Kültür Sanat Edebiyat Şiir

İsmail Öztürk
İsmail Öztürk

YALANIN EFENDİSİ OLACAĞINA DOĞRUNUN KÖLESİ OL

  • kürt açılımı12.08.2009 - 00:57

    Kürt açılımı, Türkiye gündeminin çok hassas, sıcak ve bıçak sırtı meselesidir. Bu meselenin üstesinden gelebilmek için siyasetçilerin duyarlılık içerisinde olması gerekir. Bu duyarlılık çerçevesinde meseleyi başka sorunların çözüm arayışlarında olduğu gibi iktidar-muhalefet kapışmasından rant elde edebilir miyiz anlayışı içinde olmadan ve yine bu meseleye dışarıdan bakıp aşırı uçlarda fikir beyan etmeden sadece vatanın menfaatlerini düşünerek hareket etmek gerekir. Elbetteki bu açılım fikri kafalara ister istemez bazı olumsuzlukları da getiriyor. Söz gelimi, yıllardır dağda bizim askerimize kurşun sıkan, sadece askere değil sivile yani mazluma da namlu doğrultan bu insanlar yarın açılım yoluyla kendi ütopik düşüncelerini gerçekleştirme imkanı bulunca, 'Bakın biz dağa çıktık, astık kestik devlet bizi umursamadı ama çıkardığımız terörü bitiremeyeceklerini anlayınca tıpış tıpış isteklerimizi kabul ettiler, kendimizi onlara kabul ettirdik.' dediğinde bundan en çok zarar görecek olan yine Türkiye'nin otoritesi, bütünlüğü ve ağırlığı olacaktır. O yüzden başta da söylediğim gibi bu mesele bıçak sırtı bir meseledir.Ve siyasetçilerin soruna değil çözüme ortak olmaları gerekir. İster açılımı destekler, isterse de desteklemez... Bugün televizyonlarda vatana ihanet diye veryansın eden siyasetçiler dün Abdullah Öcalan idam edilmesin diye idamı kaldırdılar. Şimdi ise hangi yüzle televizyonlara çıkıyorsa vatanı milleti düşünür olmuş...

  • ömer hayyam08.08.2009 - 17:41

    'Yaşamın sırlarını bilseydin, ölümün sırlarını da çözerdin. Bugün aklın var birşey bildiğin yok, yarın akılsız neyi bileceksin' (Ömer HAYYAM)

  • big bang04.08.2009 - 15:23

    Big Bang, diğer adıyla büyük patlama, bundan milyarlarca yıl önce sıfır noktasından gelen muazzam bir patlamanın ismidir. Evren bu patlamanın ardından aşama aşama şekillenerek günümüzdeki haline ulaşmıştır. Edwin Hubble 1929 yılında dev teleskopuyla gökyüzünü incelerken, yıldızların uzaklıklarına bağlı olarak kızıl renge doğru kayan bir ışık yaydıklarını saptadı. Bilinen fizik kurallarına göre, gözlemin yapıldığı noktaya doğru hareket eden ışıkların tayfı mor yöne doğru, gözlemin yapıldığı noktadan uzaklaşan ışıkların tayfı da kızıl yöne doğru kaymaktaydı. Yani yıldızlar her an bizden uzaklaşmaktaydılar. Ayrıca yıldızlar ve galaksiler sadece bizden değil, birbirlerinden de uzaklaşıyorlardı. Herşeyin birbirinden uzaklaştığı bir evrende varılabilecek tek sonuç, evrenin her an genişlemekte olduğuydu. Big Bang'in başka bir delili de hidrojen-helyum oranıdır. Yıldızlar, içerdikleri hidrojen gazını nükleer tepkimeyle helyuma dönüştürerek enerji üretirler. Eğer evrenin bir başlangıcı olmasaydı, yıldızlardaki tüm hidrojenin helyuma dönüşmüş olması gerekirdi. Görüldüğü gibi tüm bu gerçekler, ateistlerin 'evren sonsuzdan gelir ve sonsuza gider ve bu yüzden yaratıcıya ihtiyacı yoktur.' ve 'kainatta hiçbir şey yoktan var, vardan da yok olamaz.' gibi ezberlerini alt üst etmiştir. Big Bang, sıradan bir patlama değildir. Normalde patlamalar maddenin yapısını düzensizleştirirler fakat big bang'den sonra ortaya çıkan eşsiz düzen ateistlerin yaşamın kaynağını bağladığı doğanın bile patlamanın bir ürünü olduğunu gösteriyor. Çünkü o öyle bir düzen ki evrenin genişleme hızının küçük oynamalarla bile evrenin dengelerini bozacak sonuçlar doğurmasına yol açar.

