dayanmak zormu$ meger sonu belli oyunlara reddetmeye gucun yoksa eger oysa ki ozgurlugu secmek, ba$ka vucutlar sevmek, bir $ehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek var aklimda bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor 'gelirsen severim' diyor yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor, gelirsen severim diyor
her maske bir $ey soyler nefretler, sevgiler birak artik sevmiyorsan eger oysa ki ozgurlugu secmek, ba$ka vucutlar sevmek, bir $ehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek var aklimda bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor 'gelirsen severim' diyor yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor, gelirsen severim diyor
oysa ki ozgurlugu secmek, ba$ka vucutlar sevmek, bir $ehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek var aklimda bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor 'gelirsen severim' diyor yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor, 'gelirsen severim' diyor.
Heralde siz de haberlerin sonunda hava durumunu merakla izliyorsunuzdur. Acaba yarın yağmur yağacak mı? Şemsiyemi yanıma alayım mı? Yağmur günlük yaşantımızın çok önemli bir parçasıdır. Bazı yerlerde kuraklıktan yağmur duasına çıkılırken, bazı yerlerde de caddelerde sandallarla dolaşılıp, sel basan evlerden, eşyaları kurtarmaya uğraşırlar. Peki nasıl oluyor da başımıza böyle göklerden sular geliyor? Aslında mekanizma basit. Güneş ışığının etkisi ile yeryüzünden su buharlaşıyor, yani gaz haline geçiyor. Bu durumda havadan hafif olduğundan atmosferde yükseliyor. Yükseldikçe hava soğuyor ve hava basıncı azalıyor. Su buharı soğudukça havadaki toz parçacıklarına tutunarak su dalası haline dönüşüyor ve bunların milyonlarcası havada birleşerek gözümüze bulut olarak görünüyorlar. Bulutları oluşturan bu su damlacıkları hemen yakınlarındakilerle sürekli birleşiyorlar, büyüdükçe büyüyorlar, ağırlıkları artıyor, yeterli ağırlığa ulaşınca yer çekiminin etkisi ile yere düşmeye başlıyorlar. Yeryüzünden buharlaşıp, bulut oluşturup sonra yağmur olarak yeryüzüne dönen su buharının havada geçen bu macerası ortalama 8 gün sürüyor. Ancak bulutun içindeki su damlacıklarının tümü yağmur olarak yeryüzüne inmiyor. Bir nulutun en fazla yarısı yağmur olarak yağabilir ve bu da normalde 30 dakika sürer ama bulut devamlı olarak yeniden oluştuğundan yağmur saatlerce, hatta günlerce sürebilir. Bu arada rüzgara bağlı olarak bulutlar devamlı hareket ettiklerinden yağmur çok geniş bir alana yağabilir. Bugüne kadar dünyamızda tespit edilmiş en yoğun yağış 26 Kasım 1970'de Guadaloupe'de olmuş, sadece bir dakikada 3.81 santimetre yağmur yağmıştır. Atmosferde, yani başımızın üzerindeki havada 13 milyar ton su buharı bulunuyor. Bunun hepsinin bir anda yeryüzüne indiğini düşünebiliyor musunuz? Dünyamızda yağmurun çoğu, yani yüzde 78'i okyanusların üzerine yağıyor. Bu da çok normal, çünkü havanın içindeki su miktarının kaynağı hemen hemen aynı oranda okyanuslardan geliyor. Yağmur damlalarının yarı-çapları 0.5 milimetreden 6.35 milimetreye kadar değişebiliyor. 5.0 milimetre yarı-çapındaki bir yağmur damlasının 1800 metre yükseklikteki bir bulutun çıkıp başınızın üstüne düşmesi için geçen zaman yaklaşık 3 dakikadır. Yani aslında şemsiyenizi açabilmeniz için yeterli süre vardır. Suni yağmur yaratabilmek için günümüzde bazı teknolojiler geliştirildi ki, temeli su damlacıklarının yapışabilmesi için çekirdek görevi yapabilecek tozları bulutun içine gönderebilmektir. Bunun için bulut uçak veya helikopterden gümüş iyodür ile bombalanıyor. Bu işte de en iyi olan İsrailliler. Onlar bu yöntemle yağmur miktarını yüzde 13 oranında artırabilmişler. Yağmurun oluşabilmesi için ana etkenlerden biri olan toz parçacıklarının, yani hava kirliliğinin artması ise tam tersi etki yapıyor, bu durumda damlacıklar küçülüyor ve yağmur olarak yere düşmeyi başaramıyorlar.
