Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Beste Negâr
Beste Negâr

ANLADIM, TARİH DE YAZILMAZ BİR AŞKIN SAYFALARINA DÜŞMÜYORSA GÜN...

  • vicdan erozyonu11.01.2009 - 02:56

    Efendim, pek değerli mefhumlar vardır biz insanoğlunun benimsediği, sahip çıktığı...kişiselleştirilen menfî hâdiseler uğruna kirletmeyelim derim bu mefhumları şu sınır tanımaz gayr-ı ahlâkî söz ve davranışlarla…kişisel çekişmelerde şovlarınızı sergilerken moral bozmak, ümitsizliğe yol açarak caydırmak maksadındaki hâl ve çabanız, sınır tanımaz oluşunuzla alâkâlı olup ve ayrıca bu şovun içinde kolaylıkla medyatize ettiğiniz değerler, şahsi hakaretler, sözler size bir şey kazandırmaz efendim, bilâkis sizin miktarınızı koyar ortaya…

    hâl böyleyken, nihâî çözüm için el-reçete:

    -Evvelâ: ‘niyet’
    -Elzemdir: ilk şart, hatalarından sıyrılmak ve doğruyu bulmak için; ‘ruh inkılâbı’
    -Hasb-el lüzûm: kişinin, yaşanan hezeyânların farkına varması ve düştüğü yanılgıların idrâkı için; ‘vicdan muhasebesi’

    ez-cümle: İnsanda murâkabe özelliğinden daha önemli, daha yüksek ve daha derin ne olabilir efendim…husûmetin, sahte zebani olmanın ve akâbinde sunî cehennemler yaratmanın lüzûmu nedir? ...huzurlu ve barışık yaşam adına her şey sükût her şey rükûd; doğruluğun ve güzelliğin kaynağı bunlar değildir de nedir? ...

  • sükût11.01.2009 - 02:41

    Mevlânâ muhtelif beyitlerinde sükûtun fazîletini şöyle ifâde eder:

    “Evet; susmak denizdir, söz söylemekse ırmağa benzer. Seni deniz, yâni mânâ âlemi arıyor. Sen ne diye dereyi aramadasın, yâni dünya işlerine âit dedikodular peşinde koşmadasın? ”


    “Bu dünyanın dedikodusu, toz gibidir. Gönül aynasını örter. Sen aklını başına al da, bir zaman için susmayı ahlâk hâline getir.”


    “Rûh üzgün ve mahzun olduğu zamanlarda yâr ona ayna olur. Ey can, aynanın yüzünü nefesle buğulandırma! Senin nefesinle buğulanıp, yüzünü senden gizlemesin. Seni sana göstermez hâle gelmesin. Onun için sana, her vakit nefes tutmak, susmak, yersiz ve lüzumsuz söz söylemekten kaçınmak gerekir.”

  • edep11.01.2009 - 02:34

    pek tabi erdemdir efendim…

    fazla söze ne hacet diyelim ve Mevlâna’nın şu güzel beytinden anlayalım bu pek önemli mefhumun anlam ve önemini, buyurunuz:


    âdem-i zâde eger bî-edeb est, âdem nist
    fark der cism-i benî âdem ü hayvan edeb est
    çeşm be küşâ-yı bi-bîn cümle kelâmullâh râ
    âyet âyet hemegî ma’nî-i kur’ân edeb est

    Meâli: “insan oğlu eğer ki edepsizdir, insan değildir; insan ve hayvan cinslerinin cismindeki fark edeptir; gözünü aç bak cümle kelamullaha; ayet ayet bütün manası kur’an’ın edeptir.”

