ruhumuzu zaman zaman sarmalayıp bize aslında ne kadar yalnız olduğumuzu tüm insanlığın yanında hissettiren bu sızının birilerinin yanımızda olup olmamasıyla pek de alakası yok. ve aşikâr önümüzde duran bu gerçekliğe de bir faydası yok. bu sadece tek başına başlayıp tek başımıza bitireceğimiz yaşam denen bir başımıza yaptığımız yolculukla alakalı. ne olursa olsun sonuçta yine yalnızız...
Peyami Safa'nın eşsiz eseri tereyağının ne güzel bişe olduğunu hiç yememiş bile olsanız anlamanızı sağlar :) diyalektikle ilgili uzuuuun kısımları vardır. dadından yinmemektedir...
“Aşkın doğması için sevgiliyi görmek, aşkın büyümesi için sevgiliyi görmemek lazımdır... Sevgilimiz olmadıkları halde kendilerine karşı sempati duyduğumuz insanlar pek çoktur. Şu var ki hayranlık ve sempati aşkın ilk tohumlarıdır. Bunlarla beraber arzunun doğması için ümide ihtiyacımız vardır. Bir aşk, sonunda ümitsizliğe düşebilir; fakat başlangıçta ümit etmeyen aşk yoktur. Demek aşkın doğması için en az üç şart bir araya gelmeli: Hoşlanma, ümit, arzu. Bu şartlar aşkın doğması için lazımdır, büyümesi için kafi değildir. Çok defa hoşlandığımız, bizi sevmesini ümit ve arzu ettiğimiz insanlara karşı alakamız, birkaç temastan sonra sönüvermiştir. Aşk, sevgiliden uzakta büyür. Bu kanun hiç şaşmaz: Aşkı besleyen, sevgilinin kendisi değil, daima hayalidir. Çünkü hayal hakikatten daima daha güzeldir.s.100”
'Fatih - Harbiye ' ve birçok romanında olduğu gibi bu kitabında da, doğu ve batı kültürünün arasında kalmış insanlarla karşılaşıyoruz... Karakterleri tanımamız konusunda Peyami Safa bize isimler aracılığıyla yardım etmekte..
Diğer kitaplarına nazaran daha fazla psikolojik tahlille karşı karşıya kalıp, ruhunuzun hezeyanlarına bir yenisini ekleyebilirsiniz...
Tercih yapmak zorunda kalanlar... Kafası karışık... Ruhu karışık insanlar...Onlara yol gösteren güçlü erkek karakteri...
ruhumuzu zaman zaman sarmalayıp bize aslında ne kadar yalnız olduğumuzu tüm insanlığın yanında hissettiren bu sızının birilerinin yanımızda olup olmamasıyla pek de alakası yok. ve aşikâr önümüzde duran bu gerçekliğe de bir faydası yok.
bu sadece tek başına başlayıp tek başımıza bitireceğimiz yaşam denen bir başımıza yaptığımız yolculukla alakalı.
ne olursa olsun sonuçta yine yalnızız...
YALNIZıZ
Yalnızız sevgisiz kalınca, yalnız
Mutlaka yüreği yaracak, biri!
Yalnız, başkaları için yaşarız
Kalpteki yarayı saracak, biri!
Tekrar hayat bulup, sanki teninle
Baştan yaratılıp, senin geninle
Aşk ile alaşım olup, seninle
Sevda kozasını saracak biri!
Kulak verip, dar zamanda çağrına
Derman olup, yürekteki ağrına
Gece gündüz sevgi dolu bağrına
Basarak, sımsıkı saracak biri!
Gururu ateşe atarcasına
Kovsan da eşiğe yatarcasına
Geceyi gündüze katarcasına
Onurla Allah’a varacak biri…
Onur Bilge
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=42021&siir=626416&order=oto
kapıma yığılmışken yalnızlık,
odamda bir ben birde sensizlik,
üstümde her zamanki kırgınlık,
aklımda bir sen birde sensizlik,,
peyami safa romanı..
zaman zaman tasvirlerinden afakanlar bastıysa da okuduğum en güzel kitaplardan..
Peyami Safa'nın eşsiz eseri
tereyağının ne güzel bişe olduğunu hiç yememiş bile olsanız anlamanızı sağlar :)
diyalektikle ilgili uzuuuun kısımları vardır.
dadından yinmemektedir...
yenimi öğrendin
“Aşkın doğması için sevgiliyi görmek, aşkın büyümesi için sevgiliyi görmemek lazımdır... Sevgilimiz olmadıkları halde kendilerine karşı sempati duyduğumuz insanlar pek çoktur. Şu var ki hayranlık ve sempati aşkın ilk tohumlarıdır. Bunlarla beraber arzunun doğması için ümide ihtiyacımız vardır. Bir aşk, sonunda ümitsizliğe düşebilir; fakat başlangıçta ümit etmeyen aşk yoktur. Demek aşkın doğması için en az üç şart bir araya gelmeli: Hoşlanma, ümit, arzu. Bu şartlar aşkın doğması için lazımdır, büyümesi için kafi değildir. Çok defa hoşlandığımız, bizi sevmesini ümit ve arzu ettiğimiz insanlara karşı alakamız, birkaç temastan sonra sönüvermiştir. Aşk, sevgiliden uzakta büyür. Bu kanun hiç şaşmaz: Aşkı besleyen, sevgilinin kendisi değil, daima hayalidir. Çünkü hayal hakikatten daima daha güzeldir.s.100”
Peyami Safa'nın romanı...
'Fatih - Harbiye ' ve birçok romanında olduğu gibi bu kitabında da, doğu ve batı kültürünün arasında kalmış insanlarla karşılaşıyoruz...
Karakterleri tanımamız konusunda Peyami Safa bize isimler aracılığıyla yardım etmekte..
Diğer kitaplarına nazaran daha fazla psikolojik tahlille karşı karşıya kalıp, ruhunuzun hezeyanlarına bir yenisini ekleyebilirsiniz...
Tercih yapmak zorunda kalanlar... Kafası karışık... Ruhu karışık insanlar...Onlara yol gösteren güçlü erkek karakteri...
hepimiz......