İster istemez yalan yanlış edinilmiş bilgi, böylesine bilginin genişlediği bir çağda, boynuna geçirilmiş bir iptir, hiçbir zaman yetemeyeceğin bilginin küçük bir kümesiyle, ilk ve en ağır zararı kendine verir insan, temel metinler, üstelik on alt fragmanları olmaktan öteye geçemiyenler hele, üstün körü bir kanaate dayanarak gideceğin yer çok kalıcı da olabliir kanaatler hayatımızdaki en tehlikeli tetikçilerdir.
Temizse, ruhu çirkini rahatsız eder, çünkü yamukluğuna ayna tutar, ondan o çirkinliğini sıvayacak yer arar, ve elemede, boşa vakit geçirdiği dünya zemininde, gününü bekle, ve burda geride kaldığı yarışta, düştüğü yerde, ister istemez, başarılı olur ve kalıcı hayatına kavuşur, biraz sancılı, ama, layığıdır.
Nitelikli olanın beklentisi yoktur, niteliksizin de beklentiye değecek bir tarafı, bu geçiş noktasında, ayrıştırmanın ölçülerinden biri olarak hep vardı zaten. Özellik denilen konu, ruhun bir dışavurumudur, bayrağını yükseltmese de görülür, bu konular harcıalem tiplere bir anlam ifade etmez, ondan harcama malzemesi olarak kalırlar.
Varolanlar, varoldukları için vardırlar, sadece düşünemediklerimiz yokturlar, zihnin unsurları gerçekleşmemişse, potansiyel olmadığını göstermez, henüz sahneye çıkmamıştır, ondan bir paçavra, ancak tutuşturulunca, gerçeğin ayırdına varabilir, önce davranan, zihninin imkanlarından fazlasıyla yararlanabilir, o da ancak, yükümlülüklerini yüklenmekle olur, topu taca atarsan, kendinde birlikte gidersin, maçta yenilgiyle biter, hem en acısıyla.
Eğer bir resim sanatsal bir miras ise, tekil algısının içindeki çift katlılığı nadiren gözlemleriz, bu yakına karışmış karşılıklılık, ve kavranabilir dikkatle, biçimin içeriğinden yansır., ve durumu, çalışmanın karşılıklı bağımlılığı içindedir.
Paul CROWTHER,
Resim bizi anlatamamışsa, ve onun içinde, yol alamamışsak, işlevsizleşmiştir, başka bir yere bakmak gerekir.
İster istemez yalan yanlış edinilmiş bilgi, böylesine bilginin genişlediği bir çağda, boynuna geçirilmiş bir iptir, hiçbir zaman yetemeyeceğin bilginin küçük bir kümesiyle, ilk ve en ağır zararı kendine verir insan, temel metinler, üstelik on alt fragmanları olmaktan öteye geçemiyenler hele, üstün körü bir kanaate dayanarak gideceğin yer çok kalıcı da olabliir kanaatler hayatımızdaki en tehlikeli tetikçilerdir.
Temizse, ruhu çirkini rahatsız eder, çünkü yamukluğuna ayna tutar, ondan o çirkinliğini sıvayacak yer arar, ve elemede, boşa vakit geçirdiği dünya zemininde, gününü bekle, ve burda geride kaldığı yarışta, düştüğü yerde, ister istemez, başarılı olur ve kalıcı hayatına kavuşur, biraz sancılı, ama, layığıdır.
Nitelikli olanın beklentisi yoktur, niteliksizin de beklentiye değecek bir tarafı, bu geçiş noktasında, ayrıştırmanın ölçülerinden biri olarak hep vardı zaten. Özellik denilen konu, ruhun bir dışavurumudur, bayrağını yükseltmese de görülür, bu konular harcıalem tiplere bir anlam ifade etmez, ondan harcama malzemesi olarak kalırlar.
Varolanlar, varoldukları için vardırlar, sadece düşünemediklerimiz yokturlar, zihnin unsurları gerçekleşmemişse, potansiyel olmadığını göstermez, henüz sahneye çıkmamıştır, ondan bir paçavra, ancak tutuşturulunca, gerçeğin ayırdına varabilir, önce davranan, zihninin imkanlarından fazlasıyla yararlanabilir, o da ancak, yükümlülüklerini yüklenmekle olur, topu taca atarsan, kendinde birlikte gidersin, maçta yenilgiyle biter, hem en acısıyla.
Bütün gün sensin dersen, herkes dosttur.
Dostluk diye bir şey yoktur. - ARİSTO,
Dost dost diye nicesine sarıldım. - AŞIK VEYSEL,
Alay ederler aslında ben alay ediyorum. - KURAN, KENDİ.
Yaşamın doğal akışı, istisnalar dışında.
Böyle bir kavram var, ama biz o değiliz, başkası, güzel fikir, nasıl beğenilmez. Kolay gelsin.
Eğer bir resim sanatsal bir miras ise, tekil algısının içindeki çift katlılığı nadiren gözlemleriz, bu yakına karışmış karşılıklılık, ve kavranabilir dikkatle, biçimin içeriğinden yansır., ve durumu, çalışmanın karşılıklı bağımlılığı içindedir.
Paul CROWTHER,
Resim bizi anlatamamışsa, ve onun içinde, yol alamamışsak, işlevsizleşmiştir, başka bir yere bakmak gerekir.
Başkalarıyla devamlı zedelenen yaşam, kendinde yeniden üretebildiğin kadar, sana gülümser.
Olmazsa olmaz, öyle kolay da bulunmaz.