devletin vergi politikasi,sabancilarla benden ayni oranda vergi aliyorlar,vergilerini öde,yol su elektrik olarak dönsün sonra onlardan bi daha vergi al,verem oldum verem...
Tüberküloz.. Tıbbi özelliklere girmeyelim..zaten gereken yazılmış.. çizilmiş...
Eski türk filmlerinin vaz geçilmez hastalığı... Genç kadının bir gün öksürürken mendilinde kan görmesiyle fark edilir..ve 3 aylık ömrü olduğu söylenir...:=))
Kroniktir.. Tedavisi uzun ve meşakkatli olmasına rağmen..günümüzde mümkündür...
Mycobacterium tuberculosis adı verilen bir bakteri tarafından oluşturulan bir hastalıktır. Bu bakteri vücudun herhangi bir bölgesinde hastalık yapabilir ancak genellikle akciğerlerde hastalık yapar.
Klasik akciğer veremi ateş, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri, titreme, göğüs ağrısı, öksürük ve kan tükürme bulguları ile seyreder. PPD testi pozitifleşir. Mikrobu alan kişilerin çoğu hiçbir zaman aktif hastalık geliştirmezler, onun yerine hafif, belirtisiz seyreden ve kendi kendini sınırlayan bir enfeksiyon geçirirler.
Verem bakterisinin bulaştığı kişilerin çoğunun bağışıklık sistemi enfeksiyonla savaşıp bakterinin çoğalmasını durdurur. Bakteri inaktif (etkisiz) hale gelir ancak vücutta canlı halde bekler ve daha sonra aktifleşebilir. Bu tablo Latent Verem (Tüberküloz) olarak adlandırılır. Latent veremi olan kişiler hastalık bulgusu göstermezler, kendilerini hasta hissetmezler, veremi başkalarına bulaştıramazlar, genellikle PPD testi pozitif sonuç verir. Bu kişiler eğer tedavi edilmezlerse hayatlarının ileri bir dönemlerinde verem geçirebilirler. Bu enfeksiyon daha sonra aktif hale geçip akciğerde hastalığa neden olabilir. Bu kişilerin henüz belirgin hastalık gelişmeden tedavi edilmeleri ve hastalığı geçirmemeleri sağlanmaya çalışılmalıdır.
Bağışıklık sistemi bakterinin çoğalmasını durduramazsa verem bakterisi aktif hale gelir. Hastalık bazı kişiler mikrobu aldıktan kısa bir süre sonra, bazılarında ise daha sonra bağışıklık sistemleri zayıfladığında ortaya çıkar. Bebekler ve küçük çocuklarda bağışıklık sistemi genelde zayıftır.
İlk enfeksiyondan sonra hastalığın yeniden aktive olma ihtimali bağışıklık sistemi normal kişilerde hayatları boyunca %5-15’tir ve eğer olursa genellikle ilk hastalıktan sonraki iki yıl içinde ortaya çıkar. Latent tüberküloz’dan sonra hastalığın yeniden aktive olma ihtimali çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha fazladır.
İlk kez akciğer veremi geçiren çocuk ve adolesanlar genellikle bulgu göstermeden hastalığı geçirirler. Hastalığın başlangıcı ateş, öksürük ve grip benzeri bulgular ile başlar ve kendiliğinden düzelir. Bu gruptaki çocuk ve adolesanlarda hastalık yeniden aktive olursa erişkinlerde görülen bulgular ile seyreder.
Bebeklerde geçirilen akciğer veremi, %40-50 bebekte genellikle bulgu vererek seyreder. Küçük çocuklarda hem bulgu vererek seyreden hem de bulgu vermeyen verem hastalığı akciğer dışında uzak bölgelere yayılabilir. Akciğer vereminin geçirildiği anda veya daha sıklıkla olmak üzere akciğer vereminden aylar sonra farklı bölgelerde hastalık görülebilir.
Küçük bebeklerde Milier (yaygın) Tüberküloz daha sıktır ve erken dönemde görülür ve akciğer, dalak, karaciğer ve kemik iliğini tutar. Ateş, karaciğer ve dalak büyüklüğü, yaygın lenf bezi büyümesi, halsizlik, güçsüzlük, iştahsızlık ve kilo kaybı görülür.
