Geçti hayal içinde bunca yıl bir gün gibi En eski hatıralar daha henüz dün gibi Neden gönül bu içli hayata küskün gibi En eski hatıralar daha henüz dün gibi
Kavgalarımız olurdu Tatlı ve sert Ve kendimi savundukça bana 'Neden her zaman zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun? ' diyordu Onu su gibi aziz kıldığımı bilmiyordu...
' Sanırız ki, insan konuştuğu kadardır. Konuşmadığımız kadarımız da konuşur oysa. Bir de konuşamayan tarafımız var ki, nice konuşmaların gürültüsünü bastırırdı açsaydı ağzını…'
Sanma Canım Herkesi Sen Can-ı Dilden Yar Olur Herkesi Sen Dostmu Sandın Belki Ol Ağyar Olur Can-ı Dilden Belki Ol Alemde Bir Dildar Olur Yar Olur, Ağyar olur, Dildar olur, Serdar Olur
VE yine o kahredici hüzün, ve yine yapıştı yakama.. ne zaman geleceği belli olmadığı gibi ne zaman terk edeceği belli olmayan, yakıp yıkıp yok edecek ve sonra külleriyle beni yeniden inşa edecek olan hüzün...
Ve... Adam dediğin kale gibi duracak. korkmadan dönebileceksin arkanı. bileceksin ki, o vurursa alnının ortasından vurur. sırtından değil.. cümle alem tersini iddia etse de, o öyle diyorsa öyle olduğuna şeksiz şüphesiz inanacaksın.. aklın sadece özlediğin için onda olacak. nerdedir, kiminledir krizlerine girmeyeceksin.. bile...ceksin ki nerede olursa olsun hep seninledir.. ♥ GLS ♥
En başta kendini ve sonra da ölümü. Var mı bilen son gününü, son saniyesini ömrünün, var mı? Sonra kalbini ve Rabbini unuttu insan. Unuttuğumuz o kadar çok şey var ki… Tarlalardaki buğday başaklarının rüzgârın ninnisiyle salındığını da unuttu. Kırlara çıkmayı, çiçeklere bakmayı unuttu. Binlerce meyve veren ağaçları, kuru odunlardan ibaret olan bu mübarek ağaçların nasıl meyve verdiğini de unuttu. Ağaçların birer postacı olduğunu unuttu. Mektubu açtı okudu ama göndereni unuttu…
Öyle güzel yaşamalıyız ki, ölüm bile arkamızdan bakakalsın…
Bilmelisin ki...
Tecübenin kaç yasgünü partisi yaşadığınızla ilgisi
yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Gönlüm Dilime Dargın, Dilim Gönlüme... Gönlüm Duygularını Anlatamadığı için Kızarken Dilime...Dilim anlatamayacağı şeyleri Düşündüğü İçin Kızıyor Gönlüme..
Payımıza sükût düştüğünden beridir, kalbimizin sesini daha bir güzel duyar olduk...'
VE DAHA Bİ MODERN ÇAĞDAŞ BARIŞÇIL DEMOKRATİK LAYIK BİR ÜLKEYİİİİ...
ve devam eden herşey..
ve aşk....
Geçti hayal içinde bunca yıl bir gün gibi
En eski hatıralar daha henüz dün gibi
Neden gönül bu içli hayata küskün gibi
En eski hatıralar daha henüz dün gibi
Kavgalarımız olurdu
Tatlı ve sert
Ve kendimi savundukça bana
'Neden her zaman zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun? ' diyordu
Onu su gibi aziz kıldığımı bilmiyordu...
'ıssız yerlerde kendin için bir âlem ol.'
Ve biliyorum...ölüyorum....
Baksan görünür bu dâr- ı dünya
Sayyâd ile sayddan ibâret
Muallim Naci
Ilık, sıcak, kızgın; serin, soğuk, zemheri bir eyşemi anımsatır bazen ve genellikle..
Dudakları kanatan bir uçuk..
Olmadığında yalnızlığa, olduğunda karmaşaya sebep olan bir, bir, ımmm.. bir şey işte..
Bizi bağlayan namütenahi uçurum; çıkmaz bir sokak. Tek başına da karşılşsam da kendisiyle daima hep aynı şeyi anımsatan..Her şey.. yani ve..
