Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • mutluluk11.05.2009 - 23:33

    Mutluluk bir sulh ve sükûn halidir. Bir insanın iç dünyasında, dış dünyasında (insanlarla ilişkilerinde) ve Allah ile ilişkilerinde kesintisiz bir uyum halidir.

    Mutluluğa adım atmak için Allah'a ulaşmayı dilemek gerekir. Mutluluğun kesintisiz devam etmesi için insanların mutluluğu için yaşamak gerekir. Etrafımızdaki her insan bizim bir mutluluk kapımızdır. Onları her mutlu ettiğimizde onların yaşayacağı mutluluğun en az 2 katını biz yaşarız.

    Allah ile ilişkilerdeki mutluluk için mutlaka Allah'a ulaşmayı dilemek gerekir. Daha sonra Allah'ın bizim için tayin ettiği mutluluğu kesintisiz bir şekilde yaşayan bir veli kuluna tabi olmak gerekir. Daha sonra ise her daim Allah'ı zikretmek gerekir.

  • huzur11.05.2009 - 23:19

    Huzur, bir insanın Allah ile birlikte olmasıdır. Halk ile olsa da her zaman Hakk ile olanların yaşadığı, kişinin iliklerinden kemiklerine kadar yaşadığı tarifi gayrimümkün bir sulh ve sükün halidir.

    Huzur halinin geçici değil kalıcı olmasının yolu Allah'a kurbiyetten geçer.

  • sevgi11.05.2009 - 23:10

    Sevgi, Allah'ın bir insanın kalbine vereceği en güzel duygu. Zıddı nefrettir.

    Sevgi Allah'ın bir ihsanıdır. Bizler Allah'a ne kadar itaat edersek o kadar sevgimiz artar. Sevginin en başında Allah vardır. Allah olmalıdır. Allah ile ilişkiler önce Allah'tan hoşlanma ile başlar. Sonra bu, sevgiye dönüşür. Sevgi daha sonra aşka dönüşür. Aşk da daha sonra hayran olmaya götürür. Allah'tan hoşlanmak için Allah'a ulaşmayı dilemek gerekir. Allah'ı sevmek için Allah'ın en çok sevdiği veli mürşidlerden birine tabi olmak gerekir. Allah'a aşık olmak içinse hayatta iken ruhu, fizik vücudu ve nefsi Allah'a teslim etmek gerekir. Allah'a hayran olmak içinse iradeyi de Allah'a teslim edip Allah'ın Zatını kalp gözüyle görebilen hakkul yakîn seviyesine ulaşmak gerekir.

    Allah'ın yasakladığı şeylere duyulan sevgi gerçek sevgi değildir. Örneğin nikah dışı bir insanın karşı cinse duyduğu sevgi veya para sevgisi veya içki sevgisi bunlar sevgi değildir. Nefsin zevkleridir diyebiliriz.

    Sevgi fedakarlıktır. Sevgi kulun Allah'a koşmasıdır, Allah'a ulaşmayı dilemesidir. Allah'ı seven insanları sever. İnsanları seven Allah'ı sever.

  • ruh11.05.2009 - 15:10

    Ruh; insana doğduğu anda Allah Teala tarafından üfürülen bir emanettir. İnsanın 3 vücudundan birisidir. Diğer ikisi ise Fizik Vücut ve Nefs'dir. Nefs ile Ruh birbirinden ayrıdır. Nefsin kalbinde doğduğumuzda 19 tane kötü afet vardır. %100 karanlık olarak şeytana dönüktür. Nefs, akıl baliğ olduğumuzda tezkiye edilmeyi yani temizlenmeyi gerektirir. Ruh ise kalbinde 19 tane güzel haslet ve %100 Allah'ın nuru ile doludur. Ruh, insanda Allah'ı temsil ederken, Nefs adeta şeytanı temsil eder.

    Ruh'un, Nefsin ve Fizik Vucudun dış görünümü %100 aynıdır ve insanda aynı koordinatları paylaşıp iç içedir. Hepsini de ayrı ayrı görmüş olsak (dış görünüş itibariyle) 3 tane insan görümüş olacağız. Bu 3'lü insan adını alır.

    Allah'ın Ruh'a verdiği emir, dünya hayatını yaşarken Allaha ulaşmasıdır. Kim Ruh'unu Allah'a ulaştırmayı dilerse ancak onların Ruh'unu Allah Kendisine ulaştırır. Ve sadece onlar hidayete erebilir. Ruh'un hayatta iken Allah'a ulaştırılması üzerimize farzdır. Allah teala ezelde Galü Bela günü huzurunda bizi topladığında, bize emanet olarak verilen bu Ruh'u hayatta iken Allah’a ulaştırmamız gerektiğine dair hepimizden de misak (kesin söz, yemin) almıştır.

