Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Yıldız Demirel
Yıldız Demirel

‎ 'BİR ANLAM GELSE, NE VARSA ALSA GİTSE......' ÖZDEMİR ASAF

  • vakur27.07.2006 - 11:35

    cool takılmak.... :))

  • atalet27.07.2006 - 11:31

    oblomov... :))

  • çerkez ethem26.07.2006 - 13:57

    Ateşi ve ihaneti gördük.
    Ve kanlı bankerler pazarında
    memleketi Alaman'a satanlar,
    yan gelip ölülerin üzerinde yatanlar
    düştüler can kaygusuna
    ve kurtarmak için başlarını halkın gazabından
    karanlığa karışarak basıp gittiler.
    Yaralıydı, yorgundu, fakirdi millet,
    en azılı düvellerle dövüşüyordu fakat,
    dövüşüyordu, köle olmamak için iki kat,
    iki kat soyulmamak için.

    Ateşi ve ihaneti gördük.
    Murat nehri, Canik dağları ve Fırat,
    Yeşilırmak, Kızılırmak,
    Gültepe, Tilbeşar Ovası,
    gördü uzun dişli İngiliz'i.
    Ve Aksu'yla Köpsu,
    Karagöl'le Söğüt Gölü
    ve gümüş basamaklı türbesinde yatan
    büyük, âşık ölü,
    şapkası horoz tüylü İtalyan'ı gördü.
    Ve Çukurova,
    kıyasıya düzlük,
    uçurumlar, yamaçlar, dağlar kıyasıya
    ve Seyhan ve Ceyhan
    ve kara gözlü Yürük kızı,
    gördü mavi üniformalı Fransız'ı.
    Ve devam ettik ateşi ve ihaneti görmekte.
    Eşraf ve âyân ve mütehayyizânın çoğu
    ve ağalar:
    Bağdasar Ağa'dan
    Kellesi Büyük Mehmet Ağa'ya kadar,
    düşmanla birlik oldular.
    Ve inekleri, koyunları, keçileri sürüp, götürüp,
    gelinlerin ırzına geçip,
    çocukları öldürüp
    ve istiklâli yakıp yıktıkça düşman,
    dağa çıktı mavzerini, nacağını, çiftesini kapan
    ve çığ gibi çoğaldı çeteler
    ve köylülerden paşalar görüldü,
    kara donlu köylülerden.
    Ve bizim tarafa geçenler oldu
    Tunuslu ve Hindli kölelerden.
    Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
    kısık gözleri,
    seyrek sakalı,
    hafif makinalı tüfeğiyle
    dağlarda bir başına dolaştı.
    Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
    ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
    ne zaman sıkışsa bizimkiler,
    peyda oluverdi, yerden biter gibi o
    ve ateş etti
    ve düşmanı dağıttı
    ve kayboldu dağlarda yine.

    N.H.Ran

  • çerkez ethem26.07.2006 - 13:44

    ...............................
    Ateşi ve ihaneti gördük.
    Dayandık
    dayanmaktayız.
    ................................

    Ve 29 Aralık Kütahya:
    4 top
    ve 1800 atlı bir ihanet
    yani Çerkez Ethem,
    bir gece vakti
    kilim ve halı yüklü katırları,
    koyun ve sığır sürülerini önüne katıp
    düşmana geçti.
    Yürekleri karanlık,
    kemerleri ve kamçıları gümüşlüydü,
    atları ve kendileri semizdiler...

    N.H. Ran

  • ŞAFAK25.07.2006 - 17:44

    şafak kadar keskin olmayan seher sözcüğünü daha çok severim... :))

    ha bir de tulû var aynı anlama gelen

    Münir Nurettin söyler;
    Tulûa bak beni yaded gurûba bak beni an diye...)))

  • yeşilçam şarkıları25.07.2006 - 17:31

    Kalbim yanıyor ismini her kimden işitsem

    diyor Zeki Müren yine o güzel sesi ve şahane yorumuyla.. :))

    Sanki film müziğiydi gibi geldi ama...? ? ? ... :)))

  • sabır25.07.2006 - 17:27

    Sanıldığından daha sağlam // Sanıldığı kadar sağlam olmayan taş... :)))

  • elvis presley25.07.2006 - 16:53

    its now or never.... :))) buldum dinliyom... :)))

  • kalburla su taşımak25.07.2006 - 16:52

    Bir yaz tatilinde balığa götürmüştü babam.. Ki o zaman marmara uskumru ve istavrit kaynardı...
    Çapariler denizden çıktıkça üzerinde salkım sakım balıklardan ııyykk diye bir ses mi çıktı.. Çocuktum bana mı öyle geldi... bilinmez...
    Bildiğim balıktan dönene kadar giymeye bile kıyamadığım rafya şapkamla balık kovasına su taşıdığım.. Aklım sıra balıklar ölmesin diye.. :))
    Ama akşam olup çıtır çıtır istavritleri yerken aklımın ucuna bile düşmedi kalburla su taşıdığım... :)))

  • angina pektoris25.07.2006 - 16:42

    Ve

    Bakıyorum geceye demirlerden
    ve iman tahtamın üstündeki korkunç baskıya rağmen
    kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor.

    demiş devamında.. :))
    N.H.Ran