Yaşam, iki bölümden oluşur; brüt yaşam ve net yaşam.
Brüt yaşam, doğumdan ölüme dek geçirdiğimiz süredir. Net yaşam ise, kendimizle ve sevdiklerimizle yaşayabildiğimiz, başkasının doğrularına uymadığımız, içimizdeki sesi dinlediğimiz ve kendi kanatlarımızla yükselip, çook uzaklara uçabildiğimiz süredir.
Lütfen yaşam vergilerini kaçırıp, net yaşamınızda, brüt rakamınızı yakalayın.
Sular yükselince balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine 'suyun akışı' karar verir.
Yaşam; bir tiyatro deniyorsa ve insanlar da oyuncuysa eğer, bende varım bu oyunda.! ..başrol önemli değil, yenmek yada yenilmek de önemli değil o kadar..aslolan, severek oynamaktır rolünü.. ve ben çok seviyorum rolümü, yani.! çıkarıyorum yaşamın her an'ının tadını. seviyorumm. :))))
Nefes alabilmektir Yaşam! ! Doğmak ve ölmek arası uzun bir serüvendir..Yaşam; kalbimizin tıpkı bir bateri gibi ritmik bi şekilde atmasıdır,Yaşadığınız heyecanlara bağlı olarak bazen çok hızlı atmasıdır kalbin..Bişeyleri paylaşmaktır ve diğer bir yaşama neden olabilmektir Yaşam..Ölüm yatağındaki bi insanın, dünyayı son kez süzerken, sıkıca yapışma ve kalma arzusudur yaşam..Ve Yaşam; yaşadığın güzelliklerin farkına vararak, Coşku ile Yaşamaktır herşeye rağmenn! ! Tıpkı benim yaptığım gibi.. :))))
YAŞAM: yüksek tepelerde hem kuşa hemde yılana rastlayabilirsiniz.; fakat biri uçarak diğeri sürünerek oraya yükselmiştir. sende seçimini yap. Yaşam yüksek bir tepedir,sen oraya nasıl çıkmak istiyorsun. SÜRÜNEREKMİ? .... UÇARAKMI...?
Her şey iç içe yaşam içinde. Kötü varsa ancak iyinin olduğunun farkına varıyoruz. Güzellik çirkinin varlığına borçlu makamını nasıl ki zengin fakire borçluysa servetini. Mutluluk ise hüzne borçlu mahiyetini. Tezatsız dengelenemiyoruz dünyada! Siyah yoksa beyaz yok. Kötü yoksa iyi yok.Hüzün yoksa mutluluk da öyle..
Yaşayabilmek gerek her şeye rağmen, yaşata bilmek için. Hüznü de yaşamak gerek, mutluluğun kıymetini daha iyi bilebilmek için Var olmak gerek her şeye rağmen, var kılmak için. Barışık olmak gerek, en başta küskünlüğe mani olmak için..
Yaşam,Yüce Yaradanın Cenabı Hak adıyla sahneye koydugu irfaniyet oyunudur,bu oyundaki oyuncular yaşamdaki yerlerini oyundaki rolüne göre oyunlarını oynadıkca kendi gerceklerinin farkına varırlar.
Lütfen bir dakika düşünün ve kapatıp gözlerinizi şu soruyu cevap verin.
Doğumdan önce, Ölümden sonra, şimdi dünya üzerinde var mı bir yer göremediğim. Benim bildiğim hissettiğim benim güçüm. Sizin güçünüz.... İstekleriniz... ve istediğiniz...yaşadığınızla eş değer değil mi...?
Yaşam dünyası! yanlış terim böyle terim olamaz ancak Dünyadaki yaşam diyebiliriz ahirette de yaşam olduğuna göre,önce bunun altını çizmek gerek. Kadın için yüklenen bu sorumluluklar(dişi kuş yuva yapar gibi vs.) kadın kuş değildir.Ayrıca başarısız erkeklerin sığındığı sözlerdir diye düşünüyorum,kadın gücünü,bilgisini,becerisini kendi başarıları için kullanmak yerine neden bir erkeği başarıya taşımak için kullansın,daha sonra başarıya götürdüğü erkeğin ukalalıklarına katlanmak,ihanetlerini yaşamak için mi? Erkekler kadınları sömürmenin her zaman bir yolunu bulmuşlar tarih boyunca,kurnazca, kadınların iyi niyetinden yararlanmışlardır,Evet aslında kadınlar öylesine sabırlı,kararlı,üretken,çalışkandırlar ki istedikten sonra kendini de,birlikte olduğu erkeğide başarıya götürürler ama artık gözümüz açıldı! Erkekler lütfen başarıyı yalnız kendiniz çalışarak kazanın...
