Gerçi bugün de şiir yazılıyor, eskisinden daha çok yazıldığı da söylenebilir. Ancak biraz yakından bakıldığında görülür ki bunların büyük çoğunluğu, birkaç bilim adamının, filozofun dümen suyunda, onların görüşlerini kanıtlamak için üretilmiş, şiir dışı çabalardır. Ozan, bilimin verilerine, felsefenin başarılarına sırt çevirmelidir demiyorum. Tersine, onlarla yakından ilgilenmeli, ama, onların kendisi için, ancak araç ve gereç olabileceğini hiçbir zaman unutmamalı. Çünkü ilk görendir o, taa başta öyleydi, bugün de öyle olmak zorunda. Bilginlere, filozoflara düşense, ozanın bilinmeyenden, varlığın - süresiz derinliklerinden - uyandırıp kurtardığı görüntüyü, o görüntüde saklı güçleri - daha çağdaş bir deyişle, ruhsal nükleer enerjiyi - kavramlar diline aktararak ortak bilince mal etmektir. - 1976 -
Kurt Gödel, Avusturyalı Matematik Felsefecisi, 1932 yılında Viyana Üniversitesinde asistanken yayınladığı matematik teorimiyle akademik çevrelerde bomba etkisi yaratır, aydınlanmanın kesinlik bilgileri hiç de kesin değildir ve Princeton a davet edilir kariyerine orda devam eder. Kanıt son kanıt mıdır, değildirin ispatı ve arkasından dünya kırımı gelir - 1940 - , son yılların da İslama yakınlaşır, zehirleneceğim paranoyasıyla yemek yemeyi reddeder ve ölür. Aristo dan beri en büyük mantıkçılardan görülen Gödel, sadece zehirlenmekten ölünmeyeceğini akıl edemez. Alay ederler, aslında ben alay ediyorum. - Kuran. Kolay gelsin
Son dönemin parlak filozoflarından Susan Neiman, Ahlaki açıklık isimli kitabında Lizbonda binlerce kişinin ibadet ettiği kilisenin üstlerine çöküp ölmeleri sonrası başlayan ve yüzyıllar süren Teodise tartışmalarına açıklık getirirken - Çünkü yürekten samimi değillerdi - der. Şimdi hatırlayalım, bilmeden yaptıklarınızı affederim, ama, sinelerdekini asla. - Kuran. Kolay gelsin.
Kendine Tehlikeli Belki nin filozofu diyen Nietzsche, neyin kurbanı olmamanızın ipucunu veriyordu, Tanrı Öldü derken de istismar edilen tanrının, yoksa hesap sorana bir şey olmaz, Nietzsche sonuçta öldü. Kierkegaard evlerin kapısını çalıp kiliseye gitmeyin derken - tarihin en dindar filozoflarından ve mistik - istismarın boyutunu vurguluyordu, çok geçmeden kısa bir sürede Avrupa coğrafyasında yaşanan felaketler, hesap soranın yerinde durduğunu gösterdi. Evinizin yakınına felaket gelir. - Kuran. İyi düşünmekte yarar var. Karar sizin. Ülkeleri hallaç pamuğu gibi atanı gördüm, onun için semaya durdum. - Turan OFLAZOĞLU.
Sonsuzun dışı, dışından düşüncesinin tarihteki izini oluşturanlar deneyimleyen şairler dışında, bir kısmı hikmet daha küçük bir kısmı vahiy olarak, Platon, Yeni Platoncular - Plotinus - , Hallac ı Mansur, Sühreverdi, İbn Arabi, Mevlana, Bruno, Spinoza, Hegel, Whitehead ve Heartshorne, Alice Harikalar Diyarı gibi, alice in şizofren olduğunu hatırlatalım, ama, her şizofren Lewis Carrol değildir, psikozu yabana atmak senin boyunu aşar belki, geri dönüşü de olmaz, onun için İslam coğrafyasında geçmiş dönemlerde Mecnun denilerek büyük saygı duyulur, onun için İslamın bir ortaçağı falan da yoktur, Avrupanın önde gelen üniversiteleri bir alman akademisyene 2015 yılında büyük ödül verdi, çalışmasının ismi - İslamın neden ortaçağı yoktur - bugün var belki, o da kısmi, ilk 500 e girilebilirse anlaşılması daha kolaylaşır, o da belki. Kolay gelsin. 2015 tarihli MIT Üniversitesi çalışmasında dünyada 1. Üniversite, psikozun nerelere ulaşabileceğinin etüdlerini yapıyorlar ve ne olduğunu da tam anlayabilmiş değiller, sen de anladığın da çok geç olmamalı. Önlem almakta yarar var.
Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığamam Yersiz yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığamam Tüm yeryüzü ayetimdir, her bir şeyin başı benim Sen bu nişan ile beni bil, ben nişana sığamam Gizli hazne benim işte, göz önünde olan da ben Madenin cevheri benim, dağa, ummana sığamam Yıldızlarla felek benim, vahiy ile melek benim Çek dilini dilsiz kesil, ben bu lisana sığamam Zerre benim, güneş benim, dört, beş, altı ..sırlar benim Her şey açık ve meydanda, ben bu meydana sığamam Ok da benim, yay da benim, yaşlı benim, genç de benim Sonsuz olan devlet benim, ben ona buna sığamam.
Ama, hiçbir yere sığmayan yaradan, gerçek müminin kalbine sığar. - Kuran Nesimi nin hikmet şiirlerinde, vahiy özelliği gösteren nadir örneklerden, - vahdet i vücud - ,kendi konuşuyor, yani seçilmiş vesile varlığı üzerinden duyurulur, Türkçe yazılmış hazinelerin, türkçe konuşanlara ya da meraklı olan dünyada ki herkese armağanı olarak, kendine değer verenler için, yoksa fırsatı harcamak da gayret yoksa çok kolaylaşabilir. Kolay gelsin.
Yer gök dolu bu aşk durur aşksız hiç nesne yok durur Aşk bahrisi olubanı denizlere dalan benim.
Deniz yüzünden su alıp sunuveririm göklere Bulutlayın seyran edip Arş a yakın varan benim.
Yıldırım olup şakıyan gökde melaik dokuyan Bulutlara hüküm sürüp yağmur olup yağan benim
Gördüm diyen değil gören bildim diyen değil bilen Bilen oldur gösteren ol aşka esir olan benim.
Seçilmiş vesile varlığı - layık gördüğü için -Yunus Emre üzerinden kendi konuşuyor, yani vahdet i vücud, yaradılışın kaynağı sevmek, sevişmek neden suç değildir biraz daha net. Türkçenin hazinelerini daha iyi anlamakta yarar var ve muktedirliğin ne olduğunu. Kolay gelsin.
Dairemsi bir müddet iniyor ruhuma. - Dağlarca, Kainatın Akşam Yoklaması şiirinden, Kurandaki Tanrı zamandır ifadesini hatırlayalım, ruhuma zaman karışıyor diyor, ya da Yunusun ifadesiyle an kandadır, kan an da, benzer yapıda, şiirlerinin yazılmasında kimin katkısı olduğu hakkında fikir verir, bilinçdışı alanının sahibi de diyebiliriz, ama, bu şiirleri, vahiy yapmaz, hikmet yapar. Vahiy çok nadir bir olgudur, çünkü kendi konuşur. Dünyanın son gününde her varlık silinecek, bütün mesafelerden görünür kalacağım. - Mevzu Şiiri, Dağlarca, bu vahiydir. Hikmet Kitabı - Çocuk ve Allah - kitabındaki tek vahiy. Dünya tarihinin ender vakalarındandır.- 1940 - .Kolay gelsin.
Bütün kutsal metinler doğruluk ve samimiyet anayasasıdır, uygulamak veya uygulamamak size kalmış, yerine getirilmemesi metinlerin sorunu değildir, işlevini sürdürür, ayıklama devam eder, ihlal etmişler ölçülerin zaafını değil, senin ödeyeceğin feci faturayı gösterir, şafağın bir sahibi var. Kolay gelsin.
Şiir kaybeden kazanıyor oyunudur. Ve gerçek şair kazanmak için ölünceye kadar kaybetmeyi seçer. Eğer ille de şairin bağlanmasından söz edelim isteniyorsa, kendini yitirmeye adayan adamdır diyebiliriz. Şairin hiç durmadan karşı çıktığı ve dış dünyanın araya girişinden ileri geldiğini söylediği şu kötü talihin, şu uğursuzluğun derin anlamı budur ve bu, şairin en köklü seçimidir, şiirin sonucu değil, kaynağıdır. Şair insani girişimin toptan başarısızlığa uğrayacağından emindir ve kişisel yenilgisiyle, insanlığın genel yenilgisini ortaya koymak üzere, kendi öz yaşamında bozguna uğrayacak biçimde davranmaktadır. Şiir, her zaferin altında yatan gizli yenilgi adınadır. Jean Paul Sartre, Edebiyat Nedir Kitabından.
