Kültür Sanat Edebiyat Şiir

  • ahmet kaya13.12.2008 - 00:15

    AHMEDOOOO SENİ ÇOK ÖZLEDİKKKK

    Yedi koca yıl
    yedi yürek yangını
    yürekte ki yedinci kara gün
    kaç yıla sığdırılabilinir hasretin
    kaç yılda silinir o salondan çıkarken bıraktığın izler
    kaç yıl daha geçmeli ki susmalı türkülerin
    sen ki yüreğimize kazıdın ismini
    biz se duvarlara yazdık senin ismini
    silinmesin diye hatıraların sevenlerinin
    ve sevmeyenlerinin hafızalarında
    türkülerini yazdık zindan duvarlarına
    slogan diye okuduk volta atarken
    kimi zaman direniş marşımız oldu
    kimi zaman sevincimiz
    kimi zaman üzengeç anlarda tesellimiz
    hani sen diyordun
    'valla ha biz dostu özledik' diye
    işte yedi yıldır biz de
    'valla ha biz Ahmet KAYA yı özledik' diyoruz
    Ölümünün yedinci yılında DOST AHMET KAYA yı saygıyla anıyoruz...

  • ahmet kaya13.12.2008 - 00:14

    Beni tez saldılar o kaldı içerde!
    Çok sonra duydum ki Yozgat'ta sürgünde!
    Ne yapsa etse üstüne gitmişler!
    Mavi gök yüzünü ona dar etmişler!
    Gazetede çıktı üç satır yazıyla!
    Uzamış sakalı çatlamış sazıyla!
    Birileri ona ölmedin diyorda!
    Ölüm ilanında hüzünle gülüyordu!
    ****
    ÖLÜMÜNÜN 8. YILINDA AHMET KAYA'YI SAYGIYLA ANIYORUZ! ! !

  • ahmet kaya13.12.2008 - 00:13

    ! ! ! BİR BEN VARDIM! ! !

    Bir ben vardım
    Yalnız ve çekingen
    O derin müzige takılırdım
    Gece yarılarında
    Yalnız ve ürkek

    Bir ben vardım
    İsteksiz ve uzak
    Karanlık diyarların yokuşunda
    Hep seni anımsardım
    Susamışlığın çılgınlığıyla

    Bir ben vardım
    Ve söylerdi büyük ozan
    Maviye
    Maviye çalar gözlerin
    Yangın mavisine
    Ne tuhaf

    Bir ben vardım
    Bu güzelligin esaretiyle
    Tutuşan gönüller vardır
    Can yakardı bu sevda
    Dudakların dudaklarımda

    Bir ben vardım
    Güneş parlaklığında
    Sarışın kumral esmer
    Her tenden çocuklar vardı
    Esrarengin kayıplarda

    Bir ben vardım
    Sevgilinin dostluğuyla
    Geriye kalan bakışları vardı
    Ve haykırışı haykırışı vardı
    Hırçın fıratın soğukluğunda......

  • dersim13.12.2008 - 00:06

    OY DERSiM.! !

    SANKİ BAĞRIMDA ATEŞ,YÜREĞİMDE SEVDASIN. DİZİNE BAŞIMI DAYADIM..
    KUTSAL TOPRAĞINA YÜZÜMÜ SÜREYDİM.
    GECE MUNZURUN KIYISINDA SERIN HAVADA BEYAZ GÜVERCİN OLAYDIM.

    OY DERSiM.! !
    SENİ AVUÇLARIMA ALIP HASRETİN OLAYDIM.
    BAĞIRMAK İSTİYORUM EY DÜZGÜN BABA.
    DUYUYORMUSUN MAHSUM BAKIŞLAR ARASINDA ÇIĞLIK ATAN GENCECİK KIZ.

    SEVDALIDIR NAZLIDIR SANA GELDİM, BİLİYORUM BU BENDEKİ SEN DEĞİL.HAYALİNDİR.ESERİNDİR, ALNIMDAKI SENIN İZİNDİR. GÖĞSÜMDEKİ SENİN ÖZÜNDÜR.

    OY DERSiM.! !
    BENİ BENDEN ALIP OKYANUSTAN OKYANUSA
    KITADAN KITAYA SENIN VARLIĞIN DEĞİL YOKLUĞUN DİĞER ADIDIR.VAR OLMAKLA YOK OLMAK ARASINDA KÖPRÜLER KURUP SANA KOŞUYORUM.
    AL DAGLARINA GÖM.

