Mim Yahya Çelebi
HİÇ KİMSE YOK KİMSESİZ.... HERKESİN VAR KİMSESİ.........KİMSE ARADIĞIM YOLLARDA KİMSESİZLİK KİMSEM OLDU...EY KİMSESİZLER KİMSESİ...
HİÇ KİMSE YOK KİMSESİZ.... HERKESİN VAR KİMSESİ.........KİMSE ARADIĞIM YOLLARDA KİMSESİZLİK KİMSEM OLDU...EY KİMSESİZLER KİMSESİ...
Lâlim lâlezârında lâlelerle
Melâlim lâl renginde hâlelerle
Hilâlim helâldir tüm nalelerle
Durmam dönerim hep pervânelerle
Lâlinle melâlim hilâline helâldir
Bütün nâlelerim yüzünün hâlesinde
Yorgun yorgun yorgun bir pervaneyim…
Lâlim lâlezârında lâlelerle
Melâlim lâl renginde hâlelerle
Hilâlim helâldir tüm nalelerle
Durmam dönerim hep pervânelerle
Lâlinle melâlim hilâline helâldir
Bütün nâlelerim yüzünün hâlesinde
Yorgun yorgun yorgun bir pervaneyim…
AK-ŞEMS-ED-DİN (DİNİN AK VE APAYDINLIK GÜNEŞİ ANLAMINA GELİR)
İSTANBUL'UN MANEVİ FATİHİ
FATİH SULTAN MEHMET HANI YETİŞTİREN ZAT
VELİ KİŞİ
ALİM KİŞİ
TIP,FEN İLİMLER,ASTRONOMİ VE BİR ÇOK İLİM DALINDA
ÜST DÜZEY ALİM OLDUKTAN SONRA
HACI BAYRAMI VELİ HAZRETLERİ İLE TANIŞMIŞ
ONUN TALEBESİ OLMUŞ
PAYEYE ERDİKTEN SONRA
HACI BAYRAMI VELİ HAZRETLERİ'NİN İŞARETİ İLE
ŞEHZADE MEHMET'İ YETİŞTİRMEKLE VAZİFELENMİŞ
İSTANBUL'UN FETHİ'NDE MANEN VE İLMEN ÇOK BÜYÜK KATKILARI OLMUŞ ZAT.
SEVGİ VE HOŞGÖRÜ ABİDESİ
GÜNÜMÜZ İSTANBUL'U
HATTA İSTANBUL MERKEZLİ BİR TARİHİMİZ
ONDAN İZLER TAŞIR
O İSTANBUL'UN MANEVİ FATİHİ
İstiklal Caddesinde Bir Bahar Esintisi.
Sokak İstiklal Caddesi
Bir garip grup ki garibi guraba
Şanlı Türk Polisine atarlarken kahkaha
Ben hep derdim Sevgi ve Hoşgörü
Bu sahnede gözlerim öyle ki doldu
Ruhumda acı bir sızı ki
Kahretmedim asla
Garip bir gençlik gördüm ve göz yaşı döktüm
Nereden bileceklerdi içimdeki hüznü
Polise atıyorlarken kırmızı uçakları
Saygıdan yoksun bir tavır uçuruyorlar gönlümün diline
Hoş gör diyorum hoş gör ne olur sev diye diye
Kendimi ikna odasına çekiyorum
Ve içlerinden birisi diyor ki polise
Yunan sokaklarındaki gibi hadi vursana
Vurda görsünler sokaklar kimin
Diyor şuurunu kaybetmiş garibim
Ve öyle ki şanlı yiğidim polisim aldırır mı bu şeytan oyununa
Mert ve Cesametli bakışlar
Omuzlar dik olabildiğince
Suratlara çarpan uçaklar
Tahriktir kahkahalar
Akşama dek sabırla kıpırdamadılar
Ve garibi guraba gençlerimiz
Aldanmışlardı bir oyuna
Bir oyun ki kulaklara fısıldayan şeytan yorulmuştu susmuştu
Öyle ki gençlerin kanlarında ki doğruluk sesini duyurmuştu
Çekildiler bedbin bezgin ve umutsuz gençler
Yorgunda artık,çilekeş bedenler
Polis halen şanlı ve dik duruyor
Sokak ağır ağır boşalıyor
Şeytan yangın istemişti
Kıvılcım yeter demişti
Bir kıvılcıma dahi meydan yok
Yok artık bu son direnişin
Geliyor sevmediğin aydınlık neslim
Sen yan artık umutsuzluk ateşinde
Bizler sevgi ve hoşgörü neşesinde
Baharlar bekliyoruz
Baharlar
Kış biteli çok oldu
Güzde dün bitti
Öyle ki bugün bahar
22 aralık pazar sabahı İstikal Caddesi'nde yaşanan talihsiz hadiseye ithafen yazıldı hiç dokunulmadı olduğu gibi aktarıldı.
halil karakaş
yandı bu gönlüm
yandı bu gönlüm
yanmakta derman buldu bu gönlüm
bayramım imdi bayramım imdi
yar ile bayram ederler şimdi
hamdü senalar
hamdü senalar
yar ile bayram kıldı bu gönlüm
(hacı bayramı veli)
gözü gönlü hak aşkından gözyaşıyla dolmuş
dolmuş ve boşalmış
günümüze tesiri olmuş
hakkın kutsi bir kulu.
rabbim öyle kulları başımızdan eksik etmesin. amin.
cemil meriç ten duyduğum kadarıyla
herbirisi dokuza yakın dil bilen dünyaca ünlü bir çoğu japon olan
yedi sosyoloji profosörünün,
dünyanın bu insanın görüşlerine ihtiyacı var dedikleridir.
dünya böyle diyor.
benim görüşümse ne olur artık bilemem
fethullah gülen nasıl biridir dersen: bu ülkede dünya haritasının önünde dikilip cümleler kurabilecek olan, buna 'hakkı' olan nadir kişilerdendir kendisi...
