Zira, o bir sözle aşık olduğumuz kadını, fesatçı ve tatlı dalgalarıyla kendi içine alarak döndürmekte ve döndüre döndüre bizden uzaklaştırmakta, hatta bizimle alay ettirmekte olduğuna hükmettiğimiz düşman kasırgalarının durmaksızın estiği o anlaşılmaz, o cehennemi eğlenti yerini, evet, o kimse tek bir sözüyle bize insanî ve belki de bir parça munis gösterdiği için kalbimizin bütün muhabbetini kazanır ve bu suretle, bize içerideki korkunç esrara erenlerden biri de kendisi olduğunu ispat ettiği için öbür davetlileri de birer ifrit şeklinde tahayyül etmemizin önüne geçer... İşte, sevdiğimiz kadının, bizce meçhul zevkleri tatmaya gittiği o aşılmaz ve aşılamadığı için bizi işkencede bırakan cümbüşe, akla gelmez bir yarıktan biz de böylece sokuluveririz... Bu dem, demler içinde öyle bir demdir ki, birbiri arkasından gelen bütün anlardan hasıl olmakla beraber öbürlerinden daha gerçek ve bizim indimizde daha mühimdir... Zira, buna bizim sevgilimiz karışmıştır; onu, biz istediğimiz şekilde tahayyül ederiz; ona, biz istediğimiz gibi sahibiz; istediğimiz müdahalede bulunuruz; onu, biz, hemen hemen kendimiz yaratmışızdır... Çünkü, bu, sevdiğimiz kadına 'Ben buradayım! ' diyebildiğimiz demdir...
Icinde bulunuldugu yogunluk nedeniyle, istemeyerek ya da ne bileyim daha baska nedenlerle yanilma, olayi savsaklama, geciktirme, ihmal etme gibi anlarlar iceren terimdir...
Son kullanma tarihi geceli epeyce olmustur...
Ve tabii tum benzerleri gibi written by Bestenegâr'dir...
...
Zira, o bir sözle aşık olduğumuz kadını, fesatçı ve tatlı dalgalarıyla kendi içine alarak döndürmekte ve döndüre döndüre bizden uzaklaştırmakta, hatta bizimle alay ettirmekte olduğuna hükmettiğimiz düşman kasırgalarının durmaksızın estiği o anlaşılmaz, o cehennemi eğlenti yerini, evet, o kimse tek bir sözüyle bize insanî ve belki de bir parça munis gösterdiği için kalbimizin bütün muhabbetini kazanır ve bu suretle, bize içerideki korkunç esrara erenlerden biri de kendisi olduğunu ispat ettiği için öbür davetlileri de birer ifrit şeklinde tahayyül etmemizin önüne geçer... İşte, sevdiğimiz kadının, bizce meçhul zevkleri tatmaya gittiği o aşılmaz ve aşılamadığı için bizi işkencede bırakan cümbüşe, akla gelmez bir yarıktan biz de böylece sokuluveririz... Bu dem, demler içinde öyle bir demdir ki, birbiri arkasından gelen bütün anlardan hasıl olmakla beraber öbürlerinden daha gerçek ve bizim indimizde daha mühimdir... Zira, buna bizim sevgilimiz karışmıştır; onu, biz istediğimiz şekilde tahayyül ederiz; ona, biz istediğimiz gibi sahibiz; istediğimiz müdahalede bulunuruz; onu, biz, hemen hemen kendimiz yaratmışızdır... Çünkü, bu, sevdiğimiz kadına 'Ben buradayım! ' diyebildiğimiz demdir...
...
neydi bildiğin, yada unuttuğun.
umursamaz tavırlarla yol tuutuğun,
aklına gelirmiydi, düşeceğin bu hallere.
bak neler gösteriyor mevla, aklı evellere.
Yolun yarısı bile değilken
Yıllar beni nasıl geçtiniz
Hala umutlarla uyanırken
Gençliğime çizgi çektiniz
Icinde bulunuldugu yogunluk nedeniyle, istemeyerek ya da ne bileyim daha baska nedenlerle yanilma, olayi savsaklama, geciktirme, ihmal etme gibi anlarlar iceren terimdir...
Son kullanma tarihi geceli epeyce olmustur...
Ve tabii tum benzerleri gibi written by Bestenegâr'dir...