Diş hekimliğinin, çocuk diş hekimliği ile ilgilenen dalıdır..0-15 yaş arası çocukların ağız ve diş sağlığını koruyan, koruyucu diş hekimliğinin temelini oluşturan bir bilim dalıdır.. pedodontist (çocuk diş hekimi) tarafından, ağız ve diş dokularındaki hastalıkları tedavi eder..
dilerim, rica ederim, lütuf olarak manâsında, en sert rica ve emir cümlelerin başına veya sonuna nezaketen getirildiğinde, kırmayarak, kişiyi o işi yapmaya sevk eden şık, asil bir lâfz..
Bilen ile bilmeyen bir olur mu? .. niye dedim bunu.. şöyle ki, ukalâ esasında bilen (akıllı) kişi için söylenen bir terimdir..zira akıllı’nın çoğul halidir ‘ukalâ’..
Şimdilerde bilgelik -bilmişlik- taslayanlara söylenen bir tabir olsa da, şu durumda hakâret etmek isterken iltifat etmiş olursunuz efendim.. ukalâlık etmiş olmayayım..
tek bir örnek rumuz geliyor aklıma, bknz: Mütecaviz :)
Osmanlılar ve Selçuklular zamanında gelip geçenlerin su ihtiyaçlarını karşılamak için, işlek yollar üzerine inşa edilen binalardır…
Anadolu’da ilk sebil, selçuklular zamanında inşa edilmiş ve istanbul’un fethinden sonra günümüze kadar ulaşan en bilinen sebil, 1503 yılında inşa edilen ve şimdilerde balık deposu olarak kullanılan Şeyhülislâm Efdalzâde Hamideddin Efendi'nin Fatih-Malta semtindeki sebilidir…
tevekkül etmeyen, tamah etmeyen ve şeytanın üflediği arzu, ihtiras ve haset rüzgarlarıyla oraya, buraya savrulan; dalgalandıkca durulmayan, bulandıkca bulananlara sormak lâzımdır... ya da öğretmek..
Diş hekimliğinin, çocuk diş hekimliği ile ilgilenen dalıdır..0-15 yaş arası çocukların ağız ve diş sağlığını koruyan, koruyucu diş hekimliğinin temelini oluşturan bir bilim dalıdır.. pedodontist (çocuk diş hekimi) tarafından, ağız ve diş dokularındaki hastalıkları tedavi eder..
dilerim, rica ederim, lütuf olarak manâsında, en sert rica ve emir cümlelerin başına veya sonuna nezaketen getirildiğinde, kırmayarak, kişiyi o işi yapmaya sevk eden şık, asil bir lâfz..
sonrasında yaman çelişkiler yaşatır, şimdilerde yaptığınız iyilik hemen akâbinde tüketilmeye müsait bir kişi durumuna getir sizi..
Bilen ile bilmeyen bir olur mu? .. niye dedim bunu.. şöyle ki, ukalâ esasında bilen (akıllı) kişi için söylenen bir terimdir..zira akıllı’nın çoğul halidir ‘ukalâ’..
Şimdilerde bilgelik -bilmişlik- taslayanlara söylenen bir tabir olsa da, şu durumda hakâret etmek isterken iltifat etmiş olursunuz efendim.. ukalâlık etmiş olmayayım..
tek bir örnek rumuz geliyor aklıma, bknz: Mütecaviz :)
Gülü susuz, seni aşksız bırakmam ve seni görmem imkânsız, rüyalarım olmasa eserleri ille de ondan dinlenmeli..
iskandinav mitolojisinde, en büyük tanrı.. savaş ve bilgelik tanrı'sı.. zafer ve av tanrısı olarak da bilinir..odinn doğru yazılışıdır..
Esefler olsun, yazık!
Şu aralar bir çok vâ'esefa’lı cümlelerim, adreslerine teslim sözlü okşamalarım var..Vâ'esefa! ! efendim vâ'esefa! ! …
Osmanlılar ve Selçuklular zamanında gelip geçenlerin su ihtiyaçlarını karşılamak için, işlek yollar üzerine inşa edilen binalardır…
Anadolu’da ilk sebil, selçuklular zamanında inşa edilmiş ve istanbul’un fethinden sonra günümüze kadar ulaşan en bilinen sebil, 1503 yılında inşa edilen ve şimdilerde balık deposu olarak kullanılan Şeyhülislâm Efdalzâde Hamideddin Efendi'nin Fatih-Malta semtindeki sebilidir…
tevekkül etmeyen, tamah etmeyen ve şeytanın üflediği arzu, ihtiras ve haset rüzgarlarıyla oraya, buraya savrulan; dalgalandıkca durulmayan, bulandıkca bulananlara sormak lâzımdır... ya da öğretmek..
cüret edeceğim bir gün..