'mezarcı kardeş,mezarcı kardeş,bir çukurda bana kaz elin değmişken! hiçine yaşamışım bu yılları hiçine,hiçine harcamışım ben bu sevdaları hiçine,belki bu akşam gelir girerrim içine.....ustanın yeni bir şiiriydi,ibo show'da okumuştu aynen böyle diyordu..ALLAH RAHMET EYLESİN! '
Ah dostum... o kocaman gövdene O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler? O zalim tabutun tahtalarını Senin üstüne nasıl böyle çivilediler? ... onu bu güzel şiiriyle dinlemeye başlamıştım..Tüm şiir ve sanat dünyasının başısağolsun..
Şiirlerini zevkle okuduğum ve kendi sesinden dinlemekten zevk duyduğum değerli bir şairdi...Allah rahmet eylesin, ailesinin ve şiir dostlarının başı sağolsun...
Aşiret çocuğuyam adım Küheylan Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam Onursuz yaşanmaz demişem Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere Yavri yavri Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam Asi bir Küheylanam Anam rüzgar, babam gurbet Bin yıldır bu koğuştayam Diz çöktürmez beni hasret Seni sevmişem Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi Seni sevmişem Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya Yavri yavri Ölürsem iradi ölürem Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi Asi bir Küheylanam Gözlerini benden ayırma Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama Bana ne getirmişen Cico Karda çürümüş sümbül soğanlarımı Yoksa tozkaldıran taylarımı Dargeçitlerdemi kanatmışan O göçebe sevdamızın yamacına Şimdi kimler konmada söyle Yavri yavri Söyle kınalı kuzun nerde Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan Asi bir Küheylanam Mahmut vurma döşüme Delerem bu duvarları delerem Jandarma kavuşmaz peşime Benki dipsiz uçurum boylarında Paramparça olmuş ölmemişem Benki huysuz nehir yataklarında Yaralarımı çamurla sıvamışam Nasıl sığaram düşündünmü Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi Yavri yavri Dağları çıldırtan öykümü Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam Asi bir Küheylanam El süremezler yeleme Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime Hüznün duvarlarında Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar Bu gevur ölüsü akşamlarda Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın Yavri yavri Şapkam namusumdur Koma buralarda koma Tespihim dağılmasın Asi bir Küheylanam Kesmez beni bu acılar Beni vursada bu puştlar Ancak sırtımdan vururlar
hangi ayrılık varki, böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın hangi cam kesiği varki böyle musluk gibi, içime damlasın hiç sanmam, hasta kalbim, bunu bir süre daha kaldıramaz feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı, bekleyip duramaz
Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren; Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren?
Hangi kırılası eller dolanır şimdi, kırılası belinde? Hangi rüzgar şarkı söyler, O ay tanrıçası teninde? Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı? Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam; hangi kapıyı omuzlayıp kırsam? Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam? Ben de bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam! Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam! .
Hangi tercih beni, en hızlı şekilde öldürür? Hangi şekil öldürmez de ömür boyu süründürür? Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine? Ödül mü koysam, ölü veya diri, seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın? Hangi cam kesiği var ki böyle musluk gibi, içime damlasın? Hiç sanmam, hasta kalbim, bunu bir süre daha kaldıramaz.. Feriştah olsa, böyle eli-kolu bağlı, bekleyip duramaz! ..
Hangi mübarek dua, hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye? Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye? Olur mu be, olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı? Aşk dediğin mendil mi; buruşturup bir kenara atılır mı? Vefa bu kadar basit mi? Alınır mı, satılır mı?
Hangi hırsız çaldı seni yırtık cebimden? Hangi pense kopardı, bizi birbirimizden? Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini? Hangi çöpçü süpürdü, Yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel, çarşaf serip barındırdı? Hangi süslü manzara, seni kolayca kandırdı? Hangi şarlatan imaj, böyle çabuk ilgini çekti? Hangi pembe vaatler, o saf kalbini cezbetti?
Dağ gibi adamı eze-eze, hangi anası tipli parlak çömeze Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze? Hangi yamyamlara yedirdin, o masum rüyamızı? Hangi mahluklar çiğnedi, el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi, benim biriken hıncımı? Hangi mermi dağıtır, insanlara olan inancımı? Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni? Ve hangi su bağışlatır, hangi musalla temizler seni?
