sevgili adieu çerkesmisin bilmiyorum ama tazini nasıl idda edeceksin yada bu kanıya nerden vardın sen bi kelimenın türkçe anlamını söylemişsin ki o kalimenin çerkeslikle alakalı olduğunu ilk defa senden duydumm... diyelimki öyle ama çerkesleri başıboş ciddiyetsiz tanımlaman çok kaba bi davranış bunları inanarak söylüyorsan sen hiç çerkes tanımamışsın. biraz araştır ve gör bakalım ciddiyet nasıl oluyormuş...
bir çerkes olarak bu başlıları görmek beni mutlu etti ama aynı zamanda üzüldüm gördüğüm kadarıyla pek tanınmıyoruz yada yanlış tanınıyoruz.
1864 yılında Rus dikdatör stalin tarafından sürgün yoluyla türkiye ye gönderilmiş çefakar fedakar bir millettir. yıllarca kuzey kafkasyada ruslara karşı savaşırken bu savaş hem bağımsızlık hem de bir cihat(din yönlü bir savaş) savaşıdır. büyük komutan imam şamil hem komutan hem bir din alimidir. türkiye ye geldikten sonra gerek osmanlı gerek türkiye cumhuriyetinde çeşitli görevlerde bulunmuşlardır. osmanlı devleti savaşçı özelliğini bildiği için kuzey cephelerinde kullanmışlardır. içimizi hala yakan sarıkamış vakasın da 50 ile 80 bin arasında çerkezin olduğu resmi kayıtlarfda mevcuttur. ayrıca çerkez ethem asla bir ihanet içinde bulunmamıştır ki cumhuriyet kurulduktan sonra atatürk bizzat kendi eliyle yazdığı mektupla çerkez ethemi türkiyeye davet etmiştir buda resmi belgelerde mecvcuttur. son olarak 11 kişilik temsili heyetiyenin 5'i de çerkestir... saygılarımla umarım tanınmamız açısından faydalı olur..
Mona Roza İlk dinlediğim de ve okuduğumda gerçekten anlamsız gelmişti ama hikayesini öğrenince anladım nasıl bir insanüstü birşey olduğunu: ' üstad üniversite de okurkan büyük bir aşkla sever acem kızını ve zamanla açılır kıza duygularını... kız kabul etmez ama sonra çok pişman olur. bu kezde gurur girer araya söyleyemez üstad a susar acem kızı aşkını gömer yüreğine, derken zaman gelir... artık arkadaştan dosttan ayrılma zamanıdır yani mezuniyet balosu, arkadaşları üstad'ın şiire olan ilgisini bildiklerinden bir şiir okumasını isterler üstad nazlansada o gece kızın gözlerine bakarak bu şiiri okur... kız zaten pişmandır taaa en baştan beri kabul etmediğine üstüne de böyle ağır bir şiir... ve gece ranzaya asar kendini acem kızı... üstad o günden sonra hiç kimseye aşık olmamıştır....
hakkında ne söylenirse söylensin iki kitabını (siyasi vasiyetim, kavgam) okudum ve gerçekten ileri görüşlü, kararlı, yılmayan çok sağlam bi karakter tam bir devlet adamı, tek kusuru başladığı bir işi yarım bırakmış olması...
Sezai Karakoç aklıma gelen ilk şiiri Mona Roza aşkı, sedayı, sitemi dolayısıyla hayatı anlatan çok güzel bi şiir... sonra anladım ki her şiiri bi başka hayatmış, en büyük üzüntüm onu geç tanımış olmak...
burnunun ucunu göstermekten haya ederdi sütninem kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem..... ne güzel anlatmış nerelerden nereye gelmişiz halk olarak
Üstad hoyrat hayatı bgırakıp doğru yola girdiğinde diğer yazarlar ortak görüşü şöyleydi. - 'Necip Fazıl eğer islamı seçmeseydi şimdi islam karşıtı yazarlardan daha çok zarar verirdi islam'a' ama allaha şükür ki rabbim nur halkasını onun boynuna bir madalya gibi taktı ve o nur hala bizlere ışık saçıyor..