Santral sinir sistemi tutulumu, özellikle menenjit, en sık 6 ay-4 yaş arası çocuklarda görülür ve akciğer hastalığı çok az belirgindir. Ayrıca kemik, eklem, barsak, karın zarı, böbrek, genital bölge tutulumu, orta kulak iltihabı ve ciltte de tüberküloz görülebilir.
Verem hastalığının bulguları verem mikrobunun yerleştiği vücut bölgesine göre değişir. Verem mikrobu genellikle akciğerde yerleşir ve;
2 haftadan uzun süren öksürük Göğüs ağrısı Balgam veya kanlı öksürüğe neden olur Ayrıca;
Halsizlik, güçsüzlük Kilo kaybı İştahsızlık Titreme Ateş Gece terlemeleri görülür
Verem Nasıl Bulaşır?
Verem, mikrobun havada asılı kaldığı damlacıklar aracılığı ile solunum yolu ile bulaşır. Daha az olmakla birlikte hasta kişinin mikrobu taşıyan vücut sıvıları ile direkt teması ile de bulaşır. Çocukların hastalığı bulaştırma ihtimalleri daha düşüktür çünkü solunum yolu salgılarında mikrop oranı daha azdır ve öksürük daha hafiftir. Bu nedenle ortamda bir çocuğun hasta olması demek mutlaka bu hastalığı taşıyan bir erişkinin bulunduğu anlamına gelmektedir.
Verem bakterisi solunum yoluyla alındıktan sonra akciğere yerleşir ve çoğalmaya başlar. Bakteri daha sonra akciğerlerden kana ve dolayısıyla omurlar, böbrekler ve beyin gibi vücudun diğer bölümlerine yayılabilir. Akciğerde meydana gelen verem bulaşıcıdır ancak diğer bölgelerde oluşan verem genellikle bulaşıcı değildir. Verem geçiren kişiler hastalıklarını genellikle günlük temasta bulundukları aile, iş arkadaşları ve diğer arkadaşlarına bulaştırabilirler.
Epidemiyoloji
Tüm dünyada 2-3 milyar kişi verem mikrobunu almıştır ve her yıl 8-10 milyon kişi verem geçirmektedir. Yine her yıl 3-5 milyon kişi verem nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Hastalık en sık Asya ve Afrika ülkelerinde görülmektedir. Ancak Batı Avrupa dışında dünyanın tüm bölgelerinde hastalığın görülme oranı artmaktadır.
Vücuda verem mikrobu girdikten sonra gelişen enfeksiyon, vücut direncinin düşmesi ile aktifleşir. Hastalık uzun ve yoğun bir tedavi programı ile tedavi edilebilmekte ya da hastalığın aktif hale geçmesi önlenebilmektedir. Enfeksiyondan başlıca korunma yolu ise aşılanmaktır.
Veremden Korunma Yolu
BCG aşısı;
· Hastalık yapma yeteneği yok edilmiş Mycobacterium bovis suşundan hazırlanmaktadır.
· Canlı bir aşıdır.
· Verem aşısının güvenilir olduğunun ve etkinliğinin 1948 yılında açıklanmasından sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
· Günümüzde her yıl 100 milyon çocuk ve toplam 4 milyar kişi verem aşısı olmaktadır.
· Ülkemizde verem aşısı bebeklere 3. ayda uygulanmakta ve ilkokul birinci sınıfta tekrarlanmaktadır.
· İlk 6 ay içindeki bebeklere verem aşısı PPD (tuberkülin) testi yapılmadan uygulanır, daha ileri dönemde tüberkülin testi yapılarak sonucu negatif olan çocuklara uygulanır.
· Verem aşısı sol omuz deltoid kası üzerinde deri içine uygulanır.
· BCG aşısı diğer aşılarla aynı zamanda uygulanabilir.
Ayrıntılı bilgi için: Aşı Danışma Merkezi Tel: (0800) 211 33 31
Eski Türk filmlerinin vazgeçilmez hastalığı..
verem bana; kişinin sıkıntı çektiği için ince bir hastalığa yakalanmasını çağrıştırıyor.Tabi bir başkasından kapma riski de var çok mutlu bir insanın.
eskilerin deyimi ile ' ince hastalık '...
http://www.muzik1.com/
Şükriye tutkun:Gaziantep yolunda
İlk olarak akciğerleri tutan,tedavisi oldukça uzun süren,tedavi edilse de bazen nüksedebilen,ileri yaşın zor tedavi edilebilen bir hastalığıdır.
devletin vergi politikasi,sabancilarla benden ayni oranda vergi aliyorlar,vergilerini öde,yol su elektrik olarak dönsün sonra onlardan bi daha vergi al,verem oldum verem...
verem oldum artık..