Yaşamı kisaca bu kadar güzel özetleyen bir yazi ender görülür; 'İnsanlar yaşamı inişli çıkışlı dalgalı yaşamaya mahkum. Yoksa yaşam kuru anlamsız, içinde öykülerden, şiirselden uzak, kuru bir tekdüzelik olurdu. Yaşamı yozlaştırmadan tüm renkleri ve melodileriyle sevebilme yetisine sahip olduğumuz an yaşam bizim yaşamımız olur. Kimi zaman kayıplar, kazançlar, ümit, ümitsizlik, güçlü bir inanç, inançsızlık, red, kabul arasında gidip gelmelerle yapılan yolculuk tek mevsime mahkum olmaktan uzak tutar insanları. Varsın olsun eksiklerimiz, yanlışlıklarımız, acılarımız sevinçlerimiz; ama yozlaşma ve ikiyüzlülük asla....' (Refülman-20.10.07) Bay Refülman agabeyim izninle bu yazini burada gömek istedim, sevgi ve saygilar...
1- Bir kere yaşandığı için sorgulanması gereken tabirdir. Yaşam deneyimlerden ibarettir, deneyimler öğrenme sürecidir. 2- Bu durumda amacı da olabilir, rastgelesel de oluşabilir. Bireysel anlamda kuralları yoktur. 3- Toplumsal anlamda yaşamak vardır ve sadece ikiye ayrılır: (a) üreten kesim (b) üretenleri ve üretilenleri tüketen kesim. 4- Evlilikte yaşam müşterektir ve müşterek kelimesi evlilik için çok hoştur. (Hem karışık, Hem paylaşımlı) 5- Kesinlikle bir öğrenme sürecidir özünde. Ölümle kesişir ve sonunda evlenirler. Güzel bir filmin sonu gibidir. Gerisini göstermezler :)
Farkında olmalı insan...Bir damlacık sudan yaratıldığını farketmeli...Anne karnına sığarken, dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını farketmeli.Henüz bebekken dünya benim dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu...Ölürkende aynı avuçların herşeyi bırakıp gidiyorum işte dercesine apaçık olduğunu farketmeli...ona göre yaşamalı hayatı..
Ah yaşadıklarımızdan zevk almaya bakalım. Tozlu toprağa girmeden önce. Şarapsız,şarkısız,şarkıcısız ve sonsuz, Tozlu toprağın altına yatmadan önce. Ömer Hayyam
Büyüdüm zamanla... Diğer insanlarla birlikte, zamanla birlikte... Sordum insanlara yaşam nedir diye? .. Cevap veremediler... Bir gün aşık oldum birisine, neden diye sormadan kendime... Bir kuş gibi özgürce, bir nehir gibi delicesine akarak, bir deniz gibi sınırsızca sevdim birisini... O zaman anladım ki; YAŞAM SEVGİDİR... SADECE SEVGİ.
Yaşam, iki bölümden oluşur; brüt yaşam ve net yaşam.
Brüt yaşam, doğumdan ölüme dek geçirdiğimiz süredir. Net yaşam ise, kendimizle ve sevdiklerimizle yaşayabildiğimiz, başkasının doğrularına uymadığımız, içimizdeki sesi dinlediğimiz ve kendi kanatlarımızla yükselip, çook uzaklara uçabildiğimiz süredir.
Lütfen yaşam vergilerini kaçırıp, net yaşamınızda, brüt rakamınızı yakalayın.
Net yaşamınızı da sonuna dek harcayın.
Bankalarda, buzdolaplarında, sandıklarda saklamayın.
Onu devretmeyin, ödünç vermeyin, ertelemeyin.
Sıfır kilometre kanatlarınız, bomboş bir bordroyla, arkanızda, denizleri, bulutları, ağaçları, müzikleri, aşkları, dostlukları, kavgaları, gözyaşlarını, o güzelim güneşi, kedileri, kuşlaeı, balıkları, dağları, fotoğrafları, Antep işi lahmacunu, damardan tuzlamayı bırakarak çekip gitmeyin.
Cenneti içinizde de, yanınızda da, az ötenizde de duyumsayın.
Hoparlörde, kâğıtta, bisikletin pedalında, pabucunuzun altında, sırtınızdaki çantada, termosta, küt küt ölünceye dek atacak kalbinizin tam ortasında.
Derleyen: Fatma Demiröven
Ruhuma sunduğun mukaddes günah,
Kanımda ateşten bir şarap oldu.
Sevdanın şimşeği çakınca gönlüm,
Nağmesi alevden bir rebap oldu.
Neyzen
Sular yükselince balıklar karıncaları yer.
Sular çekilince de karıncalar balıkları.
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir.
Çünkü kimin kimi yiyeceğine 'suyun akışı' karar verir.