    OY DERSiM.! !
    SANKİ DİLLERDE DOLSAN DESTAN.
    SANKİ YÜREĞİMDE YANAN NEWROZ ATEŞİ.
    OY DERSiM OY BİTMEZ TÜKENMEZ
    HASRETİMSİN.ÖZLEMLERİMDE SAKLADIM SENİ.

  • dersim12.12.2008 - 23:56

    Munzur'un Küskün Çiçegine

    Siz bir küçük daglı kızdınız yavru bir ceylanın gözlerinde ağlarken gördüm sizi munzur un tepesinde öyle yalnız çaresiz ve tek başına ellerinizde deste deste umut avuçlarınızda gül kokan dualar vardı siz gözleri rüzgar desenli Munzur da ğının esmer gülüydünüz umutla bakıyordunuz dünyaya,yarınlara
    ağladığınızda,gözyaşlarınız umut oluyordu hasret oluyordu,rüzgar oluyordu
    haykırıyordu dagların eteklerinde agladıgınızda hâle hâle oluyordu gözlerinizden
    küçük yağmur taneleri dökülüyordu çaglayanlara ve çaglayanlarla beraber
    damla damla gözyaşı olup düşüyordu yüreğimin orta yerine
    ey munzur daglı küskün çiçek bilirim,siz bu dagların kanadı yaralı kuşusunuz
    nazlı umudusunuz bulutların arkasındaki ışıltı gökyüzünün binlerce yıldızısınız
    bilirim,yeryüzü ve gökyüzünün kesiştiği nokta da unutulmuştunuz
    bakışlarınız hilal hilal saçlarınız lüle lüle gamzeleriniz yıldız kokuyordu
    bilirim,ipek kanatlı bir kelebeğin ipeksi kanatlarıdır çiçekleri okşayan elleriniz
    ah eli düşlerdeki kız yeryüzü sizin için renklidir güneş ay yıldızlar gökyüzü sizin için mavi ve bu yüzdendir munzur'a sevdalı bahar siz bir küçük daglıydınız
    bir rüzgarlara açıyordunuz kalbinizi bir de daglara ve hilesiz taşıyordunuz içinizde o kardelen ugultusunu bir masal fısıldayın istedim o masalda hayalleriniz
    yaralarınız içinizde yanan ateşler
    kır çiçekleri kar çiçekleri ateş böcekleri ve size ihanet edenler olsun bir dağ yamacının güzelliğine saklayıp kelimelerinizi sustunuz boynu bükük menekşeler gibi boyun büküyordu bakıp gözlerinize ıslak dağ menekşeleri rengarenk kelebekler konuyordu saçlarınıza bu daglarda menekşeler hep boynu büküktü belki,, belki, gelin gelin ağlıyordu gelincikler belki bu yüzden suskundunuz ve bu yüzden yalnız gözlerinizle konuştunuz şiirlerim,resimlerim hep sizi yazacak, sizi anlatacak uzaklarda olsam da hep kederinizde olacagım neşenizde açıp, acınızda solacagım vakit yok aglamaya küskün çiçegim küsme, yine gelecegim
    yaram yaranıza kardeş sevdam sevdanıza eş derdim derdinize dost
    gönlüm gönlünüze yoldaş gülecegiz hep beraber vakit yok ağlamaya küskün çiçegim..
    aMêdlî ßêRfÎn…

  • mardin12.12.2008 - 23:54

    Mezopotamya
    Bir güneş seyrediyorum doğudan yükselen…
    İlk öptüğü topraklar Mezopotamya.

    Hasankeyf de tarih selam çakıyor.
    Mardin tepesinde, bakışlar manalı yöneliyor güneşe.
    Van gölü hiç bu kadar mavilere bürünmemişti.
    Cizre de sevdalar hiç bu kadar hızlı ilerlemiyordu.
    Antep yeni bir günde, yeni bir icraata soyunmuş bekliyor.
    Hey güzelim Halil İbrahim diyarı Urfa,
    Sende böyle erken uyanır mıydın?


    Hey küskün evlat Adıyaman, ne dersin bu Aşka?
    Batman’a uzansın ellerin, batmana yönelsin gözlerin, de hadi…
    Siirt sen ne güzelmişsin öyle, yeni filizlenmiş bir karanfil gibi.