Kanlı bişi diyolardıya hatırlayamadım şimdi.
Eskiden veremden ölmek modaydı şimdilerde kanser ve aids revaçta...
tedevinin ilk şartı açık ve temiz hava, bol gıda, üzüntüsüz bir hayattır...
Tüberküloz..
Tıbbi özelliklere girmeyelim..zaten gereken yazılmış.. çizilmiş...
Eski türk filmlerinin vaz geçilmez hastalığı...
Genç kadının bir gün öksürürken mendilinde kan görmesiyle fark edilir..ve 3 aylık ömrü olduğu söylenir...:=))
Kroniktir..
Tedavisi uzun ve meşakkatli olmasına rağmen..günümüzde mümkündür...
Verem Nedir?
Mycobacterium tuberculosis adı verilen bir bakteri tarafından oluşturulan bir hastalıktır. Bu bakteri vücudun herhangi bir bölgesinde hastalık yapabilir ancak genellikle akciğerlerde hastalık yapar.
Klasik akciğer veremi ateş, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri, titreme, göğüs ağrısı, öksürük ve kan tükürme bulguları ile seyreder. PPD testi pozitifleşir. Mikrobu alan kişilerin çoğu hiçbir zaman aktif hastalık geliştirmezler, onun yerine hafif, belirtisiz seyreden ve kendi kendini sınırlayan bir enfeksiyon geçirirler.
Verem bakterisinin bulaştığı kişilerin çoğunun bağışıklık sistemi enfeksiyonla savaşıp bakterinin çoğalmasını durdurur. Bakteri inaktif (etkisiz) hale gelir ancak vücutta canlı halde bekler ve daha sonra aktifleşebilir. Bu tablo Latent Verem (Tüberküloz) olarak adlandırılır. Latent veremi olan kişiler hastalık bulgusu göstermezler, kendilerini hasta hissetmezler, veremi başkalarına bulaştıramazlar, genellikle PPD testi pozitif sonuç verir. Bu kişiler eğer tedavi edilmezlerse hayatlarının ileri bir dönemlerinde verem geçirebilirler. Bu enfeksiyon daha sonra aktif hale geçip akciğerde hastalığa neden olabilir. Bu kişilerin henüz belirgin hastalık gelişmeden tedavi edilmeleri ve hastalığı geçirmemeleri sağlanmaya çalışılmalıdır.
Bağışıklık sistemi bakterinin çoğalmasını durduramazsa verem bakterisi aktif hale gelir. Hastalık bazı kişiler mikrobu aldıktan kısa bir süre sonra, bazılarında ise daha sonra bağışıklık sistemleri zayıfladığında ortaya çıkar. Bebekler ve küçük çocuklarda bağışıklık sistemi genelde zayıftır.
İlk enfeksiyondan sonra hastalığın yeniden aktive olma ihtimali bağışıklık sistemi normal kişilerde hayatları boyunca %5-15’tir ve eğer olursa genellikle ilk hastalıktan sonraki iki yıl içinde ortaya çıkar. Latent tüberküloz’dan sonra hastalığın yeniden aktive olma ihtimali çocuklar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde daha fazladır.
İlk kez akciğer veremi geçiren çocuk ve adolesanlar genellikle bulgu göstermeden hastalığı geçirirler. Hastalığın başlangıcı ateş, öksürük ve grip benzeri bulgular ile başlar ve kendiliğinden düzelir. Bu gruptaki çocuk ve adolesanlarda hastalık yeniden aktive olursa erişkinlerde görülen bulgular ile seyreder.
Bebeklerde geçirilen akciğer veremi, %40-50 bebekte genellikle bulgu vererek seyreder. Küçük çocuklarda hem bulgu vererek seyreden hem de bulgu vermeyen verem hastalığı akciğer dışında uzak bölgelere yayılabilir. Akciğer vereminin geçirildiği anda veya daha sıklıkla olmak üzere akciğer vereminden aylar sonra farklı bölgelerde hastalık görülebilir.