Kızılderili sözü
Yaşam; bir tiyatro deniyorsa ve insanlar da oyuncuysa eğer, bende varım bu oyunda.! ..başrol önemli değil, yenmek yada yenilmek de önemli değil o kadar..aslolan, severek oynamaktır rolünü.. ve ben çok seviyorum rolümü, yani.! çıkarıyorum yaşamın her an'ının tadını. seviyorumm. :))))
Nefes alabilmektir Yaşam! ! Doğmak ve ölmek arası uzun bir serüvendir..Yaşam; kalbimizin tıpkı bir bateri gibi ritmik bi şekilde atmasıdır,Yaşadığınız heyecanlara bağlı olarak bazen çok hızlı atmasıdır kalbin..Bişeyleri paylaşmaktır ve diğer bir yaşama neden olabilmektir Yaşam..Ölüm yatağındaki bi insanın, dünyayı son kez süzerken, sıkıca yapışma ve kalma arzusudur yaşam..Ve Yaşam; yaşadığın güzelliklerin farkına vararak, Coşku ile Yaşamaktır herşeye rağmenn! ! Tıpkı benim yaptığım gibi.. :))))
sevdiklerim.....
Yaşam yani Hayat,
kırık bir testinin içindeki sudur.
O suyun biteceğini herkes bilirde,
ne vakit biteceği belli değildir.
Muamma..
YAŞAM: yüksek tepelerde hem kuşa hemde yılana rastlayabilirsiniz.; fakat biri uçarak diğeri sürünerek oraya yükselmiştir. sende seçimini yap. Yaşam yüksek bir tepedir,sen oraya nasıl çıkmak istiyorsun. SÜRÜNEREKMİ? .... UÇARAKMI...?
Her şey iç içe yaşam içinde. Kötü varsa ancak iyinin olduğunun farkına varıyoruz. Güzellik çirkinin varlığına borçlu makamını nasıl ki zengin fakire borçluysa servetini. Mutluluk ise hüzne borçlu mahiyetini. Tezatsız dengelenemiyoruz dünyada! Siyah yoksa beyaz yok. Kötü yoksa iyi yok.Hüzün yoksa mutluluk da öyle..
Yaşayabilmek gerek her şeye rağmen, yaşata bilmek için. Hüznü de yaşamak gerek, mutluluğun kıymetini daha iyi bilebilmek için Var olmak gerek her şeye rağmen, var kılmak için. Barışık olmak gerek, en başta küskünlüğe mani olmak için..
güzel bir kız ismi.
Yaşam,Yüce Yaradanın Cenabı Hak adıyla sahneye koydugu irfaniyet oyunudur,bu oyundaki oyuncular yaşamdaki yerlerini oyundaki rolüne göre oyunlarını oynadıkca kendi gerceklerinin farkına varırlar.
GÖZÜM BEDENİM VE RUHUM BİLDİĞİMLE ALGILADIĞIM ANLADIĞIMLA ÖĞRENDİĞİMLE SORUMLU. (düşünemediklerimiz)
ANLAMADIĞIM: NEDEN YAŞAM VAR OLMUŞŞŞŞŞŞŞ
BOŞLUĞUN İÇİNDE OLUŞAN NEDENSİZ KARMAŞIK VAR OLUŞUN (YAŞAMIN) nedeni gizemini merak ediyor ve ürperiyorum......
yaşam benim için budur.........
YAŞAMI ANLATMAK,ANLAMAK İÇİN YAŞANTIMIZI,YAŞAMLARI KESKİN BİR GÖZLEM GÜCÜYLE OBJEKTİF BAKIŞ AÇISI İLE DEĞERLENDİRMELİYİZ. DUYGULARIMIZIN VE İSTEKLERİMİZİN DERİNLİKLERİNE BAKMALI, BAZEN DE KARTAL GİBİ DIŞARDAN BAKMALIYIZ YAŞANTIMIZA. BENCE YAŞANILAN HER YAŞANTIYA KENDİ YAŞAMIMIZA VERDİĞİMİZ DEĞERLE BAKMALIYIZ. İŞTE O ZAMAN YAŞAM DENİLEN GİZEMİNİ ÇÖZMEYE BAŞLARIZ.ÖYLE DEĞİLMİ.....
devr-i emanet beyne'l insan...
Hüzün ile Tebessümün arasında kalan zaman..
Günün sorusu diyelim;
Lütfen bir dakika düşünün ve kapatıp gözlerinizi şu soruyu cevap verin.
Doğumdan önce, Ölümden sonra, şimdi dünya üzerinde var mı bir yer göremediğim. Benim bildiğim hissettiğim benim güçüm. Sizin güçünüz.... İstekleriniz... ve istediğiniz...yaşadığınızla eş değer değil mi...?