çünkü hayal kurmayı, büyük düşünmeyi son yüzyılda unutan, büyük düşünmesi istenmeyen bir ulusun büyük düşünen bir evladıdır...
hayallerinin içeriğinden daha önemli olan şey belki de 'hayal kurabilmesidir'
hayatını bize doğru gelir ya da gelmez bir amaç için adamış,
bir hayale bir ömür vermiştir...
sadece tabelalardan ibaret olan, halkı hep hor gören, halkın hakemliğine güvenmeyen jakoben zihniyetler tabi ki sözkonusu şahsiyeti sevmeyeceklerdir.
zaten dini duyguları olan halkın, bu dini duygular doğrultusunda hareket etmesini halkın dini duygularını sömürüyor şeklinde hilkat garibesi bile olamayacak, -mevcut bütün sosyal bilimlere aykırı- bir gariplikte değerlendiren, zihinleri yobazlaşmış insanlar da belki onu anlamayacaklardır...
bir insanın dindar olmasını onu karalamak için yeterli görecek kadar küçük düşünen insanların onu ve hayalini anlamalarını beklemek belki beyhudedir...
beyinlerinin kıvrımlarında sıkışıp kalmış, kendi daracık dünyalarının dışına çıkamamış, ülke küçük olsun ama bizim olsun mantığına ülkeyi ve çocuklarını kurban etmeye çalışan zihniyetlerde, belki 'yeryüzü' ile ilgili hayaller kuran onu anlamayacaktır... hayallerinin peşinden koşmayı bilen, bunu teoride ve pratikde kabul ettiğiniz ya da etmeğiniz şekillerde gerçekleştiren bu insan dünyada adını sanını bilmediğiniz ülkelerde bile türkçe konuşulan okullar açılmasına, o okullarda türkiyeye ve türk halkına sempati duyan insanların yetişmesine vesile olmuştur.
türkiye de birilerinin yüzyil önce yaptığını, onların ülkelerinde yaparak skoru eşitlemeyi akıl edebilmiştir.
bu ülkenin istiklal marşının oralarda okunmasına vesile olmuştur.
ona söven insanlar yaptıklarının binde birini başka bir amaç için yapmış olsaydı 'kahraman' olurlardı.
HABİL VE KABİLİN KABİLİ NASIL YANİ?
dünya kurulduğu günden bu yana
habil ve kabilin temsilcileri oldu
kabillik birileri tarafından temsil edildi
günümüzde bunun temsilcileri hakkında bir dava başlatıldı
davaya şanlı türk destanımızın adı verildi
ihtimal dünyayı kaosa sürükleyen büyük ahtapotunun
türkiyede ki temsilcileri bu çete
çetenin iç yapısı çökertilecek gibi
ancak bir kolu kopan bu çok kollu ahtapot halen güçlü ve yaşıyor
onu dünya üzerinde durduracak tek bir şey var, o da
anadolu insanında ki millet ruhu
bu millet ruhu sevgi ve kardeşlik temsilcisi anadolu insanımızın
yer yüzüne yayılması ve gittiği her yerde
özünde ki sevgi ve kardeşlik tohumlarını
gönüllere saçmak ve
ne olursan ol gel demek
gönlünde her insanı buyur edeceğin bir sandalye olsun demek
aç aça bildiğin kadar sineni ummanlar gibi dolsun
kalmasın hiç alaka duymadığın bir gönül demek
işte anadolu insanının millet ruhu
bu kutsi ruhun evlatları şimdi gençler ve
beşikteki bebeklerimiz, oynayan çocuklarımız
bu ruh ile sevgi ve kardeşlik füzeleri dünyanın her yerine fırlatmalı
savaş ve zulm bitmeli
o zaman ahtapot ölecek
ülkemiz içinde akan kanlar da dinecek
ve unutmadan
ergenekon davasında ki bahse konu örgüt büyük ahtapotun kolu
ve bu kol üzerinde vantozlar var kan emen zehirli yapılar
işte onlar doğumuzu ve batımızı kana bulayan onlarca küçük örgüt ne diyelim
sevgi ve kardeşlik temsilcisi anadolu insanı
kutsi millet ruhunun hakkını verir ve
şu alemde ki güzleri bahara çevirir
dünya harbleri kıştaydı
şimdi ümitvarız güzde bitiyor
güneş karanlığı yakaladı ve boğuyor
bahar çağı yakındır dostlar
yakındır çok yakın
üzerimize düşen vazife damarlarımızda hissettiğimiz sorgulamalarımızda gizli
tembel olmayacağız
çok kitap okuyacağız
kutsal değerlerimiz olacak sahipleneceğiz
bir gayemiz olacak
boş insan değil bir gaye insanı olacağız
insanları aydınlatmak için dolmalıyız
boşluğumuz olmamalı.
sevgiyle kalın dostlar......sevgiyle kalın.
ZARAFET
ZİYARET
ZİYAFET (başkalarına sunma anlamında)
insanda olması gereken üç haslet
HAK AŞKINDAN BAŞI DÖNEN KULDUR ABDAL