Hangi sevgili var ki senin kadar duyarsız ve kalpsiz? Ve hangi sevgili var ki benim kadar çaresiz? Hangi ayrılık var ki böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taşyürek var ki benim kadar ağlasın
tartışmasız her şiiri muhteşem olan her satırında uyumlu dünyalar kuran üstat ve tabii ki bir numara
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin Ki bu yaşlar Utangaç boynunun kolyesi olsun Bu da benim sana Ayrılırken hediyem olsun =========================
Artık sazın bağrı mı olur Kimsenin bilmediği bir ağrı mı Gider kendine gömülürsün Yoksa bu şehir bu sokaklar Seni alır kullanır, seni alır kullanır Santim santim çürürsün. ======================== Aşksa bitti... Gülse, hiç dermedik. Bul kendini kuytularda, hadi dal! Seninle bir bütün olabilirdik... Hoşça kal gözümün nuru, Hoşça kal... ======================== VE DAHA NİCELERİ...
bence yusuf hayaloğlu dinlediğim en iyi şair bana şiiri sevdiren asi bir küheylan.tanşmak konuşmak istediğim ve hayatım boyumca dinlemek istediğim gerçek sanatçı
ne hayaller var ne hangibiri olmuski gercek ama sunu bılırımki insanların hayallerıne gulmemeli çünkü hayalleri olmayanın fazla bırseyı yoktur. yusuf hayaloğlu belkide ne hayalleri vardır belkıde oldu belkıde olmadı benım hayalım ıse onu tanımak bır ünlü olarak değil bir insan bir devrimci bir arkadas olarak.hayalimsin.
Bulutlar ve denizler ufukta bulusup bizim askımızı konusurlarmış,kıskanırlarmış oysa nereden bilsinlerki aşkımızın ilhamını; o bulutların sonsuzlugundan o denizlerin özgürlügünden aldıgımızı.
Yıne bır sonbahar mevsimi Sensiz kaç sonbahar geçti bilmemki İşte yine güneş doğdu Öylesine güzel ve öylesine parlatıyorki O kurumus yaprakların üzerindekı Geceden kalma yağmur damlacıklarını Biliyorum o parlaklık seni bana getirmiyor Ama o güzellik sesizliği unutturuyor.
Ne çok fire verdik üst üste Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta Kimliği tespit edilmemiş ne çok ceset vurdu Zeytin güzeli akşamlarımıza büyük ütopyalar gibi büyük dağlar gibi içerden çürümüşüz meğer YUSUF HAYALOĞLU
yusuf hayaloğlu benim için Türkiye'nin en iyi şairlerinden biridir. Yazdığı şiirler gerçekten çok nadir dinlenebilir şiirlerden.Ahmet Kaya nın da bacanağı olur.Yazdığı şiirleri hep Ahmet Kaya nın ağzından dinlemekte ayrı bir zevk veriyor insana.İyiki varsın YUSUF HAYALOĞLU
şimdi saat sensizliğin ertesi yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın avutulmuş çocuklar çoktan sustu bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış bir ben...
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar utangaç boynunun kolyesi olsun bu da benden sana ayrılığın hediyesi olsun
soytarılık etmeden güldürebilmek seni ekmek çalmadan doyurabilmek ve haksızlık etmeden doğan güneşe bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun.. şimdi iyi niyetlerimi bir bir yargılayıp asıyorum bu son olsun be..bu son olsun! bu da benim sana ayrılırken mazeretim olsun!
şimdi saat yokluğunun belası sensiz gelen sabaha günaydın! işi-gücü olanlar çoktan gitti bir ben kaldım voltasında sensizliğin hiç uyumamış bir ben...
şimdi dişlerimi sıkıp dudaklarıma kanamayı öğrettim ki bu kızıl damlalar körpe yanağında bir veda busesi olsun bu da benden sana heba edilmiş bir aşkın son nefesi olsun...
kafamı duvara vurmadan tanıyabilmek seni beyninin içindekileri anlayabilmek ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü bütün saatleri öylece durdurabilmek için çıldırasıya paraladım kendimi lanet olsun! artık sigarayı üç pakete çıkardım günde olsun be! ne olacaksa olsun! bu da benim sana ayrılırken şikayetim olsun
gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)
USTA VE AÇIK KALPLİ ŞAİR. ŞİİRİNDE.DEDİĞİ GİBİ 'RIZA' NIN PEŞİNDEN GİTTİ..
..CENABI ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM..
Ah ulan Rıza... ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! ..
Yusuf Hayaloğlu
bir başka olur şairlerin gidişleri
sevenlerinin ve yakınlarının başı sağolsun
artık kelimelerin dili koptu ve dilsiz kaldı her cümle... Allah rahmet eylesin...
