Daha 1920 yılı içerisinde iken, yeni kurulmuş olan B.M.M.'nin ikinci başkanı ve adliye vekili olan Celalettin Arifin siyasi nüfuzunu İtalyan sermayesi lehine kullandığını görürüz. Celalettin Arif, Ereğli kömür havzasında bir maden arama işletme imtiyazına sahiptir ve 1919 yılında İtalya'ya giderek Terni şirketine bu imtiyazı % 10 hisse karşılığında devreder. 1920 yılında henüz savaş halinde bulunduğumuz İtalyanlara ait 25 kişilik bir grup, maden imtiyazını işletmek üzere Ereğli'ye gelir ve o tarihlerde Meclis ikinci başkanı ve adliye vekili Celalettin Arif, iktisat vekiline, İtalyanlara gereken kolaylığı göstermesi dileğiyle bir telgraf çeker..." Korkut Boratav şöyle devam ediyor: "Burada önemli olan husus, Milli Mücadele'nin henüz başında iken, Türkiye ile açıkça muhasım olan bir ülkeye ait şirketlerle pervasızca işbirliğine ve ortaklığa girişmiş bir şahsın en yüksek siyasi mevkilerden bazılarını işgal etmekte bulunmasıdır."( Anti-emperyalist Atatürkçülere)
Sorgulanmamış Bir Hayat Süren İnsanların Hayatı, Kendi Ellerinde Yada Kendi Kontrollerinde Değildir; Onların Denetimi Dışarıdan Gelmektedir… Sorgulanmamış Bir Hayat, Yaşanmaya Değmez -Sokrates
Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur. Tanzimat ilan ettik, olmadı meşrutiyet ilan ettik olmadı. Cumhuriyet ilan ettik olmadı. Yahu biraz da ciddiyet ilan etsek. Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir. Bir kızın tıraşlı bir erkeği güzel zannetmesi hazindir. Türkiye'de aydın geçinenler doğu'ya doğru seyreden bir geminin güvertesinde batı yönünde koşturarak batılılaştıklarını sanırlar.(Sakallı Celal)
Dünya hepimize yeter ama bu konuda ilkel ve göçebe toplumlardan daha geri durumdayız. Kişisel ben duygusu hırs, daha çok kazanma ve tüketme isteği toplumsal yaşamda da oluştu. Kapitalizm, daha çok üretme, pazarlama ve toplumsal sömürüyü getirdi. Bu durum, devletler arası savaşlara yol açtı. Tarih bu savaşlarla yazılıdır, sonuçta son olarak iki dünya savaşı yaşadı insanlar... Sadece egemen devletlerin paylaşımları uğruna milyonlarca insan öldü, ölüyor da... Bu paylaşımın aktörleri olan devletler (toplumlar, insanlar değil) hala çirkin saldırılarına, kendilerince haklılık maskesi takılmış savaşlarına devam etmektedirler. Karşı çıkanlar, sivil toplum örgütü ya da devletlere de terörist denmektedir."Thomas Hobbes
“Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır. Millet ise geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir. Daha milliyetçi bir ifadedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.Sağcılar,millet,solcular halk sözcüğünü kullanır.Halkın belirgin özelliklerinden biri, millet olma özelliklerine veya bilincine ulaşmamış olmasıdır.[kaynak belirtilmeli] Örneğin İstanbul halkı, Sovyet halkı... Bir coğrafyada yaşayanlardan bahsederken o devletin milletinden ziyade, halkından bahsetmenin daha doğru olacağı ve milliyetçi söylemleri daha geri plana itmesi nedeniyle amaca daha uygun olacağı düşünülmektedir. Nitekim bir Amerikan milletinin olmayıp bir Amerikan halkının olması buna örnektir BeğenYorum YapPaylllayın kendinizi böyle bir adamdan! Müzik dinleyelim.” (William Shakespeare, Venedik Taciri, Sahne 20*)
“Ruhunda müzik olmayan, ahenkli bir müzikle duygulanmayan bir adam ancak ihanet, içten pazarlık ve tecavüz için vardır. Ruhunun halleri gece gibi ölümcül bir sessizlik ve hisleri Cehennemlerin Efendisi Erebus gibidir. Kollayın kendinizi böyle bir adamdan! Müzik dinleyelim.” (William Shakespeare, Venedik Taciri, Sahne 20*)
Bir kadının,bir erkekten hoşlandığının en basit göstergesi sürekli saçlarıyla oynamasıdır.
Daha 1920 yılı içerisinde iken, yeni kurulmuş olan B.M.M.'nin ikinci başkanı ve adliye vekili olan Celalettin Arifin siyasi nüfuzunu İtalyan sermayesi lehine kullandığını görürüz. Celalettin Arif, Ereğli kömür havzasında bir maden arama işletme imtiyazına sahiptir ve 1919 yılında İtalya'ya giderek Terni şirketine bu imtiyazı % 10 hisse karşılığında devreder. 1920 yılında henüz savaş halinde bulunduğumuz İtalyanlara ait 25 kişilik bir grup, maden imtiyazını işletmek üzere Ereğli'ye gelir ve o tarihlerde Meclis ikinci başkanı ve adliye vekili Celalettin Arif, iktisat vekiline, İtalyanlara gereken kolaylığı göstermesi dileğiyle bir telgraf çeker..."
