Heba edilmiş hayatımın kartvizitiyim. Gitar soloyla terbiye edilmiş kahverengi film jeneriğiyim. Figüran benim. Kameraman benim. Kahraman benim. Yönetmen benim! .. VERY SPECIAL THANX TO PAIN!
Yalnızlık ınsanın caresızlıgı mutsuzlığu belkıde ve bazende korkuyu anlatır amakı şu vardır herkes yalnızdır bu dunyada ve yalnızlığa mahkumdur sonsuza dek....
yalnızlık mıdır sizce insanın payına düşen yoksa insanmıdır yalnız kalmayı bilerek ilerleyen nereyami tut ki yarına tut ki yanına yada ölümüne kadar sana yalnız olan bana....... :(((((
benim bi limanım var, benden başka kimse de bilmiyor... yalnızlığa ihtiyacım olduğunda o limana gidiyor ve kendimi seyrediyorum... (biraz megalomanca oldu :)))
Önümüze bir senaryo konmuş. Yazılanları okuyoruz. Tamam, vurgular bize ait, kendi rengimizi katıyoruz oyuna belki, ama o kadar. Herbirimiz önündeki senaryodan konuşan yapayalnız insanlarız. (Böyle düşününce rahatlıyor insan.)
yani tanistik belki de ama belki de hep vardin eslik ediyordun sessiz ve sinsice belki de simdi simdi anliyorum kurnazca ayirdin beni belki de lime lime ayirdin sevdiklerimi belkide
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım, bir haykırsam belki duyulur sesim, ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım
kaderim bu, böyle yazılmış yazım, hiç kimsenin aşkında yoktur gözüm, bir yalnızlık şarkısı çalar sazım, ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım
tatmadığım zevk kalmadı dünyada, hangi kalbe girdimse kaldı izim, taşa geçer, kendime geçmez sözüm, ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım
kaderim bu böyle yazılmış yazım, hiç kimsenin aşkında yoktur gözüm, bir yalnızlık şarkısı çalar sazım, ben yalnızım, ben yalnızım, yalnızım, yalnızım, yalnızım...
ONSUZ GECELER ISSIZ, SOKAKLAR ÖKSÜZSE.. AYRILIK ÖLÜME, VUSLAT SEHERE DENKSE.. HAYAT O'NUNLA GÜZEL VE ONSUZ MÜPTEZELSE.. O HALDE BUGÜN SIZIN GÜNÜNÜZ! ..'
Eger.. O'nu hatirladikta basi göge ermisçesine ya da asansör bosluguna düsmüsçesine ürperiyorsa yüreginiz... ömrü saatlere sikismis bir kelebek telasiyla O hüzünden bu neseye konup kalkiyorsaniz gün boyu nedensiz... ve her kondugunuzda digerini iple çekiyorsaniz bu hislerin... O'nunlayken pervanelesen yelkovanlar, O'nsuz mihlanip kaliyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sinifta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sigmiyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kizariyor, mahcup somurtuyor veya muzip siritiyorsa, ve O, her durdugunuz yerde duruyor, her baktiginiz yerden size bakiyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe agliyorsa... dünyanin en güzel yeri O'nun yasadigi yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanilmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü pembeyse, kislar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her siirde anlatilan O'ysa... her filmin kahramani O... her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açiyorsa... bir anlik ayrilik, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekistirip beyninizi acitiyorsa, istahiniz kapaniyor, istahiniz açiliyor, istahiniz sasiriyorsa... istahiniz, hasret acisinda bile karsi konulmaz bir tat buluyorsa... eliniz telefonda yasiyor, isaret parmaginizla ha bire O'nu tusluyor, dara düstügünüzde kapiyi çalanin O oldugunu adiniz gibi biliyorsaniz... mütemadi bir sarhosluk halinde, her çalan telefona O diye atliyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakistiriyor, konusan birini dinlerken 'keske O anlatsa' diye iç geçiriyorsaniz... kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulaginizdan, teni aklinizdan silinmiyorsa bir türlü... özlemi, sol memenizin altinda tek nüsha bir yasak yayin gibi tasiyorsaniz gün boyu... hem kimseler duymasin, hem cümlealem bilsin istiyorsaniz... O'nsuz geceler issiz, sokaklar öksüzse... ayrilik ölüme, vuslat sehere denkse... gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavir, onca sabir ve nihayetsiz kahir hep O'nun yüzü suyu hürmetine... ugruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... disarida yer yerinden oynuyor ve 'içeri'de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsaniz ve bütün bu hallerinize siz bile akil erdiremiyorsaniz kaybetme korkusu, kavusma sevincinden agir basiyorsa ve ask, gurura baskin çikiyorsa bu yüzden her daim... gece yarisi kadim bir dost gibi kucaklayan tanidik bir sarki, bütün aci sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidiste ayaklariniz 'Geri dön' diye yalpaliyorsa ve siz kendinize ragmen dönüyorsaniz, sinirsiz, sabirsiz, doyumsuz bir tutkuyla... ...o halde bugün sizin gününüz! .. 'Çok yasa'yin ve de 'siz de görün'üz.