Şiirseverlerin yüreginde taht kurmuştu, Ah Ulan Rıza Şiirinde zaten çok kalmam bende gelirim diyordu, Ruhu şad mekanı cennet Olsun! Ozan Güner Kaymak / Amsterdam www.yaylacik.com
'mezarcı kardeş,mezarcı kardeş,bir çukurda bana kaz elin değmişken! hiçine yaşamışım bu yılları hiçine,hiçine harcamışım ben bu sevdaları hiçine,belki bu akşam gelir girerrim içine.....ustanın yeni bir şiiriydi,ibo show'da okumuştu aynen böyle diyordu..ALLAH RAHMET EYLESİN! '
Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?
...
onu bu güzel şiiriyle dinlemeye başlamıştım..Tüm şiir ve sanat dünyasının başısağolsun..
Şiirlerini zevkle okuduğum ve kendi sesinden dinlemekten zevk duyduğum değerli bir şairdi...Allah rahmet eylesin, ailesinin ve şiir dostlarının başı sağolsun...
Sonsuzluk yolculuğunda Rahmet diliyorum şaire...
Şiir dünyasının başı sağolsun. Ah ulan Rıza Ah
Cengiz ÖYKE
AH ULAN RIZA.....
sende gidecekmiydin böyle yalnızlıklar ülkesine...
(allah rahmet eylesin)
AH ULAN RIZA.....
sende gidecekmiydin böyle yalnızlıklar ülkesine...
(allah rahmet eylesin)
cogu siiri bestelenmis,her kelimesi insanin icine isleyen gunumuzun basarili sairlerindendir.
Asi Bir Küheylan
Aşiret çocuğuyam adım Küheylan
Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam
Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam vurmuşam
Onursuz yaşanmaz demişem
Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere
Yavri yavri
Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne
Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam
Asi bir Küheylanam
Anam rüzgar, babam gurbet
Bin yıldır bu koğuştayam
Diz çöktürmez beni hasret
Seni sevmişem
Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi
Seni sevmişem
Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi
Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem buraya
Yavri yavri
Ölürsem iradi ölürem
Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi
Asi bir Küheylanam
Gözlerini benden ayırma
Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama
Bana ne getirmişen Cico
Karda çürümüş sümbül soğanlarımı
Yoksa tozkaldıran taylarımı
Dargeçitlerdemi kanatmışan
O göçebe sevdamızın yamacına
Şimdi kimler konmada söyle
Yavri yavri
Söyle kınalı kuzun nerde
Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan
Asi bir Küheylanam
Mahmut vurma döşüme
Delerem bu duvarları delerem
Jandarma kavuşmaz peşime
Benki dipsiz uçurum boylarında
Paramparça olmuş ölmemişem
Benki huysuz nehir yataklarında
Yaralarımı çamurla sıvamışam
Nasıl sığaram düşündünmü
Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi
Yavri yavri
Dağları çıldırtan öykümü
Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam
Asi bir Küheylanam
El süremezler yeleme
Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime
Hüznün duvarlarında
Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen Yavri
Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar
Bu gevur ölüsü akşamlarda
Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın
Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan adımları.Donansın
Yavri yavri
Şapkam namusumdur
Koma buralarda koma
Tespihim dağılmasın
Asi bir Küheylanam
Kesmez beni bu acılar
Beni vursada bu puştlar
Ancak sırtımdan vururlar
Yusuf Hayaloğlu
topal sevda ve ahh ulan Rıza.....
hangi ayrılık varki,
böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın
hangi cam kesiği varki
böyle musluk gibi, içime damlasın
hiç sanmam,
hasta kalbim, bunu bir süre daha kaldıramaz
feriştah olsa,
böyle eli kolu bağlı, bekleyip duramaz
Hangi Ayrılık
Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren;
Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren?
Hangi kırılası eller dolanır şimdi, kırılası belinde?
Hangi rüzgar şarkı söyler, O ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam; hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?
Ben de bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam!
Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam! .
Hangi tercih beni, en hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri, seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki böyle musluk gibi, içime damlasın?
Hiç sanmam, hasta kalbim, bunu bir süre daha kaldıramaz..
Feriştah olsa, böyle eli-kolu bağlı, bekleyip duramaz! ..
Hangi mübarek dua, hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?
Olur mu be, olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi; buruşturup bir kenara atılır mı?
Vefa bu kadar basit mi? Alınır mı, satılır mı?
Hangi hırsız çaldı seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı, bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü, Yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel, çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara, seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj, böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaatler, o saf kalbini cezbetti?
