yüzünüz, gün ışığına küskün bir serçe yavrusu kadar kimsesizdir
bunu anladığımda sizi tanımıyordum bile. ansızın çıktınız karşıma; öyle kararlı bir sessizliğiniz vardı ki, ürkekliğinize bile dokunamadım, hoyrat bulup ellerimi.
boynunuzdaki ve dilinizdeki ben, gözlerinizin kuşatılmış sabah okyanusu parlayışı ve çocuk dağınıklığı ayaklarınızın, uzaklığım oluyor, her özleyişimde sizi.
hayır! gerçek olabileceğinize inanmadım hiç.
en beyaz o gecede bile, lanetli bir korkuyla kapattım gözlerimi. dudaklarınız; yalnız dudaklarınız belki, kudurgan bir sevinçle boğulayazdığım o an.
sizi sevmek için büyüttüğümü söyleyemem kalbimi. ne sizde var buna inanacak genç kız coşkusu; ne de ben, yağmurlardan kaçacak kadar, yitirilmiş bulutlarıma yerinmedeyim. sadece vedalaşmak sizinle ve sonsuza doğru vedalaşmak istiyorum... bir başka uyumun cehenneminde, dilime amansız yakışan sözcüklerle:
küçük bir cam yuvası içinde bir balık,sarı renkte. her yer karanlık ve çıt yok evde.
oturmuş ve dalgın bir şekilde düşünürken su damlasının sesini çok net duymaktır yalnızlık.
o sesi çıkaran balık acıkmamış olsa o sese de hasret kalacağınız andır.
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben.
Mevlana...
Bir derdiniz olduğunda anlatacak kimseniz olmadığında değil; sizi anlayacak kimsenin olmadığını anladığınızda yalnızsınızdır.
yüzünüz, gün ışığına küskün bir serçe yavrusu kadar kimsesizdir
bunu anladığımda sizi tanımıyordum bile. ansızın çıktınız
karşıma; öyle kararlı bir sessizliğiniz vardı ki, ürkekliğinize bile
dokunamadım, hoyrat bulup ellerimi.
boynunuzdaki ve dilinizdeki ben, gözlerinizin kuşatılmış sabah
okyanusu parlayışı ve çocuk dağınıklığı ayaklarınızın, uzaklığım
oluyor, her özleyişimde sizi.
hayır! gerçek olabileceğinize inanmadım hiç.
en beyaz o gecede bile, lanetli bir korkuyla kapattım gözlerimi.
dudaklarınız; yalnız dudaklarınız belki, kudurgan bir sevinçle
boğulayazdığım o an.
sizi sevmek için büyüttüğümü söyleyemem kalbimi. ne sizde var
buna inanacak genç kız coşkusu; ne de ben, yağmurlardan
kaçacak kadar, yitirilmiş bulutlarıma yerinmedeyim.
sadece vedalaşmak sizinle ve sonsuza doğru vedalaşmak
istiyorum... bir başka uyumun cehenneminde, dilime amansız
yakışan sözcüklerle:
yalnızım. çünkü siz varsınız!
Orhan Alkaya
seviş karası bir defterden / 1983