Böyle de bir kuş varmış. Adı sekreter kuşuymuş. Yılanlara karşı birebir. Ne güzel de pat pat diye vuruyor. Hiçbir yılan elinden kurtulamıyor. Birer tane besleyip yılan görünce üstüne salıvermeli. Beslemek lazım, malum, yılanların nereden çıkacağı belli olmuyor çünkü. Ancak hayvanlara böyle katil vs. isimler takılmasından hoşlanmıyorum. Onlar doğalarının gereğini yapıyorlar. Kirpikleri de pek güzel. Güzel uzun kirpikli gözleriyle bakıp görüyor yılanları, sonrada haklarından geliyor. Afiyet olsun sekreter kuşu. :)
Nacizane görüşüm yılanlarla tanış olursanız hafazanallah olmayınız. Al gardını bu meydanda ya senin baş düşecek ya benimki deyiniz,vurunuz başını vesselam. Yılan doğru söylüyor evet, amma velakin öldüreceğim diyor.
Çok tanrılı dinlerin hüküm sürdüğü devirlerde bir inanca göre yılan gömleğini(derisini) atarak genç kalabilmektedir.İnsanın ölümsüzlüğü yılan tarafından çalınmıştır.İçlerinde yılanların yaşadığı göller,pınarlar şifa vericidir.Bu meyanda,tıp ve eczacılıkta kullanılan yılan figürü bu inancın uzantısıdır.
Yaygın inanca göre,içinde yılanların yaşadığı göller,pınarlar,çermikler şifa vericidir.Günümüzde de tıp ve eczacılıkta kullanılan yılanlı rozetler bu inancın uzantısıdır.İnanca göre yılan gömleğini atarak sürekli genç kalmaktadır.Çok Tanrılı dinlerde ana tanrıçaların hepsi de baş ve ellerinde yılan taşımışlardır
Yılanlar, genellikle üç metre öteyi görebilirler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır
Denize düşen yılana sarılırmış. Mış... Bunu diyen yılanı bilmeyen değil, hiç derdi tanımayan. Dert bilmeyenler konuşurmuş. Kül anlattı: Bir gün babası eğilmiş, o küçük bir kızken, başlamış buna kızmaya. Baba kızıyor, ama o kadar kızıyormuş ki sonu gelmiyormuş. Artık beş yaşlarındaki arkadaşımın canına tak etmiş, babasına bakıp, vıy vıy vıy demiş. E tabii babanın öfkesi malum. Dünyaya bakıp, vıy vıy vıy demek istiyorum. Vıy Vıy Vıy dünya, ve Vıy Vıy Vıy dosltar! ! !
Bugün öğrencilerimden biri sordu: - Öğretmenim şehirde yılan var mı? _ Şehirde yılan olmaz dedim.. Dedim de... Diyemedim ki... Yılanların en tehlikelileri şehirlerde asıl....
Böyle de bir kuş varmış. Adı sekreter kuşuymuş.
Yılanlara karşı birebir. Ne güzel de pat pat diye vuruyor.
Hiçbir yılan elinden kurtulamıyor. Birer tane besleyip
yılan görünce üstüne salıvermeli. Beslemek lazım,
malum, yılanların nereden çıkacağı belli olmuyor çünkü.
Ancak hayvanlara böyle katil vs. isimler takılmasından hoşlanmıyorum.
Onlar doğalarının gereğini yapıyorlar. Kirpikleri de pek güzel.
Güzel uzun kirpikli gözleriyle bakıp görüyor yılanları,
sonrada haklarından geliyor. Afiyet olsun sekreter kuşu. :)
Nacizane görüşüm yılanlarla tanış olursanız hafazanallah olmayınız.
Al gardını bu meydanda ya senin baş düşecek ya benimki deyiniz,vurunuz başını vesselam.
Yılan doğru söylüyor evet, amma velakin öldüreceğim diyor.
Adı yılan olanın yalanına ne hacet.
Aşikare ben azrailin görünen yüzüyüm diyor....
Bu gerçeği bilsek yalanını isteriz .yılanını değil mirim.
Ölümün kıvrak vucutlu,çatal dili hali.
Tahayyülü aklın sınırını zorluyor,aldığı her nefes ölüm kusuyor...
Yılanlar korkunç hayvanlardır, ama asla yalan söylemezler...
Çok tanrılı dinlerin hüküm sürdüğü devirlerde bir inanca göre yılan gömleğini(derisini)
atarak genç kalabilmektedir.İnsanın ölümsüzlüğü yılan tarafından çalınmıştır.İçlerinde yılanların yaşadığı göller,pınarlar şifa vericidir.Bu meyanda,tıp ve eczacılıkta kullanılan yılan figürü bu inancın uzantısıdır.
Yaygın inanca göre,içinde yılanların yaşadığı göller,pınarlar,çermikler şifa vericidir.Günümüzde de tıp ve eczacılıkta kullanılan yılanlı rozetler bu inancın uzantısıdır.İnanca göre yılan gömleğini atarak sürekli genç kalmaktadır.Çok Tanrılı dinlerde ana tanrıçaların hepsi de baş ve ellerinde yılan taşımışlardır
Ölümsüzlüğün sembolü Eczacı ve doktorların amblemi, insanlığa faydalı bir sürüngen
Ölümsüzlüğün ve şifanın sembolü.Derisini değiştirerek uzun yıllar yaşar.Bknz: Eczacıların, doktorların rozetlerine hepsinde yılan figürü vardır.
Yılanlar, genellikle üç metre öteyi görebilirler. Koku almada burun deliklerini değil dillerini kullanırlar. Uzun ve çatallı dillerinin her iki ucu havadan ve yerden gelen kimyasal kokuları alır. İçeri çekildiğinde dil ucundaki kokular damaktaki jakobson organında duyu haline dönüştürülür. Engerek yılanları zehirledikleri avının izini dilleriyle takip ederler ve ölüsünü bularak yutarlar. Yılanların burun delikleri, ağız kapalıyken alt çenedeki hava borusunun üzerine geldiğinden ağızlarını açmadan solunum yaparlar. Avlarını yutarken ağız açık olduğundan burun deliklerinin hava borusuyla ilgisi kesilir. Böyle zamanlarda, vücutlarında bulunan hava torbalarındaki yedek havadan faydalanırlar. Çoğu yılanın sadece sağ akciğeri gelişmiş, diğeri adeta kaybolmuştur. Boa ve piton yılanlarında sol akciğerler küçüktür. İri avların yutulması uzun sürdüğü zaman ağız tabanında bulunan soluk borusunun girişi ağızdan dışarı çıkarılabilir. Bu özellik büyük hayvanları yemek için bir adaptasyondur, yılana ağız dolu olduğunda dahi nefes alma imkânı sağlamaktadır
Denize düşen yılana sarılırmış.
Mış...
Bunu diyen yılanı bilmeyen değil, hiç derdi tanımayan.
Dert bilmeyenler konuşurmuş.
Kül anlattı:
Bir gün babası eğilmiş, o küçük bir kızken, başlamış buna kızmaya. Baba kızıyor, ama o kadar kızıyormuş ki sonu gelmiyormuş. Artık beş yaşlarındaki arkadaşımın canına tak etmiş, babasına bakıp, vıy vıy vıy demiş. E tabii babanın öfkesi malum.
Dünyaya bakıp, vıy vıy vıy demek istiyorum.
Vıy Vıy Vıy dünya, ve Vıy Vıy Vıy dosltar! ! !
-dan korkmam yalandan korktuğum kadar..
yılacak yılacak merak etmeyin ;))))
bana dokunmayan yılan, bin yıl yaşasın dememeliyiz.
bir an gelir tüm zehirine bize akıtır.
neye uğradığımızı şaşırıveririz alimallah.
Su içene bile,asla dokunmayacak kadar hassas ve nazik bir tanrı yaratığı....
İçindeki zehri boşaltmaya fırsat aradığı müddetçe....
Başı ezilmeye mahkumdur....
Aman ya düşündüğün şeye bak, elalem evinde Piranha, Yılan besliyo sen kurbağa beslesen neki....
bknz.
fanteziye bak çay demle :)
ben çin astrolojisine göre yılan yılında doğmuşum
eyyyyvvvaaaaahhh! !
Hayır! ! !
Yılandan korkmam...Yalandan korktuğum kadar...
YALANDAN KORKMAM YILANDAN KORKTUĞUM KADAR..:PpP
Bugün öğrencilerimden biri sordu:
- Öğretmenim şehirde yılan var mı?
_ Şehirde yılan olmaz dedim..
Dedim de... Diyemedim ki...
Yılanların en tehlikelileri şehirlerde asıl....
elektrik daha tehlikeli..
Yılan ruhlu kadınlar :)) Hah hah haaa.....
yalanı tercih ederim valla..
zira yılandan çok daha fazla korkuyorum..
ne biçim bi yaratıksa koca danayı,timsahı bilem yutuyo ya..
Yalan,...Yılanlar yalan sölemediğine göre, insanlar yılandan daha tehlikeli mi oluyo..:P
Yılanlar korkunç hayvanlardır, ama en azından yalan söylemezler. (İNSANLAR GİBİ YALAN SÖYLEMEZLER)
snake..! i am the snake '' devil's dance
Yengemin hiç korkmayıp gördüğü zaman öldürdüğü,
kardeşiminde;
-Aaa ne parlak demir diye eline aldığı mahlıkat.
bana dokunmayan yilan bin yasamasin hani bir deyim vardir su uyur düsman uyumaz.