    Küsme Amed’im küsme bana, seni hiç unutur muyum be... sevdam;
    Mezopotamya’nın başkenti, güneşin oğlu koca Amed.
    Bir babanın en büyük evladı, genç kızların gönlünde yatan sevgili.
    Duvağında gelinler seyreylersin seven on dört yaşındaki bir delikanlıya
    Cesaretinle, balıklama atlarsın en amansız kavgaya.

    Az bekle sıralamayayım şimdi isyanlarımı.
    Baksana güneş yükseliyor dünyamıza,
    Ülkem, yurdum Mezopotamya
    Bu güneş yeni bir haykırışın sesi olsa gerek.
    Bu doğuş yeni bir başkaldırış.
    Bu tebessüm, bu kaygısızca duruş
    Yeni bir zafere tebliğ özgürlüğe mizgin…


    Bir güneş yükseliyor doğudan
    İlk öptüğü, ilk dokunduğu can.
    Mezopotamya...

  • dersim12.12.2008 - 23:42

    Amed ve Dersim
    ula bedo bax ne olmiş…
    ne olmiş..
    bu küçe çıxmazda bi tenesini vurmişlar
    baba agid miş.. vurulan bedo
    vurani sorma.. her zaman ki namlular

    memleketimde her vurulanın ardından
    bahsedilen hüzünlü muhabbettir bu
    her devrilen çınar.. her kahpelik sonrası
    bak.. bu karşı ki sokak
    sor ona kaç kişiye ecel oldun;
    sor yakışırmı sana amed de olmak! ! diye

    gece yine kararacak bugün
    hergün olandan daha beter..
    surlar kahpelik sonrası ağlayacak
    çocuklar ve analar
    bu sokaklarda vurulanın yasını tutacak
    vuranlar gülecek belki bir an..

    yok ama…
    istedikleri olmayacak..
    amed’de çıkmaz sokakta bir çınar devrilirken
    kim bilir dersimin bir köyünde
    yeni bir çınar yeşerecek..
    öfke ve haksızlıkların bilinci ile sulanan…
    anne demeden önce kavga demeyi öğrenen
    adı agit, şirvan, reber olan…
    bir çınar yücelecek…

    “vuruldum…
    sarıldım dicleye amed misali

    doğdum…
    dersim sandım kendimi
    munzur beni emzirince…”

  • diyarbakır10.12.2008 - 02:45

    Amedliim Mahkemesi
    Diyarbakır,
    Sen gönlümü gönlüne bağladığım şehir,
    Sana ruhum kelepçeli,
    Haps olmuş kalbim ve haps olmaya istekli,

    Kabulum suçum sevmek ise şehrimi,
    Verin bana müebbet ile memleketimi,
    Beni dışarı bırakmayın melekler,
    Evet melekler,
    Diyarbakır hapishane olsa,
    Gardiyan ya melek olur yada nur-u ilahi

    Amedliim seviyorum işte seni,
    Ne olur ne olur anla beni,
    İstersen hakim ol istersen savcı,
    Yada avukat, sırf feleğe inat
    Müvekkilim diyerek deil,
    Sevgilim diyerek başla söze, söyle
    Bu duruşma diyer aşıklar gibi geçecektir tarihe

    Felekten dolayı tarih kabul etmesede,
    'Diyarbakır' kelimesi geçen olayları,
    Şüphen olmasın anlatır bizim diyarbakır surları,
    Seni ve seni deli gibi seven sevdalıları,
    Ve elbet anlatacaktır,
    Derdini şiire döken emsarin emsalsizi,
    Emsar olmasanda gözümün emsalsizi.

    Hakimin kararı iyi yada kötü,anlayamadım,
    Daktilo sesi eşliğinde,
    Tarih gösterecektir, diyor.
    Tarih kelimesinin geçtiği yerde
    Umudumuzun tükendiğini bile bile

    Ve Diyarbakır aşığı fısıldıyor avukatına,
    Karar kötü gelirse diye,

    Karar götü gelirse,
    'Önce dilekçe
    Sonra rüşvet,
    Olmadı tehdir,
    Oda olmadı şantaj uygula' diye
    Nede olsa Diyarbakır çocuğuyum,
    Bir davan varsa uğruna ölmeye ve gömmeye razı...

  • heval17.11.2008 - 04:45

    hewal denildiği zaman akan sular durur bende.yoldaşlık bambaska birşeydir..herkes yoldaş olamaz.her hewal diyeni gercekten hewal sanmayasınız hewalno.her biji hewalno u amed.