Çok istediğim.. ama ölesiye korktuğum..Tekrar istediğim.. yine korktuğum.. İçine en çok girip çıktığım şey..
Sonunda öğrendim.. Bu kadar girip çıkmaya gerek yokmuş..! İnsan en kalabalık olduğu zaman bile aslında yalnız kalabilirmiş.. Şimdi bu kalabalıklarda, bu kadar yalnız kalabildiğim için korkuyorum...!
yalnızlık nedir mi?
yalnızlığım benim sidikli kontesim
nekadar rezil olursak o kadar iyi...
Heba edilmiş hayatımın kartvizitiyim.
Gitar soloyla terbiye edilmiş kahverengi film jeneriğiyim.
Figüran benim. Kameraman benim.
Kahraman benim. Yönetmen benim! ..
VERY SPECIAL THANX TO PAIN!
Yalnızlık ınsanın caresızlıgı mutsuzlığu belkıde ve bazende korkuyu anlatır amakı şu vardır herkes yalnızdır bu dunyada ve yalnızlığa mahkumdur sonsuza dek....
kendi seçimim...
yalnızlık mıdır sizce insanın payına düşen yoksa insanmıdır yalnız kalmayı bilerek ilerleyen nereyami tut ki yarına tut ki yanına yada ölümüne kadar sana yalnız olan bana....... :(((((
içindeki çocukla teke tek maç yapmak ve hep berabere kalmak, bi yensem...
Mutlak yalnızlık mümkün değil. O, Allah'a mahsus. Ama 'mutlak'a yakın bir yalnızlık imkan dahilinde. Tabi gücünüz yetiyorsa. Benim yetmiyor.
Paylaşılamayan tek şey..
benim bi limanım var, benden başka kimse de bilmiyor...
yalnızlığa ihtiyacım olduğunda o limana gidiyor ve kendimi seyrediyorum... (biraz megalomanca oldu :)))
Derin bir sesizlik icinde geldi yalnizlik
hüzünlü bir sonbahar gibi geldi
sokuldu gecenin koynuna usulca
sokuldu ve sustu....
sükunet.çoğu zaman olmaya çalıştığım şey.istem dışı olduğunda insanı ağlamaklı yapar.benimki mazoistlerinse hoşlandığı bi durumdur
Önümüze bir senaryo konmuş. Yazılanları okuyoruz. Tamam, vurgular bize ait, kendi rengimizi katıyoruz oyuna belki, ama o kadar. Herbirimiz önündeki senaryodan konuşan yapayalnız insanlarız. (Böyle düşününce rahatlıyor insan.)
insan yalnız doğar
{ sosyal bi yerde yaşar, yaşar, yaşar; okul-aile-sevgili-cocuk vs...}
ve
yalnız gömerler toprağa....
ne diim artık...
Gönül artık son gişede
Ne fatmada ne ayşede
Unutuldum bir köşede
sorulmayan sorulmayan
Yalnızım yapayanlız
bi de
yani tanistik belki de ama belki de hep vardin
eslik ediyordun sessiz ve sinsice belki de
simdi simdi anliyorum kurnazca ayirdin beni belki de
lime lime ayirdin sevdiklerimi belkide
yalnizliga dair de amma dertliymisim bea :)
yalniz hem bilgesi hem delisidir kendi dünyasinin
yalnizin nesi var nesi yoksatümü birdenbire'dir
yalniz sürekli dinleyendir söylenmemis bir sözü
yalniz kendi ben'inin seni'dir (en sevdigim bu)
yalniz duymus oldugunun sagiri görmis oldugunun körüdür
özdemir asaf tan yalnizliga dair....
gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar,
yeryüzünde sizin kadar yalnızım,
bir haykırsam belki duyulur sesim,
ben yalnızım, ben yalnızım,
yalnızım
kaderim bu, böyle yazılmış yazım,
hiç kimsenin aşkında yoktur gözüm,
bir yalnızlık şarkısı çalar sazım,
ben yalnızım, ben yalnızım,
yalnızım
tatmadığım zevk kalmadı dünyada,
hangi kalbe girdimse kaldı izim,
taşa geçer, kendime geçmez sözüm,
ben yalnızım, ben yalnızım,
yalnızım
kaderim bu böyle yazılmış yazım,
hiç kimsenin aşkında yoktur gözüm,
bir yalnızlık şarkısı çalar sazım,
ben yalnızım, ben yalnızım,
yalnızım,
yalnızım,
yalnızım...
zeki müren
yalnızlık tatlı bir rüya sanki, gerçekler soğuktur buz gibi.