Ve gördük ki mekan değildir zamandır önemli olan
Ve lakin o da değildir eylemdir önemli olan
Ve o dahi değildir kalb olmadıkça.
Cahit Zarifoğlu
YARADAN' umudu en çaresiz anımızda yollar.. Çünkü 'YAĞMURUN' en rahmetlisi kara bulutlardan yağar..! ! !
Özü doğru olanın sözü de doğru olur. (Hz. Ali (r.a.))
Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur...
Hz.Ali
VE benim gördügüm kadar güzelsin.
VE benim sevdigim kadar degerlisin.
VE benim istedigim kadar benlesin...
Ve rüyalarında görüp de unutamadığın melekler
Kanatlarını bırakıp, tek tek gidecekler yatağından
Ve sen, saklayacaksın ömrünce
Meleksiz kanatları
son buldu masallar..
' Sanırız ki, insan konuştuğu kadardır.
Konuşmadığımız kadarımız da konuşur oysa.
Bir de konuşamayan tarafımız var ki,
nice konuşmaların gürültüsünü bastırırdı açsaydı ağzını…'
Senai Demirci
bizim gibileri,yalnız şarkılar paklar...
VE.........
Suratlarınızdaki maskeleri çıkartma zamanınız gelmedimi?
Sanma Canım Herkesi Sen Can-ı Dilden Yar Olur
Herkesi Sen Dostmu Sandın Belki Ol Ağyar Olur
Can-ı Dilden Belki Ol Alemde Bir Dildar Olur
Yar Olur, Ağyar olur, Dildar olur, Serdar Olur
Ve... ve... ve...
VE yine o kahredici hüzün,
ve yine yapıştı yakama..
ne zaman geleceği belli olmadığı gibi ne zaman terk edeceği belli olmayan, yakıp yıkıp yok edecek ve sonra külleriyle beni yeniden inşa edecek olan hüzün...
Hoşgeldin! ..
Ve hala uyuyoruz.
Ve hala dua ediyoruz.
Ve hala korkuyoruz...
(Ölü Ozanlar Derneği)
Olmasaydı ne yapardık acaba dedirten bağlaç
Kerem kendi suretini görmeden
Sen artık Aslı'na bürün demişler
Ferhat doğduğu gün isim vermeden
Bu çocuk ne kadar Şirin demişler
Ve...
Adam dediğin kale gibi duracak. korkmadan dönebileceksin arkanı. bileceksin ki, o vurursa alnının ortasından vurur. sırtından değil.. cümle alem tersini iddia etse de, o öyle diyorsa öyle olduğuna şeksiz şüphesiz inanacaksın.. aklın sadece özlediğin için onda olacak. nerdedir, kiminledir krizlerine girmeyeceksin.. bile...ceksin ki nerede olursa olsun hep seninledir.. ♥ GLS ♥
Aşkıma ithaf olunur...iyiki varsın, iyiki sevdim seni....
...Ve bu kez gittin, bir son-baharın başlagıcında.
Ellerimizde kurumuş yapraklar,beraber savurduk göklere.
En acıklı ses oldu şiirlerimiz.Sadece ben duydum,ta yüreğimde.Okutmadım dost.Kimselere okutmadım.
Ve şu yapraklar dost,savurduğumuz yapraklar,elimizden kayıp giden,kaybolan...Çağırıyorlar beni.
Öyle ya dost..Öyle ya.
Sen altındayken,ben nasıl basarım bu toprağa?
Ve insan unuttu...
En başta kendini ve sonra da ölümü.
Var mı bilen son gününü, son saniyesini ömrünün, var mı?
Sonra kalbini ve Rabbini unuttu insan. Unuttuğumuz o kadar çok şey var ki…
Tarlalardaki buğday başaklarının rüzgârın ninnisiyle salındığını da unuttu. Kırlara çıkmayı, çiçeklere bakmayı unuttu. Binlerce meyve veren ağaçları, kuru odunlardan ibaret olan bu mübarek ağaçların nasıl meyve verdiğini de unuttu. Ağaçların birer postacı olduğunu unuttu. Mektubu açtı okudu ama göndereni unuttu…
(Alıntı)