Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • öss29.03.2006 - 06:20

    Öğrenci Severek Seçme sınavı.bir de bunun abisi var severek seçilen öğrenciler giriyor o sınava.Öğrenci Yamultma Sınavı.ne diyelim allah acısın o öğrencilere

  • bilgisayar29.03.2006 - 06:15

    biligisayarlar bildiğimiz hesap makineleridir aslında.insanların saatler ya da günler ve hatta haftalar içinde yapabilecekleri hesaplamaları ve de işlemleri daha kısa sürede yapabilen hesap makineleri.yazılımların onlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen alettirler.hiç bir şekilde bağımsız olarak düşünemezler,işlem yapamazlar ya da yorumlayamazlar.

  • algoritma28.03.2006 - 04:33

    algoritma çoğu zaman insanda matematik ya da bilgisayarla ilgili bir çağrışım yapsa da,tanımı şuna yakın birşeydir:belli bir işin yapılabilmesi için izlenilmesi gereken en basit,en kısa ve de en hesaplı yöntemler bütünüdür.algoritmada yapılması gereken işlerin sırası çok önemlidir.

  • rekürsif fonksiyonlar28.03.2006 - 04:26

    anlaşılması çok zor fonksiyonlardan biridir.özellikle C,C++ algoritmalarında çok kullanılırlar.kendi kendini çağıran fonksiyonlarda diyebilirz.

  • logaritma28.03.2006 - 04:21

    Hesaplanması çok zor ve de zaman alıcı üstel fonksiyonlarını kendisine uğraş edinmiş matematik dalıdır.Eğer bugün bilgisayarlar ya da hesap makineleri çok zor gözüken bazı işlemleri yapabiliyorlarsa bunu logaritmaya borçludurlar.Aynı şekilde çeşitli istatistik ve de hesaplamalı alanlarda son derece önemlidir logaritma.

  • trigonometri28.03.2006 - 04:12

    Trigonometri,matematiğin üçgenleri inceleyen bilim dalıdır.Çok zor bir ders ya da uğraş olmakla ün salmasına rağmen.Son derece basit,anlaşılır ve eğlenceli bir konudur.Ama maalesef bu görüşüme çoğu arkadaş katılmayacak bunu da biliyorum..

  • puslu kıtalar atlası26.03.2006 - 03:10

    muhteşem bir kitap.ihsan oktay anarın başka hiç bir kitaba benzemeyen şaheseri.iyi bir yönetmen tarafından iyi oyuncalarla filmi çekilse tüm dünyada ilgi uyandırırdı heralde..

  • alice harikalar diyarında22.03.2006 - 22:53

    'alice in wonderland' ve de 'through the looking glass' her zaman kimilerince lewis caroll ın saçmalıklarla dolu çocuk kitabı olarak bilinir.ve yine kraliçe victoria tarafından sevilmiş felan deniliyor.aslında bu kitap da victoria dönemi çok ağır şekilde eleştiriliyor.lütfen kitabı okumuş arkadaşlar yorum yapsın.bunların dışında kitap da çok zekice hazırlanmış diyaloglar ve de kurgular var.son olarak bazı kitapları çevirmek çok zor ve hatta bazen imkansız gibidir.işte alice in wonderland de çevirisi çok zor kitaplardan biridir.mümkünse orjinali okunmalı.

  • alice harikalar diyarında21.03.2006 - 02:40

    Alice: Buradan gitmek için bana hangi yolu izlemem gerektiğini söyler misin?

    Cheshire Kedisi: Nereye gitmek istediğine bağlı bu.

    Alice: Neresi olduğunun önemi yok!

    Cheshire Kedisi: O zaman hangi yol olduğunun da bir önemi yok.

    Alice: Sonunda herhangi bir yere varsın da.

    Cheshire Kedisi: Elbette varacaksın. Eğer yeterince uzun yürürsen

  • alice harikalar diyarında21.03.2006 - 02:32

    alice koştu bir tavşanın peşinden
    papyonlu ve aceleci
    uzun kulaklarının rüzgarda bıraktığı izden
    zamanın yuttuğu sözcüklerinin ardından
    o da yetişmek istedi
    bir masaya
    çok şey vaad etmeyen
    yuvarlak, kurabiye kokularının sallındığı masaya
    yolu bilmeden koştu alice peşinden
    ardında olmalıydı bir şeyin
    en azından sanmalıydı
    sandı
    kapılardan geçmeliydi
    uygun kapılardan, büyümek istediğinde ki yine sandı alice büyümesi gerektiğini, küçüldü kapılar
    küçülmek istediğinde ki yine sandı ki alice küçülmesi gerekiyordu, kapılar çok büyüdü
    büyük kapılardan geçti alice küçücük kalarak, görünmeyerek, yok olmasına ramak kalarak
    sandı ki alice böylesi en iyiydi, kapıdan geçmişti...
    renkli mantarların bahçesinde dinledi türlü ezgileri birileri ona fısılda dı duymak istediğini sandığı ezgileri
    alice sandığı herşeyi bulabiliyordu, alice alice alice sandığı herşeyi buluyordu, sandığı herşey onu buluyordu
    alice ardındaydı bişeyin
    izlerini kaybettiği şeyin izindeydi
    bir solukta yıkılacak biri yerde biri gökte iki başlı kraliçenin süvarileri hiç soluk alınmadığından yıkılmadan duruyorlardı
    duvarın üzerindeyse alice bulduğunu sandı
    bir yumurtanın aşşağı fırlattığı sözcüklerinin altında
    alice sandı, sözcükler ardında olduğunun iziydi
    oysa yumurta sözcüklerinin peşi sıra duvardan düşmekteydi
    alice alice...
    sadece sandı, ardında olduğu tat bir çaya batırılmış, kraliçenin olmayan dilinin üzerinde olmayan bir tat bırakarak eriyordu, zaman olmayanı varetmeye yetmiyordu
    alice zamanın peşinde zamanın tüm izlerini kaybetti oysa
    zaman alice’in sandıklarını var etmeye yetmedi
    çaya batırılmış bir kurabiyenin akreple yelkovanın dişsiz ağzında çürüyüşü gibi alice çürüdü
    sözcükler peşinden gelmediler...