...Kıraç...
'Bir ovanın dümdüz oluşu gibi birşey....' demiş Cemal Süreyya
ee başka söze de gerek yok..Budur işte.....
'Yalnızlık paylaşılmaz,paylaşılsa yalnızlık olmaz' Özdemir Asaf
'yalnızlık allaha mahsustur' gibi sözlerle insanların kendilerini geliştirmek için yalnız kalmamalarına bahane bulup kılıf uydurdukları söz
Paylaşılamayan ve daima tekkişilik yaşanan....
İnsanlar köprü kuracakları yerde, duvar ördükleri için yalnız kalırlar. NEWTON
ONSUZ GECELER ISSIZ, SOKAKLAR ÖKSÜZSE.. AYRILIK ÖLÜME, VUSLAT SEHERE
DENKSE.. HAYAT O'NUNLA GÜZEL VE ONSUZ MÜPTEZELSE.. O HALDE BUGÜN SIZIN
GÜNÜNÜZ! ..'
Eger..
O'nu hatirladikta basi göge ermisçesine ya da asansör bosluguna
düsmüsçesine ürperiyorsa yüreginiz...
ömrü saatlere sikismis bir kelebek telasiyla O hüzünden bu neseye
konup
kalkiyorsaniz gün boyu nedensiz... ve her kondugunuzda digerini iple
çekiyorsaniz bu hislerin...
O'nunlayken pervanelesen yelkovanlar, O'nsuz mihlanip kaliyorsa
yerine,
bir akrep kadar hain...
sinifta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sigmiyor, O'ndan söz
edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi
kizariyor, mahcup somurtuyor veya muzip siritiyorsa,
ve O, her durdugunuz yerde duruyor, her baktiginiz yerden size
bakiyor,
siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe agliyorsa...
dünyanin en güzel yeri O'nun yasadigi yer, en güzel kokusu bedenindeki
ter, en dayanilmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü
pembeyse,
kislar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her siirde anlatilan O'ysa... her filmin kahramani O... her roman
O'ndan
söz ediyor, her çiçek O'nu açiyorsa...
bir anlik ayrilik, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç
diplerinizden çekistirip beyninizi acitiyorsa,
istahiniz kapaniyor, istahiniz açiliyor, istahiniz sasiriyorsa...
istahiniz, hasret acisinda bile karsi konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yasiyor, isaret parmaginizla ha bire O'nu tusluyor,
dara
düstügünüzde kapiyi çalanin O oldugunu adiniz gibi biliyorsaniz...
mütemadi bir sarhosluk halinde, her çalan telefona O diye atliyor,
vitrindeki her giysiyi O'na yakistiriyor, konusan birini dinlerken
'keske
O anlatsa' diye iç geçiriyorsaniz...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulaginizdan, teni
aklinizdan
silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol memenizin altinda tek nüsha bir yasak yayin gibi
tasiyorsaniz
gün boyu...
hem kimseler duymasin, hem cümlealem bilsin istiyorsaniz...
O'nsuz geceler issiz, sokaklar öksüzse...
ayrilik ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavir, onca sabir ve nihayetsiz kahir hep O'nun yüzü suyu
hürmetine...
ugruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor
yoksa...
disarida yer yerinden oynuyor ve 'içeri'de bu sizi zerrece
ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsaniz ve bütün bu hallerinize siz
bile
akil erdiremiyorsaniz
kaybetme korkusu, kavusma sevincinden agir basiyorsa ve ask, gurura
baskin
çikiyorsa bu yüzden her daim...
gece yarisi kadim bir dost gibi kucaklayan tanidik bir sarki, bütün
aci
sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidiste ayaklariniz 'Geri dön' diye yalpaliyorsa ve siz kendinize
ragmen dönüyorsaniz, sinirsiz, sabirsiz, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz! ..
'Çok yasa'yin ve de 'siz de görün'üz.
Çok istediğim.. ama ölesiye korktuğum..Tekrar istediğim.. yine korktuğum.. İçine en çok girip çıktığım şey..
Sonunda öğrendim.. Bu kadar girip çıkmaya gerek yokmuş..! İnsan en kalabalık olduğu zaman bile aslında yalnız kalabilirmiş.. Şimdi bu kalabalıklarda, bu kadar yalnız kalabildiğim için korkuyorum...!
mevsimlerin en güzelidir...tanrının insana armağan ettiği en berrak aynadır...
bazen en iyi dost ama bazen de hiç umulmayacak kadar yaralayıcı...
imanın zayıf düştüğü an...
paylasılmaz
Asıl yalnızken yalnız değilim! SCHİLLER
Dünyada olduğumuzu ölüm bile unutmuşa benziyor. GİOVANNİ VERGA