Kuran'da, yağmurun 'ölü bir beldeyi diriltme' işlevine birçok ayette dikkat çekilir:
... Biz gökten tertemiz bir su indirmekteyiz. Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için. (Furkan Suresi, 48-49)
Yağmurun, canlılar için kaçınılmaz bir ihtiyaç olan suyu yeryüzüne bırakmasının yanında bir de gübreleme özelliği vardır. Denizlerden buharlaşarak bulutlara ulaşan yağmur damlaları, ölü toprağı 'canlandıracak' bazı maddeler içerirler. Bu 'canlandırıcı' özellikli yağmur damlalarına 'yüzey gerilim damlaları' adı verilir. Yüzey gerilim damlaları, biyologların deniz yüzeyinin mikro katmanı dedikleri üst kısımda oluşurlar; milimetrenin onda birinden daha ince olan bu yüzeysel zarda, mikroskobik alglerin ve zooplanktonların bozulmasından gelen pek çok organik artık vardır. Bu artıkların bazıları, deniz suyunda çok az bulunan fosfor, magnezyum, potasyum gibi elementleri ve ayrıca bakır, çinko, kobalt ve kurşun gibi ağır metalleri seçip ayırarak, kendi içlerinde toplarlar. Yeryüzündeki tohum ve bitkiler, yetişmeleri için gereksinim duydukları çok sayıdaki madensel tuzları ve elementleri işte bu yağmur damlalarında bulurlar. Kuran'da, bir başka ayette bu olay şöyle bildirilir:
Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. (Kaf Suresi, 9)
Yağışlarla toprağa inen bu tuzlar, verimi artırmak için kullanılan geleneksel gübrelerin bazılarının (kalsiyum, magnezyum, potasyum vb.) küçük örnekleridir. Bu tür aerosellerde bulunan ağır metaller ise, bitkilerin gelişiminde ve üretiminde verimlilik artırıcı elementleri oluştururlar. Kısacası, yağmur önemli bir gübredir. Fakir bir toprak, yalnızca yağmur aracılığıyla gelen bu gübrelerle bile, yüzyıllık bir süre içinde bitkiler için gereken tüm elementleri kazanabilir. Ormanlar da, yine bu deniz kökenli aerosoller yardımıyla gelişir ve beslenirler.
Bu yolla, her yıl kara parçalarının toplam yüzeyi üzerine 150 milyon ton gübre düşmektedir. Bu doğal gübreleme işleyişi olmasaydı, Dünya üzerinde çok daha az bitki olacak, hayat dengesi bozulacaktı. Ayette verilen, yağmurun canlandırma özelliği ile ilgili bilgi, Kuran'ın sayısız mucizevi özelliğinden sadece biridir.
Yağmurun nasıl oluştuğu uzun süre insanlar için bir sırdı. Ancak hava radarlarının keşfedilmesinden sonra, yağmurun hangi evrelerden geçerek oluştuğu kesinlik kazandı. Buna göre, yağmur üç evreden geçerek oluşur: Önce rüzgar yoluyla yağmurun 'hammaddesi' havalanır. Ardından bulutlar meydana gelir ve en son olarak da yağmur damlacıkları ortaya çıkar.
Kuran'da yağmurun oluşumu ile ilgili aktarılanlarda ise, tam da bu süreçlerden söz edilmektedir. Bir ayette bu oluşum hakkında şöyle bir bilgi verilir:
Allah, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda Kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler. (Rum Suresi, 48)
Şimdi ayette ifade edilen üç evreyi teknik olarak inceleyelim:
1. EVRE: 'Allah rüzgarları gönderir...'
Okyanuslardaki köpüklenme ile oluşan sayısız hava kabarcığı sürekli ortaya çıkmakta ve su zerreleri sürekli olarak gökyüzüne fırlamaktadır. Tuzca zengin olan bu zerreler daha sonra rüzgarlarla taşınır ve atmosferde yukarılara doğru yol alırlar. Aerosol adı verilen bu küçük parçacıklar 'su tuzağı' adı verilen bir mekanizmayla yine denizlerden yükselen su buharını kendi çevrelerinde minik damlalar halinde toplayarak bulut damlalarını oluştururlar.
2. EVRE: '... böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar...'
Tuz kristallerinin ya da havadaki toz zerrelerinin etrafında yoğunlaşan su buharı sayesinde bulutlar oluşur. Bunların içindeki su damlacıkları çok küçük olduklarından (0.01 ile 0.02 mm çapında) havada asılı kalırlar ve göğe yayılırlar. Böylece gökyüzü bulutlarla kaplanır.
