Kültür Sanat Edebiyat Şiir

zındık sizce ne demek, zındık size neyi çağrıştırıyor?

zındık terimi ? tarafından tarihinde eklendi

  • Cillop Kedi
    Cillop Kedi

    Sözcük anlamından çok, kulağa hoş gelen bir sözcük:..

  • Ben Efleck
    Ben Efleck

    zındık eski iranda çeşitli anlamlara gelen bir sözcüktür.Zendik fars dilinde sihir demek iken birde eski iranda maninin yazdığı avesta zend yani avesta kitabına yorum manasına gelir.Zend yorumda demektir.İslam dünyası birine zındık dediği zaman bu kitabı unutmamış hala putperest inançlara sahip anlamında kullanıyordu.Yalnız zamanla kelime arapçalaştırılmış ve vezinle zenadık yapılmıştır.İslam alimleri bu kelimeyi daha çok mazdeki,mecusi,manici,zerdüşti gibi İran kökenli inançlar için kullanıyordu.Kitaplı dinler mesela hristiyanlık,musevilik gibi inançlar için zındık kullanılmazdı.Osmanlıda enbüyük zındıklardan biri olarak molla lütfi denen biri örnek olarak gösterilebilir.

  • Cevat Aras
    Cevat Aras

    KUL HAKKINI YİYE YİYE
    HARAMLARI YİYE YİYE
    SEMİRMİŞSİN DOMUZ GİBİ
    İNSANLIKTAN NASİBİN YOK
    ADAMLIKTAN NASİBİN YOK
    ŞEREF HAYA NAMUS GİBİ

    BEHEY ZINDIK GEL İMANA
    SERMAYE EYLEME DİNİ
    UYMA BU KÖTÜ ZAMANA
    PARAYA SATMA KENDİNİ

    ÖZÜN YALAN SÖZÜN YALAN
    DOST GÖRÜNEN YÜZÜN YALAN
    BEŞ VAKİT YATIP KALKTIĞIN
    SECDEDEKİ İZİN YALAN

    BEHEY ZINDIK GEL İMANA
    SERMAYE EYLEME DİNİ
    UYMA BU KÖTÜ ZAMANA
    PARAYA SATMA KENDİNİ

    İŞTE ZINDIK BÖYLE BİR ŞEYDİR...

  • Agit Dağlı
    Agit Dağlı

    dehrilere denilmiştir abasile döneminde yani ateistlere

  • Nurettin Önalan
    Nurettin Önalan

    İnsanı,insanlığı maddi manevi zararlara sürükleyen kişiler.

  • Duffy Duck
    Duffy Duck

    Zındık bana Fındık'ı çağrıştırıyor. Ama ilginç olan Fındık insanda çeşitli şeyler yapan bir meyve. Tabi yerseniz.
    Aslında alakalı olabilir diye düşündüm. Yani zındık madem ateist gibi birşey fındıkta o tür azgınlıklara sebep birşey olabilir. Neden olmasın? O zaman hemen fındık yasaklanmalı..

    Dedim ki, aklıma engizisyon dönemi çukulata yasağı geldi. Sakın ha siz onlara uymayın çukulata faydalıdır. Ona yasak koymayalım.

  • Ela Mihrace
    Ela Mihrace

    günahkar dinsiz

  • Hasan Banuki
    Hasan Banuki

    İNANANA KASTEN SALDIRAN YOK SAYAN.BÜTÜN VİCDANLARI AVUCUNUN İÇİNDE GÖRDÜĞÜNÜ İDİAEDEN BİRTAVIRLA BENCİLCE BENLİĞİNE İLAHLIK HAMLEDENLER AKLIMA GELİYOR

  • Yaşam Aslan
    Yaşam Aslan

    Allah'a ve ahirete inanmayanlarada denir.

  • Sezgin Yeşiltaş
    Sezgin Yeşiltaş

    İslamiyete ait bir kavramdır.

    Günümüzde, üstesinden gelemedikleri topluma ve çevreye dolandırıcılık uyanıkçılık iki yüzlülük bulaştıran dinle alay eden kişilere yakıştırılan en çokta münafık kesimden çıkan ama ateistlere atfedilerek keyif alınan dolayısıyla münafıklıklarının orantısal olarak hoşgörülmesi beklenen kesimin kullandığı bir kavramdir.