Mehmet Aydemir
Yaşam dünyası! yanlış terim böyle terim olamaz ancak Dünyadaki yaşam diyebiliriz ahirette de yaşam olduğuna göre,önce bunun altını çizmek gerek.
Kadın için yüklenen bu sorumluluklar(dişi kuş yuva yapar gibi vs.) kadın kuş değildir.Ayrıca başarısız erkeklerin sığındığı sözlerdir diye düşünüyorum,kadın gücünü,bilgisini,becerisini kendi başarıları için kullanmak yerine neden bir erkeği başarıya taşımak için kullansın,daha sonra başarıya götürdüğü erkeğin ukalalıklarına katlanmak,ihanetlerini yaşamak için mi? Erkekler kadınları sömürmenin her zaman bir yolunu bulmuşlar tarih boyunca,kurnazca, kadınların iyi niyetinden yararlanmışlardır,Evet aslında kadınlar öylesine sabırlı,kararlı,üretken,çalışkandırlar ki istedikten sonra kendini de,birlikte olduğu erkeğide başarıya götürürler ama artık gözümüz açıldı! Erkekler lütfen başarıyı yalnız kendiniz çalışarak kazanın...
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var A.Behramoğlu
Yaşamı kisaca bu kadar güzel özetleyen bir yazi ender görülür;
'İnsanlar yaşamı inişli çıkışlı dalgalı yaşamaya mahkum. Yoksa yaşam kuru anlamsız, içinde öykülerden, şiirselden uzak, kuru bir tekdüzelik olurdu. Yaşamı yozlaştırmadan tüm renkleri ve melodileriyle sevebilme yetisine sahip olduğumuz an yaşam bizim yaşamımız olur. Kimi zaman kayıplar, kazançlar, ümit, ümitsizlik, güçlü bir inanç, inançsızlık, red, kabul arasında gidip gelmelerle yapılan yolculuk tek mevsime mahkum olmaktan uzak tutar insanları. Varsın olsun eksiklerimiz, yanlışlıklarımız, acılarımız sevinçlerimiz; ama yozlaşma ve ikiyüzlülük asla....' (Refülman-20.10.07) Bay Refülman agabeyim izninle bu yazini burada gömek istedim, sevgi ve saygilar...
1- Bir kere yaşandığı için sorgulanması gereken tabirdir. Yaşam deneyimlerden ibarettir, deneyimler öğrenme sürecidir.
2- Bu durumda amacı da olabilir, rastgelesel de oluşabilir. Bireysel anlamda kuralları yoktur.
3- Toplumsal anlamda yaşamak vardır ve sadece ikiye ayrılır: (a) üreten kesim (b) üretenleri ve üretilenleri tüketen kesim.
4- Evlilikte yaşam müşterektir ve müşterek kelimesi evlilik için çok hoştur. (Hem karışık, Hem paylaşımlı)
5- Kesinlikle bir öğrenme sürecidir özünde. Ölümle kesişir ve sonunda evlenirler. Güzel bir filmin sonu gibidir. Gerisini göstermezler :)
yaşam: Suyun berraklığında ve kendi özünde denizlere gür akışı
gibi, insanın kendisini hisetmesidir.
' Yaşam, bir dişçiye gitmeye benzer.Her an daha kötüsünün henüz yaşanmadığına inanırsınız, oysa zaten yaşanmış bitmiştir..' Bismarck
ölümün yaşama karşı olduğunu söylemekten kaçınalım..yaşayan olsa olsa ölünün bir türüdür..çok da ender bir türü..nietzsche
Farkında olmalı insan...Bir damlacık sudan yaratıldığını farketmeli...Anne karnına sığarken, dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metrekarelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını farketmeli.Henüz bebekken dünya benim dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu...Ölürkende aynı avuçların herşeyi bırakıp gidiyorum işte dercesine apaçık olduğunu farketmeli...ona göre yaşamalı hayatı..
ölmek için verilen mücadele...
Ah yaşadıklarımızdan zevk almaya bakalım.
Tozlu toprağa girmeden önce.
Şarapsız,şarkısız,şarkıcısız ve sonsuz,
Tozlu toprağın altına yatmadan önce.
Ömer Hayyam
Yaşam keyiftir...
Büyüdüm zamanla... Diğer insanlarla birlikte, zamanla birlikte...
Sordum insanlara yaşam nedir diye? .. Cevap veremediler...
Bir gün aşık oldum birisine, neden diye sormadan kendime...
Bir kuş gibi özgürce, bir nehir gibi delicesine akarak,
bir deniz gibi sınırsızca sevdim birisini...
O zaman anladım ki; YAŞAM SEVGİDİR...
SADECE SEVGİ.
insanın neşeli kahkahaları içinde yaşanmış üzüntüler...