Küçük bebeklerde Milier (yaygın) Tüberküloz daha sıktır ve erken dönemde görülür ve akciğer, dalak, karaciğer ve kemik iliğini tutar. Ateş, karaciğer ve dalak büyüklüğü, yaygın lenf bezi büyümesi, halsizlik, güçsüzlük, iştahsızlık ve kilo kaybı görülür.
Santral sinir sistemi tutulumu, özellikle menenjit, en sık 6 ay-4 yaş arası çocuklarda görülür ve akciğer hastalığı çok az belirgindir. Ayrıca kemik, eklem, barsak, karın zarı, böbrek, genital bölge tutulumu, orta kulak iltihabı ve ciltte de tüberküloz görülebilir.
Verem hastalığının bulguları verem mikrobunun yerleştiği vücut bölgesine göre değişir. Verem mikrobu genellikle akciğerde yerleşir ve;
2 haftadan uzun süren öksürük
Göğüs ağrısı
Balgam veya kanlı öksürüğe neden olur
Ayrıca;
Halsizlik, güçsüzlük
Kilo kaybı
İştahsızlık
Titreme
Ateş
Gece terlemeleri görülür
Verem Nasıl Bulaşır?
Verem, mikrobun havada asılı kaldığı damlacıklar aracılığı ile solunum yolu ile bulaşır. Daha az olmakla birlikte hasta kişinin mikrobu taşıyan vücut sıvıları ile direkt teması ile de bulaşır. Çocukların hastalığı bulaştırma ihtimalleri daha düşüktür çünkü solunum yolu salgılarında mikrop oranı daha azdır ve öksürük daha hafiftir. Bu nedenle ortamda bir çocuğun hasta olması demek mutlaka bu hastalığı taşıyan bir erişkinin bulunduğu anlamına gelmektedir.
Verem bakterisi solunum yoluyla alındıktan sonra akciğere yerleşir ve çoğalmaya başlar. Bakteri daha sonra akciğerlerden kana ve dolayısıyla omurlar, böbrekler ve beyin gibi vücudun diğer bölümlerine yayılabilir. Akciğerde meydana gelen verem bulaşıcıdır ancak diğer bölgelerde oluşan verem genellikle bulaşıcı değildir. Verem geçiren kişiler hastalıklarını genellikle günlük temasta bulundukları aile, iş arkadaşları ve diğer arkadaşlarına bulaştırabilirler.
Epidemiyoloji
Tüm dünyada 2-3 milyar kişi verem mikrobunu almıştır ve her yıl 8-10 milyon kişi verem geçirmektedir. Yine her yıl 3-5 milyon kişi verem nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Hastalık en sık Asya ve Afrika ülkelerinde görülmektedir. Ancak Batı Avrupa dışında dünyanın tüm bölgelerinde hastalığın görülme oranı artmaktadır.
Vücuda verem mikrobu girdikten sonra gelişen enfeksiyon, vücut direncinin düşmesi ile aktifleşir. Hastalık uzun ve yoğun bir tedavi programı ile tedavi edilebilmekte ya da hastalığın aktif hale geçmesi önlenebilmektedir. Enfeksiyondan başlıca korunma yolu ise aşılanmaktır.
Veremden Korunma Yolu
BCG aşısı;
· Hastalık yapma yeteneği yok edilmiş Mycobacterium bovis suşundan hazırlanmaktadır.
· Canlı bir aşıdır.
· Verem aşısının güvenilir olduğunun ve etkinliğinin 1948 yılında açıklanmasından sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.
· Günümüzde her yıl 100 milyon çocuk ve toplam 4 milyar kişi verem aşısı olmaktadır.
· Ülkemizde verem aşısı bebeklere 3. ayda uygulanmakta ve ilkokul birinci sınıfta tekrarlanmaktadır.
· İlk 6 ay içindeki bebeklere verem aşısı PPD (tuberkülin) testi yapılmadan uygulanır, daha ileri dönemde tüberkülin testi yapılarak sonucu negatif olan çocuklara uygulanır.
· Verem aşısı sol omuz deltoid kası üzerinde deri içine uygulanır.
· BCG aşısı diğer aşılarla aynı zamanda uygulanabilir.
Ayrıntılı bilgi için: Aşı Danışma Merkezi
Tel: (0800) 211 33 31