Elma da armut da dalda yetişiyor diye birbirine karıştırmışsın. Kadın üzerinden verilen örneğe cevap elbette yine kadın üzerinden verilir. Toplumun sadece çocuk yetiştirme konusunda değil, bilakis bir çok konuda ne denli cahil olduğu aşikar, ancak bu durum bebekleri öldürtme yetkisi verilerek düzeltilmez. Bu sorun ancak eğitim verilerek, sosyal yapıyı inşa ederek ve maddi destek sağlanarak düzeltilebilir. Bu konu başka bir bir başlık açılarak uzunca tartışılabilir, hatta topluma bilinç ve duyarlılık kazandırmak adına tartışılmalıdır da. Kısaca şu kadarını söylemek isterim ki; anne-baba adaylarına sahip olacakları bebeğin herhangi bir farklılıkla dünyaya gelebileceği söylediğinde, onları bekleyen zorlukların yanısıra alabilecekleri destek alabilecekleri imkanlardan da bahsedilmeli. Ve farklı bir bebeğe sahip olmanın utanılacak bir şey olmadığı yönünde hem toplum, hem de adaylar bilinçlendirilse, bir çok anne-baba bebeğini öldürtmeyi hiç aklına getirmeyecektir. Destek ve eğitim sağlamak konusunda devlet birinci sorumludur. Devletin sorumsuz ve duyarsızlığı, her zamanki gibi masumların canını kaybetmesine sebep oluyor. Şu da unutulmamalıdır ki, zorluklardan kaçınmak için bebeğini aldırmaya karar veren kadınların hayatı, bu kararlarından sonra da kolay olmayacaktır. Vicdan denen mekanizma ölünceye dek karar sahiplerine azap çektirecektir . Babalar mı? Ataerkilliği üzerinden atamamış toplumun yetiştirdiği erkeğe bir şey olmaz, olan yine kadına olur, çilesini de, azabını da her zamanki gibi tek başına çeker.
Liyakatsız ebeveynler sayısı hakkında tartışacak olursak, milletin büyük kısmını kısırlaştırtmak gerekebilir.
Son olarak: " Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez" (2/286
Yenilikler gelmiş, güvenlik açıkları giderilmiş bu iyi, bir de yazıları göndermeden ön izleme imkanı olsaydı âlâ olurdu. Biraz da renklere canlılık kazandırılmalı, mavi/beyaz/siyah fon boğuyor.
Tıp ve hukuk insanı yaşatmak ve korumak için olmalı, ezmek, yok etmek için değil! Ve evet canilere, caniliğe ve onları savunanlara asla tahammülüm olmadığı gibi, insanlık adına saygı da duymuyorum.. Kişilik hakkı demişken; hukukta anne karnındaki bebeğin miras hakkı bile baki iken, yaşama hakkını engellemek kimin haddine?! Ve tıbbın tanıdığı süreyi kim neye göre belirliyor biliyor musun?! Hadi diyelim bebeğin genetiğindeki farklılık doğduktan sonra farkedildi, o zaman ne olacak?! Sipariş ettiğim çocuk bu değildi çöpe atabilirsiniz mi denebilecek?! Ya da sağlıklı doğup sonradan bedensel ve zihinsel rahatsızlananların ailesi Hitler gibi cocuğunu gaz odasina mı gönderecek?! Peki çocuğunu gizli doğurup sonra da öldürüp çöpe atan kadınlar neden kınanır ve hukuk tarafından kişilik hakkı denilmez de bilakis katil olarak yargılanır ve anne karnındaki çocuğun katilleri neden serbest kalır?! Vesaire, vesaire, vesaire.. Pandoranın kutusunu açmamak lazım!
Tolstoi'in şaheseri.. Savaş meydanlarında ölenler savaş kararı alanlar değildi nasıl olsa... Ah bir okusaydılar, anlasaydılar hiç savaş çığırtkanlığı yaparlar mıydı?
Elma da armut da dalda yetişiyor diye birbirine karıştırmışsın.
Kadın üzerinden verilen örneğe cevap elbette yine kadın üzerinden verilir.