Dağ gibi adamı eze-eze, hangi anası tipli parlak çömeze
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin, o masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi, el değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi, benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır, insanlara olan inancımı?
Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?
Ve hangi su bağışlatır, hangi musalla temizler seni?
Hangi sevgili var ki senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki benim kadar çaresiz?
Hangi ayrılık var ki böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taşyürek var ki benim kadar ağlasın
tartışmasız her şiiri muhteşem olan her satırında uyumlu dünyalar kuran üstat ve tabii ki bir numara
Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettin
Ki bu yaşlar
Utangaç boynunun kolyesi olsun
Bu da benim sana
Ayrılırken hediyem olsun
=========================
Artık sazın bağrı mı olur
Kimsenin bilmediği bir ağrı mı
Gider kendine gömülürsün
Yoksa bu şehir bu sokaklar
Seni alır kullanır, seni alır kullanır
Santim santim çürürsün.
========================
Aşksa bitti...
Gülse, hiç dermedik.
Bul kendini kuytularda, hadi dal!
Seninle bir bütün olabilirdik...
Hoşça kal gözümün nuru,
Hoşça kal...
========================
VE DAHA NİCELERİ...
şimdi kabul edelim şiirler güzel.neden güzel?
yaşanmışlıkları hissettiriyor ta derinden.
ama be güzel kardeşim tüm şiirlerde aynı edayla okunmazkiii
orda fire veriyor işte.
mütemadiyen bir çakırkeyf hâl hakim.
sonra biraz boşvermişlik,efendime söyleyim biraz salaş bir tarz.
üslup hep her şiirde aynı.
yazdıkları iyi ama okumasına lafım budur :)
Biz üç kişiydik...
Ama en özeli...
^^Olmasaydı sonumuz böyle....^^
Ne şiir ama....
Yakıp kavuruyor beynimin sinaptik hücrelerini....
Bir de ^^acılarıma tutunabilsem^^ keşke.....
bence yusuf hayaloğlu dinlediğim en iyi şair bana şiiri sevdiren asi bir küheylan.tanşmak konuşmak istediğim ve hayatım boyumca dinlemek istediğim gerçek sanatçı
ne hayaller var ne
hangibiri olmuski gercek
ama sunu bılırımki insanların hayallerıne gulmemeli
çünkü hayalleri olmayanın fazla bırseyı yoktur.
yusuf hayaloğlu belkide ne hayalleri vardır
belkıde oldu belkıde olmadı
benım hayalım ıse onu tanımak
bır ünlü olarak değil bir insan
bir devrimci
bir arkadas olarak.hayalimsin.
Bulutlar ve denizler ufukta bulusup
bizim askımızı konusurlarmış,kıskanırlarmış
oysa nereden bilsinlerki
aşkımızın ilhamını;
o bulutların sonsuzlugundan
o denizlerin özgürlügünden aldıgımızı.
Yıne bır sonbahar mevsimi
Sensiz kaç sonbahar geçti bilmemki
İşte yine güneş doğdu
Öylesine güzel ve öylesine parlatıyorki
O kurumus yaprakların üzerindekı
Geceden kalma yağmur damlacıklarını
Biliyorum o parlaklık seni bana getirmiyor
Ama o güzellik sesizliği unutturuyor.
yusuf hayal oglu ahmet kayanın bacanagıdıır ve aynı zamanda benım en ıyı arkadaslarımdan bırıdır senı sevıyomm mardınli yılmaz
şair serce kan ve hayat
vay anasını sayın seyirciler... vay anasını....
Yusuf HAYALOĞLU
Ne çok fire verdik üst üste
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta
Kimliği tespit edilmemiş ne çok ceset vurdu
Zeytin güzeli akşamlarımıza
büyük ütopyalar gibi
büyük dağlar gibi
içerden çürümüşüz meğer
YUSUF HAYALOĞLU
yusuf hayaloğlu benim için Türkiye'nin en iyi şairlerinden biridir. Yazdığı şiirler gerçekten çok nadir dinlenebilir şiirlerden.Ahmet Kaya nın da bacanağı olur.Yazdığı şiirleri hep Ahmet Kaya nın ağzından dinlemekte ayrı bir zevk veriyor insana.İyiki varsın YUSUF HAYALOĞLU
ahmet kayanın bacanağı mı ki acaba
Ayrılık Hediyesi
şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...
şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun
soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!
şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...
şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...
kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun
gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla bu benden son dua bu benden ayrılık hediyesi olsun)
Yusuf Hayaloğlu