Kültür Sanat Edebiyat Şiir

harika bir dizi,aşkın gercekciliğini ve yakıcılığını tüm cıplaklığı ile ele alınmış bir dizi,aşk hiç bir zaman dudaklarda olamaz zaten,varsa kalbe iner zaten,dudaklardaki yaşanan sadece bir eğlencedir,aşk insanın bütün benliğinde ruhunda,bedeninde,kalbinde heryerinide yaşar,keşke öyle aşklar hala var olabilse,ama malesef günümüzde kalmadı artık,ne acıki kalmadı.

hani canını bile verir dünyayı yıkardın benim için,,,,,son sözünle ayrılığı nasılda hemen kabul ettin,o son sözünle,yüreğimi hançerle deştin öldürdün yıktın yaktın gittin,,,korkakmıssın,,,,huzurunun bozulmasından korkup,,değiştin beni,,,,,yani öldürdün...........

bugun 6 mayısta verdim son nefesimi,onunla gitti nefesim,ben şuan nefeste alsam,anlamı yok yaşamak istemiyorum,çünkü hiç birşeyin anlamı yok artık yokkkkkkkkk.........

kıyamet gününde mahşer yerine.
yeşil berat ile gelir fatıma
sağında hatice,solunda havva.
yeşil berat ile geilr fatıma
islam bahcesinin nar tanesidir
resulun göz nuru bir tanesidir.......



hz.fatıma peygamber efendizin göz nuru,ciğer parem diye buyurduğu en sevgili evladı,çünki öyle olmalıydı,allahın sevgilisinin zürriyetini hz.fatıma sürdüricekti,hasan ve hüseyinden,hz.aliyle evlenipte...
hz.fatıma babasının sacının teline dahi hiç kıyarmıydı,sevgili babacığım,efendim dediği zaman o nur gözlerinden yaşlar geliveriridi,kendiliğinden babaya olan aşkı için,baba ölünce dayanamayıp 6 ay sonra da o göc etmiştir ahirete...nur içinde yatsın....şefaatlerinden mahrum bırakma yarabbi.....

ağlar yakup ağlar yusufum diye,kardeşleri tarafından kuyuya atılıpta,sonra kurtlar yedi diye babalarına yalan söyleyince kardeşleri,acıdan ve ağlamaktan kör oldu babanın gözleri,cok sevdiği yusufu için her gün kan ağladı,hz.yakup,yusufki önce köle diye götürüldüğü mısırda,hükümdar oldu,zekasıyla,yandı tutuştu hükümdarın karısı olan zeliha yusufa aşkından,çünkü yusuf öyle güzeldiki,allah her peygamberine,bütün yaratılmış inasnlarında zerresi dahi olmayan meziyetler hediye etmiştir,nasılki eyyuba sabır,aliye güc,ömere adalet,ismaile avcılık v.s. gibi...hz.yusufada güzellik engüzel erkek olarak yaratmıştır,zelihayıda en güzel kadın olarak yaratmıştırki,zelihayı gören erkekler değil kadınların dahi gözleri kapanırmış güzelliğinden,eee yusufun kardeşleri yusufu kuyuya atmaları gerekliydi zaten,çünkü ordan köle olarak mısara gidicekti,ve sultan olup halkını büyük kıtlıktan kurtaracaktı,bu allahın emriyle gelişmişti,her şerrin altında hayırlar vardır mutlakki......

dikenine dokunmadan sevmeye calışırızda genede canımızı bi yakar dikeni,gülü koklarken,acaba bülbüldemi dikeninden yaklaşamayıp şarkılar söylemiş güle,ne derseniz? ? ?

seyda,,,aslında seyyid ağa denir kısaltılmışı seydadır,şeyh muhammet raşit erol efendi,kabri nur olsun,ehlibeyttir ve urfa nın kahta ilcesinde yaşadı ve defnedildi himmetinden mahrum etmesin bizleride allah....

aşk yalan değildir,onu yalan eden yalancının ta kendisidir,aşk en güzel en temiz ve en kutsal bir duygudur,onu bizler biçimlendiririz tıpkı bir cocuğu nasıl öğretipte büyütüyorsakki onun nasıl yetiştiğinden biz sorumluysak,aşkıda biz şekillendiriyoruz,yalan veya gercek,aşkı yalan yaşıyorsanız yaşamayın kirletmeyin buna hiç gerek yok bence,çünki insanı en yıkan öldüren şey yalan aşktır,olmasın daha iyi onun için.....

ne güzeldir iyce karanlık gecede yıldızları seyretmek,kücüklü büyüklü,ışıl ışıl,sanki avuc avuc pırlanta serpilmiş gökyüzüne,ve bi bakarsın birisi kayıverir başka biyerlere,onlarında sanki kendilerince bir telaşı var gibidir adeta,her insanın bir coban yıldızı varmış derler,ve herkesin hep karşısında durup ona yol gösterirmiş derler,bu yüzden hep bakarım benimde karşıma bir büyük ve parlak bir yıldız cıkar hep,hayranlıkla dakilarca izlerim onu,söyle derim kaderimde daha neler var anlat derim,ama hep suskun masum masum ışık sacar sanki bana bakıyormuş gibi,bazen yıldızlarda sönüyor tıpkı insan gibi yok oluyorlar evrende herşey gizem ve sırlarla dolu aslında,........

en masum cocukluk mazim,cok severdim sırf bu yüzden gece olunca yatağa girmeyi,babam olmadığı için akrdeşimle ben annemizle yatardık,annem gazlambasını kısıkca yakar, ben ve kardeşim sağında ve solunda,ilk önce bize masalımızı anlatırdı,kel oğlan veyada güzel ve cirkin,bazende,dilenci prensi anlatırdı,sonra masal bitince kardeşim uyumuş olurdu,annemse aartık romanını eline alır okumaya başlardı sessizce bense gazlambasının o titreyen aleveini seyrederdim hala bana masal anlatmaya devam ederdi sanki sonra günün yorgunluğu ninni söylercesine cökerdi üstüme öyle tatlı gelirdiki artık uyku,gözkapaklarımı kapamamak için direndemde kapanırlardı an sonunda..........