Toplumun sadece çocuk yetiştirme konusunda değil, bilakis bir çok konuda ne denli cahil olduğu aşikar, ancak bu durum bebekleri öldürtme yetkisi verilerek düzeltilmez. Bu sorun ancak eğitim verilerek, sosyal yapıyı inşa ederek ve maddi destek sağlanarak düzeltilebilir. Bu konu başka bir bir başlık açılarak uzunca tartışılabilir, hatta topluma bilinç ve duyarlılık kazandırmak adına tartışılmalıdır da. Kısaca şu kadarını söylemek isterim ki; anne-baba adaylarına sahip olacakları bebeğin herhangi bir farklılıkla dünyaya gelebileceği söylediğinde, onları bekleyen zorlukların yanısıra alabilecekleri destek alabilecekleri imkanlardan da bahsedilmeli. Ve farklı bir bebeğe sahip olmanın utanılacak bir şey olmadığı yönünde hem toplum, hem de adaylar bilinçlendirilse, bir çok anne-baba bebeğini öldürtmeyi hiç aklına getirmeyecektir. Destek ve eğitim sağlamak konusunda devlet birinci sorumludur. Devletin sorumsuz ve duyarsızlığı, her zamanki gibi masumların canını kaybetmesine sebep oluyor.
Şu da unutulmamalıdır ki, zorluklardan kaçınmak için bebeğini aldırmaya karar veren kadınların hayatı, bu kararlarından sonra da kolay olmayacaktır. Vicdan denen mekanizma ölünceye dek karar sahiplerine azap çektirecektir . Babalar mı? Ataerkilliği üzerinden atamamış toplumun yetiştirdiği erkeğe bir şey olmaz, olan yine kadına olur, çilesini de, azabını da her zamanki gibi tek başına çeker.
Liyakatsız ebeveynler sayısı hakkında tartışacak olursak, milletin büyük kısmını kısırlaştırtmak gerekebilir.
Son olarak: " Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez" (2/286
İlk bakışta âşık oldun oldun adamım, yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.
B.Marley
Bakmayın insanların “beni çok sevecek birini arıyorum” demesine. Büyük bir sevgiye maruz kalınca hepsi kaçacak delik arıyor.
Bob Marley
Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak..
Halbuki; Biz sussak tarih susmayacak..
Tarih sussa hakikat susmayacak..
Onlar sanıyorlar ki,bizden kurtulsalar mesele kalmayacak..
Halbuki; Bizden kurtulsalar vicdan azabından kurtulamayacaklar..
Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar..
Tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın azabından kurtulamayacaklar..
Sezai Karakoç
İnsanların seni en çok sevdiği zaman, onların işine en çok yaradığın zamandır.
C.B.
"Ağaç baltaya demiş ki: Ben senin beni kestiğine değil, sapının benden olmasına üzülüyorum.."
...
Bilsem alaz alaz yanarmıydım yar
Bilsem ellerini ararmıydım yar
Bilsem gecelerce ağlarmıydım yar
Bilsem inanırdım da severmiydim yar
Bilsem umut umut özlermiydim yar
Bilsem yollarını gözlermiydim var
...
Yenilikler gelmiş, güvenlik açıkları giderilmiş bu iyi, bir de yazıları göndermeden ön izleme imkanı olsaydı âlâ olurdu. Biraz da renklere canlılık kazandırılmalı, mavi/beyaz/siyah fon boğuyor.
Tıp ve hukuk insanı yaşatmak ve korumak için olmalı, ezmek, yok etmek için değil!
Ve evet canilere, caniliğe ve onları savunanlara asla tahammülüm olmadığı gibi, insanlık adına saygı da duymuyorum.. Kişilik hakkı demişken; hukukta anne karnındaki bebeğin miras hakkı bile baki iken, yaşama hakkını engellemek kimin haddine?! Ve tıbbın tanıdığı süreyi kim neye göre belirliyor biliyor musun?! Hadi diyelim bebeğin genetiğindeki farklılık doğduktan sonra farkedildi, o zaman ne olacak?! Sipariş ettiğim çocuk bu değildi çöpe atabilirsiniz mi denebilecek?! Ya da sağlıklı doğup sonradan bedensel ve zihinsel rahatsızlananların ailesi Hitler gibi cocuğunu gaz odasina mı gönderecek?! Peki çocuğunu gizli doğurup sonra da öldürüp çöpe atan kadınlar neden kınanır ve hukuk tarafından kişilik hakkı denilmez de bilakis katil olarak yargılanır ve anne karnındaki çocuğun katilleri neden serbest kalır?! Vesaire, vesaire, vesaire.. Pandoranın kutusunu açmamak lazım!
Tolstoi'in şaheseri.. Savaş meydanlarında ölenler savaş kararı alanlar değildi nasıl olsa...
Ah bir okusaydılar, anlasaydılar hiç savaş çığırtkanlığı yaparlar mıydı?