Korkut Boratav şöyle devam ediyor:
"Burada önemli olan husus, Milli Mücadele'nin henüz başında iken, Türkiye ile açıkça muhasım olan bir ülkeye ait şirketlerle pervasızca işbirliğine ve ortaklığa girişmiş bir şahsın en yüksek siyasi mevkilerden bazılarını işgal etmekte bulunmasıdır."( Anti-emperyalist Atatürkçülere)
Sorgulanmamış Bir Hayat Süren İnsanların Hayatı, Kendi Ellerinde Yada Kendi Kontrollerinde Değildir; Onların Denetimi Dışarıdan Gelmektedir… Sorgulanmamış Bir Hayat, Yaşanmaya Değmez -Sokrates
Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.
Tanzimat ilan ettik, olmadı meşrutiyet ilan ettik olmadı. Cumhuriyet ilan ettik olmadı. Yahu biraz da ciddiyet ilan etsek.
Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.
Bir kızın tıraşlı bir erkeği güzel zannetmesi hazindir.
Türkiye'de aydın geçinenler doğu'ya doğru seyreden bir geminin güvertesinde batı yönünde koşturarak batılılaştıklarını sanırlar.(Sakallı Celal)
Türkiye"deki mevcut partiler,hasadı kendi çıkarları doğrultusunda kaldırsa bu ülke insanı demokrasi ve adaletin oluşmasını daha çok bekler.
bana masal anlatma baba,beni leylek getirmedi.yaşım küçükte olsan bir şeylerden şüpheleniyorum.sahi siz geçen gün neden öpüşüyor dunuz?
CHP"nin 6 oku Türkiye toplumunu yukarıdan reformlarla dönüştürmeye çalışan antidemokratik seçkincilerin ilkeleridir,sosyal demokrasinin ilkeleri değildir.Hala 6 oktan medet ummak,hala 6 okun tanımladığı kimliği ilerici zannetmek,hala parti ambleminde 6 oku tutmak,olsa olsa zavallı bir tutuculuğun ve ilkel çağdışılığın göstergesidir.
Dünya hepimize yeter ama bu konuda ilkel ve göçebe toplumlardan daha geri durumdayız. Kişisel ben duygusu hırs, daha çok kazanma ve tüketme isteği toplumsal yaşamda da oluştu. Kapitalizm, daha çok üretme, pazarlama ve toplumsal sömürüyü getirdi. Bu durum, devletler arası savaşlara yol açtı. Tarih bu savaşlarla yazılıdır, sonuçta son olarak iki dünya savaşı yaşadı insanlar... Sadece egemen devletlerin paylaşımları uğruna milyonlarca insan öldü, ölüyor da... Bu paylaşımın aktörleri olan devletler (toplumlar, insanlar değil) hala çirkin saldırılarına, kendilerince haklılık maskesi takılmış savaşlarına devam etmektedirler. Karşı çıkanlar, sivil toplum örgütü ya da devletlere de terörist denmektedir."Thomas Hobbes
“Halkı milletten ayıran en önemli fark; halk, bir toplumda halen yaşamakta olan çeşitli toplum kesimlerini kapsamaktadır. Millet ise geçmişten geleceğe doğru belirli bir soyu ifade etmektedir. Daha milliyetçi bir ifadedir ve aynı toplumda yaşayan gruplar arasındaki farklılığı öne çıkarmaktadır.Sağcılar,millet,solcular halk sözcüğünü kullanır.Halkın belirgin özelliklerinden biri, millet olma özelliklerine veya bilincine ulaşmamış olmasıdır.[kaynak belirtilmeli] Örneğin İstanbul halkı, Sovyet halkı... Bir coğrafyada yaşayanlardan bahsederken o devletin milletinden ziyade, halkından bahsetmenin daha doğru olacağı ve milliyetçi söylemleri daha geri plana itmesi nedeniyle amaca daha uygun olacağı düşünülmektedir. Nitekim bir Amerikan milletinin olmayıp bir Amerikan halkının olması buna örnektir
BeğenYorum YapPaylllayın kendinizi böyle bir adamdan! Müzik dinleyelim.” (William Shakespeare, Venedik Taciri, Sahne 20*)
“Ruhunda müzik olmayan, ahenkli bir müzikle duygulanmayan bir adam ancak ihanet, içten pazarlık ve tecavüz için vardır. Ruhunun halleri gece gibi ölümcül bir sessizlik ve hisleri Cehennemlerin Efendisi Erebus gibidir. Kollayın kendinizi böyle bir adamdan! Müzik dinleyelim.” (William Shakespeare, Venedik Taciri, Sahne 20*)