Yukarıdaki çizimde okyanuslardaki köpüklenme ile oluşan su zerreciklerinin gökyüzüne fırlaması görülmektedir. Bu, yağmurun oluşumundaki ilk aşamadır. Bundan sonra oluşan bulutlardaki su damlacıkları havada asılı kalacak ve bunlar yoğunlaşarak yağmuru oluşturacaktır. Bu aşamaların tümü ayetlerde eksiksiz olarak bildirilmektedir.
3. EVRE: '... nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün.'
Tuz kristallerinin ve toz zerreciklerinin etrafında biraraya gelen su parçacıkları iyice yoğunlaşarak yağmur damlalarını oluştururlar. Böylece havadan daha ağır bir konuma gelen damlalar, buluttan ayrılarak yağmur biçiminde yere düşmeye başlarlar.
Görüldüğü gibi yağmurun oluşumundaki her aşama, Kuran ayetlerinde bildirilmektedir. Üstelik bu aşamalar doğru sıralama ile açıklanmıştır. Dünyadaki birçok doğal olayda olduğu gibi, bunda da Allah en doğru açıklamayı yapmakta, üstelik bu açıklamayı keşfedilişinden asırlar önce Kuran'la insanlara duyurmaktadır.
Yağmurun oluşumu ile ilgili olarak başka bir ayette şu bilgiler verilmektedir:
Görmedin mi ki, Allah bulutları sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp-çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir; şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir. (Nur Suresi, 43)
Bulut tipleri üzerinde araştırma yapan bilim adamları yağmurun oluşumu ile ilgili şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşmışlardır. Yağmur bulutları belirli bir sistem ve aşamalar dahilinde oluşmakta ve şekillenmektedir. Yağmur bulutlarından biri olan kümülonimbüs türü bulutların oluşum aşamaları bilimsel olarak şöyledir:
1. AŞAMA, Sürülme: Bulutlar rüzgarlar tarafından bulundukları yerden itilir yani sürülürler.
2. AŞAMA, Birleşme: Rüzgar tarafından itilen bu küçük boyuttaki bulutlar (kümülonimbüs) sürüklendikleri yerde birleşip yeni büyük bulutları oluştururlar. 35
3. AŞAMA, Yığılma: Küçük bulutlar birleştikten sonra büyük bulutun içindeki yukarı doğru çekiş kuvveti artar. Bulutun merkezindeki yukarı çekiş kuvveti kenarlardaki çekişten daha güçlüdür. Bu yukarı çekişler bulutun gövdesinin dikey olarak büyümesine neden olur. Böylece bulutlar yukarıya doğru genişleyerek üst üste yığılmış olur. Bu, dikey olarak büyümüş bulutun gövdesinin atmosferin daha serin yerlerine doğru uzamasına sebep olur. İşte bu noktada atmosferin serin bölgelerinde bulutta su ve dolu damlaları büyümeye başlar.
Bu aşamaların sonucunda, su ve dolu damlaları -yukarı çekiş gücünün onları destekleyemeyeceği kadar- ağırlaştıkları zaman da bulutlardan yağmur, dolu vs. şeklinde düşmeye başlarlar. 36
Unutmamak gerekir ki meteorologlar bulut oluşumu, yapısı ve fonksiyonu ile ilgili detayları gelişmiş ekipmanlar (uçak, uydu, bilgisayar vs.) kullanarak yakın zamanda öğrenmişlerdir. Görülen odur ki, Allah bu ayetlerinde de bize 1400 sene öncesinde bilinmesi mümkün olmayan bir bilgi vermiştir.
(A) Ayrı ayrı küçük bulut parçaları (kümülonimbüs bulutları) (B) Küçük bulutlar biraraya geldiğinde oluşan daha büyük bulutun içindeki yukarı çekilmeler artar, böylece bulutlar yukarıya doğru yığılır.
Yukarıya doğru genişleyerek üst üste yığılan bulutlar dikey olarak büyüdükleri için atmosferin daha serin yerlerine doğru ulaşırlar. Atmosferin serin bölgelerinde ise su ve dolu damlaları büyümeye başlar. Ağırlaşan su damlaları buluttan yağmur, dolu vs. şeklinde düşmeye başlar. İşte bu bilimsel gerçek Nur Suresi'nin 43. ayetinde 14 asır önce: '... sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp çıktığını görürsün...' ifadesi ile bildirilmiştir.
Buz kristalleri, içinden geçtiği sıcak hava tabakası çok dar olduğundan partiküllerin bir kısmı erir. Daha alttaki soğuk hava tabakasının içine girdiğinde tekrar donarlar ve yere buz paletleri ya da karla karışık yağmur olarak düşerler. Karla karışık yağmur, donan yağmurdan daha nadir görülür ve yere ya da bir nesneye çarptığında sıçrayarak donan “donmuş yağmur damlası” olarak tanımlanır.
Yağmur: bulut içindeki büyüyen su damlacıkları bulutta tutunamayacak kadar çok ağırlaşmasıyla yağmur olarak yere düşerler. Yağmur, birleşen geniş şekilli kar tanelerinin buz kristallerine dönüşmesi şeklinde de başlayabilir. Kar taneleri düşerken donma seviyesinden daha sıcak havanın içine girince erir ve yağmur damlalarına dönüşürler. Aşağıdaki resimde, orajdan kaynaklanan sağanak yağmur görülmektedir.
Yer seviyesi civarında sıcaklık profili tamamen donma noktasının üzerindedir bu sebeple bütün buz partikülleri yer seviyesinde bu sıcak hava ile karşılaşır ve yere yağmur şeklinde ulaşır.
sokaklar sakin geceler karabasan ellerim titrer kim bu ben kim bu susan ne soran var ne bilen sebebim yok bana kiyan erkegim sen vazgectim rüyalardan beni sevmezsen yagmurlari sev bulutlar aglasin sen gül günes dogsun yeniden gidiyorum gözüm yasli ah yine yol yol üstüne sen sev yagmurlari yagmurlar yagsin yüzüme
Teneffüs hızım arttı.Merdivenleri hızlı bir şekilde çıktım.Odamdayım...perdeleri araladım hemen, bütün benliğimle, içindeymişim gibi göründüğüm odadan gökyüzüne odaklandım, yağıyor, renksiz sihir.Deliriyorum, müzik lazım bana, o da mevcut damlalarda...ne isterim ki daha? Her damlaya bir hayal yükleyecek Her damlayla beraber ağlayacaksın... Gün gelecek sevdiğim, gün gelecek O Yağmurları sen yağdıracaksın! Yiğitoğlu
huzur.....yağmurda birnevi aşktır.onsuz olmayı düşünemiyorum bile.yağmur altında ıslandıkça sevgini dostluğunu iyi dileklerini istediğin herşeyi toprağa akıtabilirsin.ve yağmur yeşertir onları.belkide sana yeniden sevmeyi, yeniden yaşamayı öğretir..yağmurlu bir günde çıplak ayakla ve şemsiyesi çık dışarı.o zaman ne demek istediğimi anlarsın..........
Bulutların gözyaşı
Yağmur bende
ben İstanbul'da
yağmur İstanbul'da
ben yağmurda İstanbul'da
İstanbul yağmurda
İstanbul bende
İstanbul yağmurda bende...
Gibi bir şeydi...Tıpkı bugün yağan yağmur gibi...
türkan şoray cihan ünal birlikteliğinin doğal sonucudur.
illa istanbulda...aniden bastiran yagmurlarla siginacak bir yer aramak bulamamak daha cok islanmak...dedm ya illaki yer istanbul..
Evvel göz kırptın İstanbul'a sonra yaşardı gözlerin bugün...
Teşrifi İstanbul'a ise şunu söylemeden edemiyoruz...
Yağmur bir şehre bu kadar mı yakışır!
bknz:insan bir haber verir geliyorum diye :)
yağmur,yağmur.
çok uzaklardan çağırıyor.
gelirsen severim diyor.
Bu sabah yagmur var istanbulda..
falla birazdan bizim burdan sizin ora doru bi kar gelcek görcennn ozaman umrundamı :)
hiç kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktu...
Bir insana verilebilecek en güzel isim....
su damlalarının bir amaç için birleştikleri an.....
biliyorum, ekosistemin ve benim de ihtiyacım var ama, ıslanmaktan nefret ediyorum yaaaa...
Bir teoman eskisi:
dayanmak zormu$ meger sonu belli oyunlara
reddetmeye gucun yoksa eger
oysa ki ozgurlugu secmek,
ba$ka vucutlar sevmek,
bir $ehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek var aklimda
bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
'gelirsen severim' diyor
yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor,
gelirsen severim diyor
her maske bir $ey soyler
nefretler, sevgiler
birak artik sevmiyorsan eger
oysa ki ozgurlugu secmek,
ba$ka vucutlar sevmek,
bir $ehri tam kalbinden, beyninden vurup gitmek var aklimda
bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
'gelirsen severim' diyor
yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor,
gelirsen severim diyor
oysa ki ozgurlugu secmek,
ba$ka vucutlar sevmek,
bir $ehri tam kalbinden,
beyninden vurup gitmek var aklimda
bir yagmur cok uzaklardan cagiriyor
'gelirsen severim' diyor
yagmur, yagmur, cok uzaklardan cagiriyor,
'gelirsen severim' diyor.
Niçin yağmur yağıyor?
Heralde siz de haberlerin sonunda hava durumunu merakla izliyorsunuzdur. Acaba yarın yağmur yağacak mı? Şemsiyemi yanıma alayım mı? Yağmur günlük yaşantımızın çok önemli bir parçasıdır. Bazı yerlerde kuraklıktan yağmur duasına çıkılırken, bazı yerlerde de caddelerde sandallarla dolaşılıp, sel basan evlerden, eşyaları kurtarmaya uğraşırlar. Peki nasıl oluyor da başımıza böyle göklerden sular geliyor?
Aslında mekanizma basit. Güneş ışığının etkisi ile yeryüzünden su buharlaşıyor, yani gaz haline geçiyor. Bu durumda havadan hafif olduğundan atmosferde yükseliyor. Yükseldikçe hava soğuyor ve hava basıncı azalıyor. Su buharı soğudukça havadaki toz parçacıklarına tutunarak su dalası haline dönüşüyor ve bunların milyonlarcası havada birleşerek gözümüze bulut olarak görünüyorlar. Bulutları oluşturan bu su damlacıkları hemen yakınlarındakilerle sürekli birleşiyorlar, büyüdükçe büyüyorlar, ağırlıkları artıyor, yeterli ağırlığa ulaşınca yer çekiminin etkisi ile yere düşmeye başlıyorlar. Yeryüzünden buharlaşıp, bulut oluşturup sonra yağmur olarak yeryüzüne dönen su buharının havada geçen bu macerası ortalama 8 gün sürüyor.
Ancak bulutun içindeki su damlacıklarının tümü yağmur olarak yeryüzüne inmiyor. Bir nulutun en fazla yarısı yağmur olarak yağabilir ve bu da normalde 30 dakika sürer ama bulut devamlı olarak yeniden oluştuğundan yağmur saatlerce, hatta günlerce sürebilir. Bu arada rüzgara bağlı olarak bulutlar devamlı hareket ettiklerinden yağmur çok geniş bir alana yağabilir. Bugüne kadar dünyamızda tespit edilmiş en yoğun yağış 26 Kasım 1970'de Guadaloupe'de olmuş, sadece bir dakikada 3.81 santimetre yağmur yağmıştır.
Atmosferde, yani başımızın üzerindeki havada 13 milyar ton su buharı bulunuyor. Bunun hepsinin bir anda yeryüzüne indiğini düşünebiliyor musunuz? Dünyamızda yağmurun çoğu, yani yüzde 78'i okyanusların üzerine yağıyor. Bu da çok normal, çünkü havanın içindeki su miktarının kaynağı hemen hemen aynı oranda okyanuslardan geliyor.
Yağmur damlalarının yarı-çapları 0.5 milimetreden 6.35 milimetreye kadar değişebiliyor. 5.0 milimetre yarı-çapındaki bir yağmur damlasının 1800 metre yükseklikteki bir bulutun çıkıp başınızın üstüne düşmesi için geçen zaman yaklaşık 3 dakikadır. Yani aslında şemsiyenizi açabilmeniz için yeterli süre vardır.
Suni yağmur yaratabilmek için günümüzde bazı teknolojiler geliştirildi ki, temeli su damlacıklarının yapışabilmesi için çekirdek görevi yapabilecek tozları bulutun içine gönderebilmektir. Bunun için bulut uçak veya helikopterden gümüş iyodür ile bombalanıyor. Bu işte de en iyi olan İsrailliler. Onlar bu yöntemle yağmur miktarını yüzde 13 oranında artırabilmişler. Yağmurun oluşabilmesi için ana etkenlerden biri olan toz parçacıklarının, yani hava kirliliğinin artması ise tam tersi etki yapıyor, bu durumda damlacıklar küçülüyor ve yağmur olarak yere düşmeyi başaramıyorlar.