    Ruh, vücuttan çıkarsa kişi ölmez. Ruh, işlediğimiz hiçbir günaha iştirak etmez. Günah işlenmesi sırasında gün içerse defalarca o kişinin ruhu vücudan ayrılır ve tekrar girer ama insan ölmez. İnsana hayat veren Ruh değildir. İnsana hayat veren bizzat Allah'tır. İnsana hayatı Ruh vermiş olsa hayvanların da Ruh'u olurdu. Ruh, Allah'ın katında en şerefli mahluk olan sadece ve sadece insana verilmiştir. İnsandan başka hiç bir mahlukta Ruh yoktur.

    'Namaz mü'minin miracıdır' diyen Peygamber efendimiz S.A.V her namazda ruhu vücudan ayrılan müminler için bu sözü söylediğine göre demek ki Ruh vücuttan ayrılınca kişi ölmüyor. Ruh'unu hayatta iken Allah'a ulaştıran kişi ermiş adını alır. Ruh'umuzu Allah'a ulaştırmak için, bunu kalben dilemek yeterlidir. Kim Allah'a Ruh'unu ulaştırmayı dilerse Allah onları Kendine ulaştıracağını garanti ediyor. Dilemek bizden, yerine getirmek ise Allah'tandır.

    32 / SECDE – 9: Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete) , kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne) .
    Sonra (Allah) , onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası) , basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.

    15/HİCR-23: Ve innâ le nahnu nuhyî ve numîtu ve nahnul vârisûn(vârisûne) .
    Ve muhakkak ki; Biz, sadece Biz hayat veririz. Ve Biz öldürürüz. Ve varis olanlar da Biziz.

    13 / RAD – 20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka) .
    Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim ederler) . Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah'a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar.

    misak: Ruhumuzun (ruh bedenimizin) elestibi rabbukum (kalû belâ) günü verdigi yemin

    13 / RAD – 21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi) .
    Ve onlar Allah'ın (ölümden evvel) , Allah'a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını) , O'na (Allah'a) ulaştırırlar. Ve Rab'lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.

  • iskender ali mihr11.05.2009 - 01:32

    İskender ALİ MİHR; Peygamber efendimiz S.A.V'in ahir zamanda yani kıyametin kopmasına yakın bir zamanda geleceğini bildirdiği kimsedir. Kur'an-ı Kerim'de de geleceği bildirilmiştir. Kendisi MEHDİ, İMAM, HALİFE ve RESUL olarak Allah Teala tarafından dünyaya sulh ve sükûnu sağlamakla görevlendirilmiştir.

    En başta İslam âlemini taklidi imandan kurtarıp gerçek imana kavuşturacaktır. Unutulan ve saptırılan Kur'an hakikatlarını delilleriyle ortaya çıkaracak ve asla hataya düşmeyecektir. Kendisi peygamber olmayıp Allahu Teala'nın bir Üst seviyedeki VELİ kuludur.

    Kendisine tıpkı Allah Teala tarafından Mevlana Hazretlerine verilen 'Mesnevi' gibi bir sohbet kitabı verilmiştir. Kendisine gelen vahiy Peygamerlere verilen vahiy cinsinden olmayıp bir çok üst seviye evliyaya gelen vahiy cinsindendir. Diğer görevleri ise Türk-İslam birliğini kurup Türkiye'nin tekrar eskiden olduğu gibi yeryüzünün lider ülkesi olmasını sağlamaktır. Ayrıca, dinlerin olmadığını tek dinin olduğunu, bunun Hz. İbrahim'in Hanif dini olduğunu dünyaya ispat ederek, dinlerin birleşmesini sağlayacaktır.

    Çıkacak olan 3. dünya savaşında Hz. İsa ile birlikte Deccal ve tayfasını yenip Dünyaya barış ve huzuru getirecektir. Bunun sonunda dünyada eşi görülmemiş bir bolluk yaşanacaktır. Tüm bunları Allah'ın yardımı ve O'na olan en sağlam imanı ile yapacaktır. Yapan kendisi görünecek fakat asıl yaptıranın Allah olduğunu insanlar daha sonra anlayacaklardır. Çünkü Allah Teala vaad etmiştir, vaadini elbetteki yapacaktır.

    İskender Ali Mihr'in kim olduğu ve bu yazılanların doğru olup olmadığı Hacet Namazı kılınarak Allah Teala'dan sorulmalıdır.

  • hidayet08.05.2009 - 23:01

    Hidayet; ölmeden önce Ruh'un Allah'a ulaşmasıdır. İnsanın 3 vücudundan biri olan ruh, Allah'tan insanlara emanet olarak verilmiştir. Bu ruhun hayatta iken Allaha ulaşması hidayettir. (Kul innel hudâ hudallâhi = Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. A.imran Suresi 73. ayet)

    Bir insanın hidayete erebilmesi için mutlaka ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilemesi gerekir. Aksi taktirde dalâlette kalır. Hidayeti, yani Allah'a ulaşmayı dilemedikçe kimsenin hidayete ermesi mümkün değildir. Allah, sadece Allah'a ulaşmayı dileyenleri hidayete erdirir. Aksi hal, serbest iradeye müdahale anlamına gelir ki, Allah Teala'nın Adaletine ve El-Hakk esmasına aykırıdır. Allah'ın hidayete erdirmediği kişiler hidayeti dilemeyenlerdir, yani Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerdir.