
Sevmelere doyamadım diye
yaktım tüm aşk şiirlerini dün gece
Kadehlere sığdıramadım da seni
Görülmemiştir böylesine candan
Içten kalbe dokunan
Ilık bir yaz akşamı gibi sebepsiz koynuma sokulan
Kelimelerden kaleler gibi yıkılıp,yapılan
Devrik bir cümler gibi boynu bükük
Gölgesinde düşlediğimiz ağaçların altında
İlan edilmemiş bir manifesto
Yazılmamış bir tarih
Tarafları olmayan bir anlaşma,aşk
Neden sancılı her doğum
Neden senin kadar zor sevmek
Kalbim unut bu aşkı
Kar yağıyor
Tane tane, düşüyor kaldırımlara
Cılız ışıkların üstünden
Bir kartpostal gibi pencerem
Sokak lambasına bakıyorum
Boynunu bükmüş ağaçlara
Kelebeğin rüyasıyım ben
Olasılıgıyım en imkansız aşkların
Düşleriyim demir perdelerin arkasındaki umudun
Tüm renkleriyim bir çiçeğin,
Yaz günlerinde sarı sıcak, zemheri kışında buz mavisiyim
Dedim ya, kelebeğin rüyasıyım
Bütün kışı kovanında geçirmişti
Karanlık kasvetli havasız bir yerdi
Diğer arıların vızvızlarından kafası şişmişti
Güzel güneşli günlerin özlemiyle uyudu
tüm asker arılar gibi erken yatar, erken kalkardı
Bir Mayıs gecesi
Şehir ışıkları düşmüş suya
Soğuk bir rüzgar ısırıyor tenimi
Bir göl kenarında oturmuşum
İçiyorum bu hayatı hızlıca
Mevsimler geçti ömrümden
Başına taç giymiş güneşler
Kuyruklu yıldızlar
Amansız sevdalar gördüm
Ömrümden mevsimler geçti
Önümden geçip gittin
Gittin mi sahiden?
Ben kalakaldım orada
Sana rastladığım o kaldırımda
Kendimi yenip,merhaba demek istedim sana




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!