ÖLÜ BİR BELDEYİ CANLANDIRAN YAĞMURLAR
Kuran'da, yağmurun 'ölü bir beldeyi diriltme' işlevine birçok ayette dikkat çekilir:
... Biz gökten tertemiz bir su indirmekteyiz. Onunla ölü bir beldeyi (toprağı) canlandırmak ve yarattığımız hayvanlardan ve insanlardan birçoğunu onunla sulamak için. (Furkan Suresi, 48-49)
Yağmurun, canlılar için kaçınılmaz bir ihtiyaç olan suyu yeryüzüne bırakmasının yanında bir de gübreleme özelliği vardır. Denizlerden buharlaşarak bulutlara ulaşan yağmur damlaları, ölü toprağı 'canlandıracak' bazı maddeler içerirler. Bu 'canlandırıcı' özellikli yağmur damlalarına 'yüzey gerilim damlaları' adı verilir. Yüzey gerilim damlaları, biyologların deniz yüzeyinin mikro katmanı dedikleri üst kısımda oluşurlar; milimetrenin onda birinden daha ince olan bu yüzeysel zarda, mikroskobik alglerin ve zooplanktonların bozulmasından gelen pek çok organik artık vardır. Bu artıkların bazıları, deniz suyunda çok az bulunan fosfor, magnezyum, potasyum gibi elementleri ve ayrıca bakır, çinko, kobalt ve kurşun gibi ağır metalleri seçip ayırarak, kendi içlerinde toplarlar. Yeryüzündeki tohum ve bitkiler, yetişmeleri için gereksinim duydukları çok sayıdaki madensel tuzları ve elementleri işte bu yağmur damlalarında bulurlar. Kuran'da, bir başka ayette bu olay şöyle bildirilir:
Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. (Kaf Suresi, 9)
Yağışlarla toprağa inen bu tuzlar, verimi artırmak için kullanılan geleneksel gübrelerin bazılarının (kalsiyum, magnezyum, potasyum vb.) küçük örnekleridir. Bu tür aerosellerde bulunan ağır metaller ise, bitkilerin gelişiminde ve üretiminde verimlilik artırıcı elementleri oluştururlar. Kısacası, yağmur önemli bir gübredir. Fakir bir toprak, yalnızca yağmur aracılığıyla gelen bu gübrelerle bile, yüzyıllık bir süre içinde bitkiler için gereken tüm elementleri kazanabilir. Ormanlar da, yine bu deniz kökenli aerosoller yardımıyla gelişir ve beslenirler.
Bu yolla, her yıl kara parçalarının toplam yüzeyi üzerine 150 milyon ton gübre düşmektedir. Bu doğal gübreleme işleyişi olmasaydı, Dünya üzerinde çok daha az bitki olacak, hayat dengesi bozulacaktı. Ayette verilen, yağmurun canlandırma özelliği ile ilgili bilgi, Kuran'ın sayısız mucizevi özelliğinden sadece biridir.
YAĞMURUN OLUŞUMU
Yağmurun nasıl oluştuğu uzun süre insanlar için bir sırdı. Ancak hava radarlarının keşfedilmesinden sonra, yağmurun hangi evrelerden geçerek oluştuğu kesinlik kazandı. Buna göre, yağmur üç evreden geçerek oluşur: Önce rüzgar yoluyla yağmurun 'hammaddesi' havalanır. Ardından bulutlar meydana gelir ve en son olarak da yağmur damlacıkları ortaya çıkar.
Kuran'da yağmurun oluşumu ile ilgili aktarılanlarda ise, tam da bu süreçlerden söz edilmektedir. Bir ayette bu oluşum hakkında şöyle bir bilgi verilir:
Allah, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda Kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler. (Rum Suresi, 48)
Şimdi ayette ifade edilen üç evreyi teknik olarak inceleyelim:
1. EVRE: 'Allah rüzgarları gönderir...'
Okyanuslardaki köpüklenme ile oluşan sayısız hava kabarcığı sürekli ortaya çıkmakta ve su zerreleri sürekli olarak gökyüzüne fırlamaktadır. Tuzca zengin olan bu zerreler daha sonra rüzgarlarla taşınır ve atmosferde yukarılara doğru yol alırlar. Aerosol adı verilen bu küçük parçacıklar 'su tuzağı' adı verilen bir mekanizmayla yine denizlerden yükselen su buharını kendi çevrelerinde minik damlalar halinde toplayarak bulut damlalarını oluştururlar.