  • sscb01.08.2009 - 12:39

    Açılımı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğidir. 1917'de ilk temelleri atılan ve Lenin liderliğindeki Bolşeviklerin, Menşevikleri yenmesiyle 1922'de ilan edilen ve 1991 yılında Gorbaçov döneminde tarihe karışan, ortalama bir insan ömrü kadar hüküm sürmüş bir 20. yy. imparatorluğudur. 20. yy. da kominizmin dikta rejimine dönüşümünün en büyük örneğini teşkil etmiştir bu devlet. Okuduğum bir kitaptan Sovyet Rusya hakkında çok güzel bir tahlil nakledeceğim:' 1980'lerin ikinci yarısında Doğu Bloğu'ndaki sistemlerin baş döndürücü bir hızla birbiri ardına göçmesi, hiçbir şeyin özgürlük talepleri önünde duramayacağı gerçeğini bir kez daha mühürlüyordu.Yaşanan gelişmeler, insanın ve ona yaratıcı tarafından bahşedilen özgürlüğün, sistem ve ideolojiden önce gelmesi gerektiğini gösteriyordu. Kokuşmuş rejimlerin domino taşı gibi yuvarlandığı dönemi, baştaki taşı deviren dönemin Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, tek kelime ile özetlemişti: 'Geç kalan ölür! '

  • Srebrenica31.07.2009 - 23:59

    Medeni geçinen batı ülkelerinin gözleri önünde cereyan eden ve 20. yy. avrupasının gördüğü en vahşet dolu katliamlardan birisidir. Hemen hemen 1 asır önce yaşayan atalarımıza soykırım isnat ettirmeye çalışan vicdanlı devletler acaba kendi burunlarının diplerindeki bu olay içinde aynı vicdan muhasbesini yapıyorlar mı? Olayın sorumlularından Radovan Karadzıc'in yıllarca sivil bir görünümde Sırp halkının arasında yaşadığı ortaya çıktı. Ve bu yaz savaş suçları mahkemesi olayın bazı sorumluları hakkında hapis cezası verdi. Ama adalet çarkları, katliamın üzerinden 14 sene geçmesine rağmen yeni dönmeye başladı. Aradan geçen 14 sene belki bu hükmü verenler için normal ama mağdur bekleyen insanlar için çok şey ifade eder. Ki bu durum neyi değiştirir? O geç tecelli eden adalet, dün soykırım anında Bosna'nın yanında olsaydı bugün daha farklı olurdu herşey... GEÇ KALAN ADALET ZULÜMDÜR!

  • 196821.07.2009 - 12:52

    Militan Che'nin öldürülmesiyle başlayan ve dünyanın muhtelif yerlerine yayılan gençlik dalgalarının yeşeriş tarihi.

  • regaip kandili25.06.2009 - 22:20

    Tüm İslam Aleminin Regaib Kandili mübarek olsun. İnşallah Bu üç aylarda, dünya üzerinde Müslümanlar ve Müslüman olmayanlar barış ve huzur içinde yaşarlar.

  • lat25.05.2009 - 10:00

    Lat, bir put ismidir. Tıpkı hubel, menat ve uzza gibi. Cahiliye dönemi Araplarının kendi eliyle oluşturup sonra da tapındıkları sözde ilahları. Aslında böyle sanal putlar günümüzde de var. İnsanlar bazı özel günlerde o putların yanına gidip onlardan siyasi medet umarlar. Peygamber Efendimiz o karanlık dönemde sadce kendi halkı için değil; bütün dünya halkı için ışık olmuştur. Ve insanları bu alışkanlıktan, yanlıştan, ezberden döndürmüştür. Bizlere düşen de insanları bu alışkanlıklarından döndürmek ve kalıplaşmış ezberleri bozmaktır.

  • ahmet necdet sezer25.05.2009 - 09:52

    Ahmet Necdet Sezer, görev süresi boyunca makamına layık bir Cumhurbaşkanı olmadı. Bir kere diplomasi sahasında çok zayıf, pasif bir duruşu vardı. Dış kulvarda zayıf olduğu kadar içeride de zayıftı. Toplumun her kesimine ulaşamadı. Yaptığı, vatanın her karış toprağına, her türden insanına hizmet etmek değil; bağlı olduğu ideolojisine hizmet etmekti. İşte onun gibi yöneticilerin bu pasifliği yüzünden Türkiye çok badireler atlattı...

  • adolf hitler 22.05.2009 - 15:23

    Çingeneler ne işe yarıyor öyle mi? Peki sorarım bozkurtlar ne işe yarıyor? Ya da şimdiye kadar Türkiye bozkurtların bir hayrını gördü mü? Yıllardır koministlere karşı verdiğiniz savaşı anlattınız ve belki daha övüne övüne anlatacaksınız sanki memlekte bir hayrınız dokunmuş gibi! Siz kendinizi mitolojik hayvanlarla teselli ederken dava arkadaşlarınız cuntacıların maşaları haline gelmişlerdir... Bizler nasıl Türk olmayı anne karnında öğrenmediysek Çingenelerde, Yahudilerde, Filistinlilerde anne karnında öğrenmedi bir ırka dahil olmayı... Senin on kuşak önceki ceddinin Çingene ya da Yahudi olmadığı ne malum... Bizim milletimiz her zaman erdemleriyle ayakta durdu. Erdemini satılığa çıkaran biri Türk olamaz. Katliamın hepsi de aynıdır. Birini diğerinden üstün tutamazsın... İnsan her yerde insandır!