Gerçi bugün de şiir yazılıyor, eskisinden daha çok yazıldığı da söylenebilir. Ancak biraz yakından bakıldığında görülür ki bunların büyük çoğunluğu, birkaç bilim adamının, filozofun dümen suyunda, onların görüşlerini kanıtlamak için üretilmiş, şiir dışı çabalardır. Ozan, bilimin verilerine, felsefenin başarılarına sırt çevirmelidir demiyorum. Tersine, onlarla yakından ilgilenmeli, ama, onların kendisi için, ancak araç ve gereç olabileceğini hiçbir zaman unutmamalı. Çünkü ilk görendir o, taa başta öyleydi, bugün de öyle olmak zorunda. Bilginlere, filozoflara düşense, ozanın bilinmeyenden, varlığın - süresiz derinliklerinden - uyandırıp kurtardığı görüntüyü, o görüntüde saklı güçleri - daha çağdaş bir deyişle, ruhsal nükleer enerjiyi - kavramlar diline aktararak ortak bilince mal etmektir. - 1976 -
Gülümsemen çiçek çiçek,
ölümünden taşmasın da.
----------------------------------------
Sönerken ışıklarım, korkulu odalarda
dirilir çığlıklarım, açtığın yıldızlarda.
Sen-Kapıdan girersem, şarkıyım uluslarda,
o güneşte gülersem, ülkem bitmez baharda.
Kurt Gödel, Avusturyalı Matematik Felsefecisi, 1932 yılında Viyana Üniversitesinde asistanken yayınladığı matematik teorimiyle akademik çevrelerde bomba etkisi yaratır, aydınlanmanın kesinlik bilgileri hiç de kesin değildir ve Princeton a davet edilir kariyerine orda devam eder. Kanıt son kanıt mıdır, değildirin ispatı ve arkasından dünya kırımı gelir - 1940 - , son yılların da İslama yakınlaşır, zehirleneceğim paranoyasıyla yemek yemeyi reddeder ve ölür. Aristo dan beri en büyük mantıkçılardan görülen Gödel, sadece zehirlenmekten ölünmeyeceğini akıl edemez. Alay ederler, aslında ben alay ediyorum. - Kuran. Kolay gelsin
Son dönemin parlak filozoflarından Susan Neiman, Ahlaki açıklık isimli kitabında Lizbonda binlerce kişinin ibadet ettiği kilisenin üstlerine çöküp ölmeleri sonrası başlayan ve yüzyıllar süren Teodise tartışmalarına açıklık getirirken - Çünkü yürekten samimi değillerdi - der. Şimdi hatırlayalım, bilmeden yaptıklarınızı affederim, ama, sinelerdekini asla. - Kuran. Kolay gelsin.
Kendine Tehlikeli Belki nin filozofu diyen Nietzsche, neyin kurbanı olmamanızın ipucunu veriyordu, Tanrı Öldü derken de istismar edilen tanrının, yoksa hesap sorana bir şey olmaz, Nietzsche sonuçta öldü. Kierkegaard evlerin kapısını çalıp kiliseye gitmeyin derken - tarihin en dindar filozoflarından ve mistik - istismarın boyutunu vurguluyordu, çok geçmeden kısa bir sürede Avrupa coğrafyasında yaşanan felaketler, hesap soranın yerinde durduğunu gösterdi. Evinizin yakınına felaket gelir. - Kuran. İyi düşünmekte yarar var. Karar sizin. Ülkeleri hallaç pamuğu gibi atanı gördüm, onun için semaya durdum. - Turan OFLAZOĞLU.
Sonsuzun dışı, dışından düşüncesinin tarihteki izini oluşturanlar deneyimleyen şairler dışında, bir kısmı hikmet daha küçük bir kısmı vahiy olarak, Platon, Yeni Platoncular - Plotinus - , Hallac ı Mansur, Sühreverdi, İbn Arabi, Mevlana, Bruno, Spinoza, Hegel, Whitehead ve Heartshorne, Alice Harikalar Diyarı gibi, alice in şizofren olduğunu hatırlatalım, ama, her şizofren Lewis Carrol değildir, psikozu yabana atmak senin boyunu aşar belki, geri dönüşü de olmaz, onun için İslam coğrafyasında geçmiş dönemlerde Mecnun denilerek büyük saygı duyulur, onun için İslamın bir ortaçağı falan da yoktur, Avrupanın önde gelen üniversiteleri bir alman akademisyene 2015 yılında büyük ödül verdi, çalışmasının ismi - İslamın neden ortaçağı yoktur - bugün var belki, o da kısmi, ilk 500 e girilebilirse anlaşılması daha kolaylaşır, o da belki. Kolay gelsin. 2015 tarihli MIT Üniversitesi çalışmasında dünyada 1. Üniversite, psikozun nerelere ulaşabileceğinin etüdlerini yapıyorlar ve ne olduğunu da tam anlayabilmiş değiller, sen de anladığın da çok geç olmamalı. Önlem almakta yarar var.
Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığamam
Yersiz yurtsuz cevher benim, hiçbir mekana sığamam
Tüm yeryüzü ayetimdir, her bir şeyin başı benim
Sen bu nişan ile beni bil, ben nişana sığamam
Gizli hazne benim işte, göz önünde olan da ben
Madenin cevheri benim, dağa, ummana sığamam
Yıldızlarla felek benim, vahiy ile melek benim
Çek dilini dilsiz kesil, ben bu lisana sığamam
Zerre benim, güneş benim, dört, beş, altı ..sırlar benim
Her şey açık ve meydanda, ben bu meydana sığamam
Ok da benim, yay da benim, yaşlı benim, genç de benim
Sonsuz olan devlet benim, ben ona buna sığamam.
Ama, hiçbir yere sığmayan yaradan, gerçek müminin kalbine sığar. - Kuran
Nesimi nin hikmet şiirlerinde, vahiy özelliği gösteren nadir örneklerden, - vahdet i vücud - ,kendi konuşuyor, yani seçilmiş vesile varlığı üzerinden duyurulur, Türkçe yazılmış hazinelerin, türkçe konuşanlara ya da meraklı olan dünyada ki herkese armağanı olarak, kendine değer verenler için, yoksa fırsatı harcamak da gayret yoksa çok kolaylaşabilir. Kolay gelsin.
Yer gök dolu bu aşk durur aşksız hiç nesne yok durur
Aşk bahrisi olubanı denizlere dalan benim.
Deniz yüzünden su alıp sunuveririm göklere
Bulutlayın seyran edip Arş a yakın varan benim.
Yıldırım olup şakıyan gökde melaik dokuyan
Bulutlara hüküm sürüp yağmur olup yağan benim
Gördüm diyen değil gören bildim diyen değil bilen
Bilen oldur gösteren ol aşka esir olan benim.
Seçilmiş vesile varlığı - layık gördüğü için -Yunus Emre üzerinden kendi konuşuyor, yani vahdet i vücud, yaradılışın kaynağı sevmek, sevişmek neden suç değildir biraz daha net. Türkçenin hazinelerini daha iyi anlamakta yarar var ve muktedirliğin ne olduğunu. Kolay gelsin.
Dairemsi bir müddet iniyor ruhuma. - Dağlarca, Kainatın Akşam Yoklaması şiirinden, Kurandaki Tanrı zamandır ifadesini hatırlayalım, ruhuma zaman karışıyor diyor, ya da Yunusun ifadesiyle an kandadır, kan an da, benzer yapıda, şiirlerinin yazılmasında kimin katkısı olduğu hakkında fikir verir, bilinçdışı alanının sahibi de diyebiliriz, ama, bu şiirleri, vahiy yapmaz, hikmet yapar. Vahiy çok nadir bir olgudur, çünkü kendi konuşur. Dünyanın son gününde her varlık silinecek, bütün mesafelerden görünür kalacağım. - Mevzu Şiiri, Dağlarca, bu vahiydir. Hikmet Kitabı - Çocuk ve Allah - kitabındaki tek vahiy. Dünya tarihinin ender vakalarındandır.- 1940 - .Kolay gelsin.
Bütün kutsal metinler doğruluk ve samimiyet anayasasıdır, uygulamak veya uygulamamak size kalmış, yerine getirilmemesi metinlerin sorunu değildir, işlevini sürdürür, ayıklama devam eder, ihlal etmişler ölçülerin zaafını değil, senin ödeyeceğin feci faturayı gösterir, şafağın bir sahibi var. Kolay gelsin.
Şiir kaybeden kazanıyor oyunudur. Ve gerçek şair kazanmak için ölünceye kadar kaybetmeyi seçer. Eğer ille de şairin bağlanmasından söz edelim isteniyorsa, kendini yitirmeye adayan adamdır diyebiliriz. Şairin hiç durmadan karşı çıktığı ve dış dünyanın araya girişinden ileri geldiğini söylediği şu kötü talihin, şu uğursuzluğun derin anlamı budur ve bu, şairin en köklü seçimidir, şiirin sonucu değil, kaynağıdır. Şair insani girişimin toptan başarısızlığa uğrayacağından emindir ve kişisel yenilgisiyle, insanlığın genel yenilgisini ortaya koymak üzere, kendi öz yaşamında bozguna uğrayacak biçimde davranmaktadır. Şiir, her zaferin altında yatan gizli yenilgi adınadır. Jean Paul Sartre, Edebiyat Nedir Kitabından.