  • gözyaşı11.01.2009 - 02:31

    Nâmütenâhi ve tek perdelik âlemde ağlamamak kaabil mi efendim…pek tabi her insan kalbinin rikkatinden ve dahi tahassüsündendir ağlamak, elzemdir; nefis terbiyesinin bir gereği, vazgeçilemez unsurudur gözyaşı…malumunuz gökyüzü dahi kasvetlenir, kararır, bulanır, gürler ve ağlar; hafifler, açılır semâ, siler kasvetini, berrâklaşır…kaldı ki, insanoğlu ağmaz mı efendim kalbi daraldıkça; katılaşmış, nâdânlaşmış bir kalbe sahip değil ise insanoğlu, ilaçtır akıttığı gözyaşı ve ne mutlu, şu yaşadığımız âlemde gafletten, kinden sıyrılmayı başarıp hem de suretten değil sîrette akan gözyaşına mülâki olabilen insanoğlu kalbine! ! …

  • bestenigâr07.01.2009 - 02:28

    bir kaç Bestenegâr beste ile örnekleyelim o halde ve görelim efendim sevgiliye olan aşkı, özlemi ve bağlanışı anlatan nağmeler neden Bestenegâr makamı ile ifade edilmiş....

    Çok gördü felek şimdi beni bezm-i civanda
    Çekti araya perde-i gurbet şu zamanda
    Her şamın olur subh-u safa bahş-i cihanda
    Gam çekme gönül bir gün erer firkate payan
    Takdir-i hüda elbet eder gönlümü handan

    Bestekâr: Hacı Arif Bey
    Makam: Bestenegâr


    Ben seni sevdim seveli kaynayıp coştum
    Aklımı yağmâya verip fikrimi şaştım
    Mecnûn'a şimdi eş - olup dağlara düştüm
    Sor güle bülbüle ne çeker hârın elinden
    Bir dahi gül koklamayım yârin elinden
    Ben seni sevdim seveli döndüm deliye
    Huyunu benzettim hele hûrî meleğe
    Gönlümü vermişim sana almam geriye
    Sor güle bülbüle ne çeker hârın elinden
    Bir dahi gül koklamayım yârin elinden

    Bestekâr: Dede Efendi
    Makam: Bestenegâr


    Yar ağlamadan didelerim kane boyandı
    Müjgan-ı cefa yaresi ta cana dayandı
    Gönlün ne çabuk aşık-ı kemterden usandı
    Müjgan-ı cefa yaresi ta cana dayandı

    Bestekâr: Hacı Faik Bey
    Makam. Bestenegâr

  • bestenigâr07.01.2009 - 02:23

    Klasik türk müziğinin en eski makamlarından olup, 1400’ lü yılların başından itibaren kullanıldığı bilinir…nigâr, saba’nın eski adıdır…nigâr’ ın ‘güzel yüzlü sevgili’ mânâsında oluşundan mütevellid, bestenigâr, ‘sevgiliye yapılan beste’ olarak tanımlanır…zirâ Bestenigâr makamı; matem, hüzün, ızdırap, dindarlık ve vuslat duygularını taşır…

  • bestenigâr07.01.2009 - 02:20

    şaşırdım rastlayınca.. zirâ, yoktu evvelce ve zaten yakın tarihte eklenmiş...

    elbette tanımlanırız ve fakat neden 'Bestenegâr' şeklindeki telaffuzunu kullandığıma dair izâhta bulunalım...'Bestenegâr' farsça dilinin üç ana lehçesinden iran farsçasına ait telaffuzudur diye açıklayarak tanıma geçelim ;)

  • sen yenisin galiba07.01.2009 - 02:11

    bknz:fî-yakalıgillerden zembillî hikmet-i fiyakalı efendi

    saygı ilen efendim, saygı ilen! !

    :)

  • yalnızlığım sana emanet04.01.2009 - 23:17

    ben böyle demezdim..

  • ihtimal04.01.2009 - 23:14

    muhtemellere dayanan umutların, hayallerin gerçekleşmesini beklemekle kim yetinir, hani tüm koşullar zorlansa ve hatta bu koşullar bağışlansa ihtimalleri olabilir kılmak mümkün…ihtimallerin yükünü azaltmak gerek bir şekilde… yolları yürünebilir kılmak, saçlarını rüzgârda dağıtmak, yağmurda ıslanmak, büyük kalabalıkların içinde huzurlu bir yalnız olmak, okyanuslara açılan denizlerin tam ortasında martılarla dans ederek şarkı söylemek, küpeşteye yaslanıp uçsuz mutluluk olmasa da kendi hayatımı yaşamak diye düşünmek ve ertesi gün, daha ertesi gün kovalamak hayatı; tarihin, kalabalığın ve denizin ortasında olmak….