TRANZONSPOR: bütün çevresi galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş gibi takımları tutarken daha on lu yaşlarında bir çoçuğun aklını başından alan bir sevda dır.
eee usta çok sevdiğin en kral Arkadaşın Rıza ya kavuştun eminim çok da mutlusundur. Peki biz ne yapacaz bu sahte dünya da şiirlerin olmadan...:(
sevgili adieu çerkesmisin bilmiyorum ama tazini nasıl idda edeceksin yada bu kanıya nerden vardın sen bi kelimenın türkçe anlamını söylemişsin ki o kalimenin çerkeslikle alakalı olduğunu ilk defa senden duydumm... diyelimki öyle
ama çerkesleri başıboş ciddiyetsiz tanımlaman çok kaba bi davranış bunları inanarak söylüyorsan sen hiç çerkes tanımamışsın. biraz araştır ve gör bakalım ciddiyet nasıl oluyormuş...
bir çerkes olarak bu başlıları görmek beni mutlu etti ama aynı zamanda üzüldüm gördüğüm kadarıyla pek tanınmıyoruz yada yanlış tanınıyoruz.
1864 yılında Rus dikdatör stalin tarafından sürgün yoluyla türkiye ye gönderilmiş çefakar fedakar bir millettir. yıllarca kuzey kafkasyada ruslara karşı savaşırken bu savaş hem bağımsızlık hem de bir cihat(din yönlü bir savaş) savaşıdır. büyük komutan imam şamil hem komutan hem bir din alimidir. türkiye ye geldikten sonra gerek osmanlı gerek türkiye cumhuriyetinde çeşitli görevlerde bulunmuşlardır. osmanlı devleti savaşçı özelliğini bildiği için kuzey cephelerinde kullanmışlardır. içimizi hala yakan sarıkamış vakasın da 50 ile 80 bin arasında çerkezin olduğu resmi kayıtlarfda mevcuttur. ayrıca çerkez ethem asla bir ihanet içinde bulunmamıştır ki cumhuriyet kurulduktan sonra atatürk bizzat kendi eliyle yazdığı mektupla çerkez ethemi türkiyeye davet etmiştir buda resmi belgelerde mecvcuttur. son olarak 11 kişilik temsili heyetiyenin 5'i de çerkestir...
saygılarımla
umarım tanınmamız açısından faydalı olur..
Mona Roza İlk dinlediğim de ve okuduğumda gerçekten anlamsız gelmişti ama hikayesini öğrenince anladım nasıl bir insanüstü birşey olduğunu:
' üstad üniversite de okurkan büyük bir aşkla sever acem kızını ve zamanla açılır kıza duygularını... kız kabul etmez ama sonra çok pişman olur. bu kezde gurur girer araya söyleyemez üstad a susar acem kızı aşkını gömer yüreğine, derken zaman gelir... artık arkadaştan dosttan ayrılma zamanıdır yani mezuniyet balosu, arkadaşları üstad'ın şiire olan ilgisini bildiklerinden bir şiir okumasını isterler üstad nazlansada o gece kızın gözlerine bakarak bu şiiri okur... kız zaten pişmandır taaa en baştan beri kabul etmediğine üstüne de böyle ağır bir şiir... ve gece ranzaya asar kendini acem kızı... üstad o günden sonra hiç kimseye aşık olmamıştır....
Şiraz, Şiraze: düzen düzgünlük; doğru, doğruluk
hakkında ne söylenirse söylensin iki kitabını (siyasi vasiyetim, kavgam) okudum ve gerçekten ileri görüşlü, kararlı, yılmayan çok sağlam bi karakter tam bir devlet adamı, tek kusuru başladığı bir işi yarım bırakmış olması...
Sezai Karakoç aklıma gelen ilk şiiri Mona Roza aşkı, sedayı, sitemi dolayısıyla hayatı anlatan çok güzel bi şiir... sonra anladım ki her şiiri bi başka hayatmış, en büyük üzüntüm onu geç tanımış olmak...
burnunun ucunu göstermekten haya ederdi sütninem
kızımın gösterdiği kefen bezine mahrem.....
ne güzel anlatmış nerelerden nereye gelmişiz halk olarak
Üstad hoyrat hayatı bgırakıp doğru yola girdiğinde diğer yazarlar ortak görüşü şöyleydi.
- 'Necip Fazıl eğer islamı seçmeseydi şimdi islam karşıtı yazarlardan daha çok zarar verirdi islam'a' ama allaha şükür ki rabbim nur halkasını onun boynuna bir madalya gibi taktı ve o nur hala bizlere ışık saçıyor..
ruhun şad olsun üstad...
TRANZONSPOR: bütün çevresi galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş gibi takımları tutarken daha on lu yaşlarında bir çoçuğun aklını başından alan bir sevda dır.