  • Oguzcan Demir
    Oguzcan Demir

    halk arasında zıpırlık yapanlara söylenir

  • ?
    ?

    ZINDIK

    Allah'a ve âhirete inanmayan, dinsiz, münkir, mülhid.

    İslâm terminolojisinde, başta Kur'ân-ı Kerîm ve Hadis-i Şerifler olmak üzere âhirete, kıyamet gününe yani öldükten sonra dirilmeye inanmayanlar hakkında kullanılan zındık terimi Müslümanlıktan sonra ortaya çıkmıştır. Müslümanlığın ilk dönemlerinde, İslâm'dan önceki inançlarını sürdürenlere de 'zındık' denilmiştir. Zındık sözü daha genel manada İslâm dininden olmayan, şeriata bağlı bulunmayanlar hakkında kullanılmıştır. İki ilâh inancına sahip olan kişiye de zındık denir. Bir başka görüşe göre aydınlık ve karanlığa kail olmakla beraber, âhirete ve Rubûbiyet inanmayan dinsize de zındık adı verilir. Bazılarına göre küfrünü gizleyerek sureta imanlı ve müslüman gibi görünen münafığa da zındık denir.

    Dil bilginlerine göre zındık kelimesi Farsça 'zendin'den Arapçaya geçmiştir ve 'noksan akıllı kadın' anlamına gelir. Zındık kelimesinin çoğulu 'zenadik' ve 'zenadika'dır. Şehristanî iki ilaha inanan müşrikleri seneviyye olarak nitelendirir. Bunlar aydınlık ve karanlığın ezelî olduğuna, Mecusiler ise karanlığın sonradan yaratıldığına inanırlar. Mecusilerden bir kısmına göre varlıklarının başlangıcı olan aydınlıkla karanlık, Yezdan ile Ehrimen birliğine temelde karşıt (zıt) olan iki kavramdır. Bunların birbirleriyle kaynaşarak bütünleşmesinden kâinatın nizamı ortaya çıkmıştır. Böylece düşünen ve inanan Mecusilere Zerdüşt denir. Manihaizm'e göre âlem, nur ve zulmet denilen iki asıldan meydana gelmiştir. Nurdan hayır, zulmetten şer çıkmıştır. Kâinatta mevcut olan her şeyin insanlar arasında eşit taksimini ilk defa ortaya atan ve bir bakıma komünizmin fikir babası sayılan Mazdekizm'de de bu konuda Manihaizm ve Mecusiliğe benzer birçok husus bulunmaktadır. Bir başka açıklamaya göre zındık Farsça 'zend' kelimesinin Arapçalaştırılmış şeklidir. Buna göre Zerdüşt'ün, kendisine gökten indirildiğini iddia ettiği kitabın adı Zend'dir. Mecusiliğe ait hükümlerin bulunduğu bu kitaba inananlara Zendîn veya Zendîk denilmiştir. Araplar bu kelimeyi biraz değiştirerek Zındık şeklinde telaffuz ederler.

    Mutasavvıflardan bir kısmının cismânî haşri kabul etmeyişleri ve çoğunun vahdet-i vücudu (varlığın tek oluşu) benimsemeleri, görünmeyen Allah'ı inkâr manasına alındığı içindir ki, böyle düşünenler zındık diye isimlendirilmiştir (1) .

    İslâm ceza hukukunu ilgilendiren bir terim olarak zındık, küfrü gerektiren inançlar taşıdığı halde, müslüman gibi görünen kişi anlamına gelmektedir. Arapça lügatlerde kelimenin Farsça 'zinde-kâr', 'zindekerd' sözlerinden çıktığı görülür. Zındık ve zandaki kelimeleri Arapça'da 'ince düşünceli, çok kurnaz' manalarını ifade eder. Zamanın ve maddenin ölümsüzlüğüne inanan, kâinatın oluş ve işleyişini zamana bağlayan kişiye de zındık denilmiştir.

    İslâm'dan önce ve İslâm'ın ilk yüzyıllarında ikili bir inanca sahip bulunmaları, zındıklara karşı sert davranılmasını sebep olmuştur. Zındık kelimesi zamanla daha değişik manalar ifade etmiş, Hz. Muhammed'in peygamberliğini, hatta bütün peygamberleri inkâr edenler için bu terim kullanılmıştır.

    Tarih boyunca birçok fırka, karşısındakileri zındık olarak itham etmiştir. Hz. Ali'nin huzuruna getirilerek, O'nun emriyle yakılmak suretiyle cezalandırılan mürtedlere zındık denildiğini hadis ve siyer bilginleri yazmaktadır. Kaderi inkâr edenlere zındık denildiği de bilinmektedir. Ahmed b. Hanbel Kur'ân'ın mahluk olduğunu söyleyenleri zındık kabul etmiştir.

    Fıkıh kitaplarının büyük çoğunluğu zındıkları beş gruba ayırır: 1. Allah'ı inkâr edenler, 2. Hayır ve şer, aydınlıkla karanlığı iki tanrının yarattığına inananlar, 3. Servet eşitliğini benimseyen Mazdekiler, ancak ölmeyecek kadarla yetinmesi gerektiğini iddia edenler, 5, Ruhların göklere baktığına, bu yolla Cennetleri müşahade ederek onun lezzetlerini tattıklarına inananlar. Kâdı Iyaz Hz. Peygamber'e küfreden kimseyi zındık saymış, İmam-ı Gazzâli de, cismânî haşri inkâr eden İslâm filozoflarını zındık olarak nitelendirmiştir.

    Zındık teriminin mefhum ve şümulünü kesin hatlarıyla tesbit etmek kolay değildir. Zındıklar İslâm'ın ilk asırlarında iki tanrı esasını benimseyen dinlere inanmışlardır. Fikir ve inanç bakımından zındıklar tekfir esasına dayanır. Zındıklıkla itham edilmeyi gerektiren sebeplerin tesbiti konusunda din âlimlerinin görüşü birbirinden farklıdır. Esas olarak zındıklıkta küfrü gerektiren inanç, İslâm'ın herhangi bir şartını inkârdır. Bazı hallerde zındıkla münafık terimleri birbirinin yerine kullanılmakla beraber, yine de her iki terimin şümül ve muhtevası birbirinden farklıdır. Nitekim İslâm'ın ilk yıllarında münafık kelimesiyle ifade edilen hususlar, sonraki fakihler tarafından zındık kelimesiyle tarif edilmiştir. Zındığın samimi olarak Müslümanlığı benimsedikten sonra küfrü gerektiren inançlara sapması da mümkündür.

    islâm hukukçuları zındıka ne gibi bir muamele yapılacağı konusunda çeşitli fikirler ileri sürmüşlerdir. Burada en önemli husus, zındığın tevbesinin kabul edilip edilmeyeceği meselesidir. Hz. Peygamber her samimi tevbenin kabul edileceğini müjdelemiştir. Ancak İslâm hukukçuları zındıklığı yine de bir irtidad (İslâm'dan dönüş) vakası olarak görmüşlerdir. Bu konuda şiddetli davranan bazı Mâlikîler'e göre zındıklık, ölüm cezasını gerektiren bir suç olduğu için tevbe bu cezayı ortadan kaldırmaz. Ancak fıkıh bilginlerinin hemen hepsi, kendiliğinden tevbe etmiş bir zındıka herhangi bir ceza verilemeyeceği kanaatindedirler. Gazzâli, Bâtıniyye ile zındıklar arasında fark görmemekle beraber, kendiliğinden tevbe eden kişinin tevbesinin kabul olunacağını, bundan dolayı öldürülmemesi gerektiğini savunur.

    Zındıklık suçu sabit olan kadın üç mezhebe göre de erkek muamelesi görür. Hanefîlere göre ise Hz. Peygamber'in kadınların öldürülmesini yasaklayan talimatı gereğince sadece tevbeye davet edilir, gerekirse hapsedilirler (Kâdr Ebu Yusuf, Kitabu'l-Harac, çev. A. Özek, İstanbul, 1970, 279) . Eğer zındık kendiliğinden tevbe eder veya telkin sonucu fikrinden vazgeçerse mirası müslüman vârislerine ait olur. Şayet zındık iken ölür veya öldürülürse, Şâfiî ve Mâlikiler'e göre mirası devlet hazinesine kalır. Hanefiler'le bazı fıkıh bilginlerine göre ise, zındıklıktan önceki serveti müslüman vârislerine, zındıklık döneminde elde ettiği servet ise yine vârislerine ait olmakla beraber ganimet sayılır (2) .


    Osman CİLACI
    Şamil İslam Ansiklopedisi