2. EVRE: '... böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar...'
Tuz kristallerinin ya da havadaki toz zerrelerinin etrafında yoğunlaşan su buharı sayesinde bulutlar oluşur. Bunların içindeki su damlacıkları çok küçük olduklarından (0.01 ile 0.02 mm çapında) havada asılı kalırlar ve göğe yayılırlar. Böylece gökyüzü bulutlarla kaplanır.
Yukarıdaki çizimde okyanuslardaki köpüklenme ile oluşan su zerreciklerinin gökyüzüne fırlaması görülmektedir. Bu, yağmurun oluşumundaki ilk aşamadır. Bundan sonra oluşan bulutlardaki su damlacıkları havada asılı kalacak ve bunlar yoğunlaşarak yağmuru oluşturacaktır. Bu aşamaların tümü ayetlerde eksiksiz olarak bildirilmektedir.
3. EVRE: '... nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün.'
Tuz kristallerinin ve toz zerreciklerinin etrafında biraraya gelen su parçacıkları iyice yoğunlaşarak yağmur damlalarını oluştururlar. Böylece havadan daha ağır bir konuma gelen damlalar, buluttan ayrılarak yağmur biçiminde yere düşmeye başlarlar.
Görüldüğü gibi yağmurun oluşumundaki her aşama, Kuran ayetlerinde bildirilmektedir. Üstelik bu aşamalar doğru sıralama ile açıklanmıştır. Dünyadaki birçok doğal olayda olduğu gibi, bunda da Allah en doğru açıklamayı yapmakta, üstelik bu açıklamayı keşfedilişinden asırlar önce Kuran'la insanlara duyurmaktadır.
Yağmurun oluşumu ile ilgili olarak başka bir ayette şu bilgiler verilmektedir:
Görmedin mi ki, Allah bulutları sürmekte, sonra aralarını birleştirmekte, sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp-çıktığını görürsün. Gökten içinde dolu bulunan dağlar (gibi bulutlar) indiriverir, onu dilediğine isabet ettirir de, dilediğinden onu çevirir; şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri kamaştırıp götürüverecektir. (Nur Suresi, 43)
Bulut tipleri üzerinde araştırma yapan bilim adamları yağmurun oluşumu ile ilgili şaşırtıcı sonuçlarla karşılaşmışlardır. Yağmur bulutları belirli bir sistem ve aşamalar dahilinde oluşmakta ve şekillenmektedir. Yağmur bulutlarından biri olan kümülonimbüs türü bulutların oluşum aşamaları bilimsel olarak şöyledir:
1. AŞAMA, Sürülme: Bulutlar rüzgarlar tarafından bulundukları yerden itilir yani sürülürler.
2. AŞAMA, Birleşme: Rüzgar tarafından itilen bu küçük boyuttaki bulutlar (kümülonimbüs) sürüklendikleri yerde birleşip yeni büyük bulutları oluştururlar. 35
3. AŞAMA, Yığılma: Küçük bulutlar birleştikten sonra büyük bulutun içindeki yukarı doğru çekiş kuvveti artar. Bulutun merkezindeki yukarı çekiş kuvveti kenarlardaki çekişten daha güçlüdür. Bu yukarı çekişler bulutun gövdesinin dikey olarak büyümesine neden olur. Böylece bulutlar yukarıya doğru genişleyerek üst üste yığılmış olur. Bu, dikey olarak büyümüş bulutun gövdesinin atmosferin daha serin yerlerine doğru uzamasına sebep olur. İşte bu noktada atmosferin serin bölgelerinde bulutta su ve dolu damlaları büyümeye başlar.
Bu aşamaların sonucunda, su ve dolu damlaları -yukarı çekiş gücünün onları destekleyemeyeceği kadar- ağırlaştıkları zaman da bulutlardan yağmur, dolu vs. şeklinde düşmeye başlarlar. 36
Unutmamak gerekir ki meteorologlar bulut oluşumu, yapısı ve fonksiyonu ile ilgili detayları gelişmiş ekipmanlar (uçak, uydu, bilgisayar vs.) kullanarak yakın zamanda öğrenmişlerdir. Görülen odur ki, Allah bu ayetlerinde de bize 1400 sene öncesinde bilinmesi mümkün olmayan bir bilgi vermiştir.
(A) Ayrı ayrı küçük bulut parçaları (kümülonimbüs bulutları) (B) Küçük bulutlar biraraya geldiğinde oluşan daha büyük bulutun içindeki yukarı çekilmeler artar, böylece bulutlar yukarıya doğru yığılır.
Yukarıya doğru genişleyerek üst üste yığılan bulutlar dikey olarak büyüdükleri için atmosferin daha serin yerlerine doğru ulaşırlar. Atmosferin serin bölgelerinde ise su ve dolu damlaları büyümeye başlar. Ağırlaşan su damlaları buluttan yağmur, dolu vs. şeklinde düşmeye başlar. İşte bu bilimsel gerçek Nur Suresi'nin 43. ayetinde 14 asır önce: '... sonra da onları üst üste yığmaktadır; böylece, yağmurun bunların arasından akıp çıktığını görürsün...' ifadesi ile bildirilmiştir.
Karla Karışık Yağmur
Sulu Sepken
Buz kristalleri, içinden geçtiği sıcak hava tabakası çok dar olduğundan partiküllerin bir kısmı erir. Daha alttaki soğuk hava tabakasının içine girdiğinde tekrar donarlar ve yere buz paletleri ya da karla karışık yağmur olarak düşerler. Karla karışık yağmur, donan yağmurdan daha nadir görülür ve yere ya da bir nesneye çarptığında sıçrayarak donan “donmuş yağmur damlası” olarak tanımlanır.
Sıvı Haldeki Yağış
Yağmur: bulut içindeki büyüyen su damlacıkları bulutta tutunamayacak kadar çok ağırlaşmasıyla yağmur olarak yere düşerler. Yağmur, birleşen geniş şekilli kar tanelerinin buz kristallerine dönüşmesi şeklinde de başlayabilir. Kar taneleri düşerken donma seviyesinden daha sıcak havanın içine girince erir ve yağmur damlalarına dönüşürler. Aşağıdaki resimde, orajdan kaynaklanan sağanak yağmur görülmektedir.
Yer seviyesi civarında sıcaklık profili tamamen donma noktasının üzerindedir bu sebeple bütün buz partikülleri yer seviyesinde bu sıcak hava ile karşılaşır ve yere yağmur şeklinde ulaşır.
uy beyuzar olduk bu sene bundan da...bi bağar yuzi coremeduk...
'burada yağmur yağıyor günlerdir
ama sen yine de şemsiyeni almadan gel ilk otobüsle...'
Yagmurlu bir gecede sevdim O´nu, Yagmurlu bir gecede fark ettim.....ve karar verdik kizimizin ismi Ada Yagmur Tweddle olacak :)
sokaklar sakin
geceler karabasan
ellerim titrer
kim bu ben
kim bu susan
ne soran var ne bilen
sebebim yok
bana kiyan
erkegim sen
vazgectim rüyalardan
beni sevmezsen
yagmurlari sev
bulutlar aglasin
sen gül günes dogsun yeniden
gidiyorum gözüm yasli
ah yine yol yol üstüne
sen sev yagmurlari
yagmurlar yagsin yüzüme
'... gelişinin heyecanı yüreğindeydi...gökyüzünden süzüldü.. bana yaklaştı... beni seçmişti... dudaklarıma dokundu.. dudaklarımı ıslattı...ama GİTTİ... serseri bir yağmur damlasıydı... '
Teneffüs hızım arttı.Merdivenleri hızlı bir şekilde çıktım.Odamdayım...perdeleri araladım hemen, bütün benliğimle, içindeymişim gibi göründüğüm odadan gökyüzüne odaklandım, yağıyor, renksiz sihir.Deliriyorum, müzik lazım bana, o da mevcut damlalarda...ne isterim ki daha?
Her damlaya bir hayal yükleyecek
Her damlayla beraber ağlayacaksın...
Gün gelecek sevdiğim, gün gelecek
O Yağmurları sen yağdıracaksın!
Yiğitoğlu
huzur.....yağmurda birnevi aşktır.onsuz olmayı düşünemiyorum bile.yağmur altında ıslandıkça sevgini dostluğunu iyi dileklerini istediğin herşeyi toprağa akıtabilirsin.ve yağmur yeşertir onları.belkide sana yeniden sevmeyi, yeniden yaşamayı öğretir..yağmurlu bir günde çıplak ayakla ve şemsiyesi çık dışarı.o zaman ne demek istediğimi anlarsın..........
uyudum
ve sabah olduğunu sandığım bir vakit
kalktım
baştan ayağa toprak kokuyordum.
(yağmurlu bir nisan günü sabahı)
ben sevgilimi en çok yağmurlu havalarda beklerken sevdim...