arabesk ifâde, acının ya olağanüstü dramatik bir dille, ya da çok süslü kelime oyunlarıyla dile getirilmesidir; şuna benziyor, sade bir elbise giymişsiniz, altına da kırmızı ayakkabı ve rengarenk bir çorap gibi…
şarkılarda melânkolik ifâdeler kullanılır biliriz… fakat, melânkolik ifâdelerin günümüz şairlerinin şiirlerde de kullanmaya başladıklarını görüyoruz… edebî değeri olmayan, kişisel içsel duygulanımların acı, sitem, feryât-figân şeklinde arabesk ifâdelerle süslenmesiyle oluşturulan dizeler alt alta getirilip şiir diye sunuluyor… bu tür şiirleri duygusal ve güzel bulanlar olsa da şiire gönül vermiş, nitelikli ve yetkin şiirden anlayan kişilerin öznel bir değerlendirme yapabilmesi hasebiyle sezgilerini de kullanarak ‘‘iyi, kötü’’ olduğunun vargısına daha iyi varabiliyor…
çalakalem yazılmış, mânâsız, arabesk bir ifâde dikkatimi çeker meselâ:
efendim, yine reiting yapması gereken bir terim diye düşünüyorum… bu konuda Nusret Orhan bey amca’dan ve sevgili fî-yakalı’dan itiraflarını, değerli katılımlarını bekliyorum ve resmen yardım istiyorum :) … zirâ kerâmet bende değil, onlarda; hangi terime yazsalar o terim en çok yorum yazılan terimler listesinde liste başı oluyor ;)
erkek kullanıcılar gelsin ve hangi alışkanlıklarından asla vazgeçemediklerini itiraf etsinler…
bayan kullanıcılarda erkekleri hangi alışkanlıklarından vazgeçiremediklerini yazsınlar…
efendim her şey dökülsün ortaya, hiçbir şey gizli kalmasın ;)
ilk madde benden gelsin... efendim, erkeklere sevmediği bir yemeği dünyanın en eşsiz tadında da yapsanız ona beğendiremezsiniz… yemek alışkanlıkları asla değişmiyor…
alıştıkları giyim tarzlarını değiştirmiyorlar bir de ;)
sanırım, benim çok kullandığım bir terim… şöyle ki; yanılabilme olasılığını vurgulamak maksatlı değil de daha çok ukâlalık yapmama adına bilmişliği bertaraf etmek için ifâdeyi biraz olsun yumuşatmak amaçlı, kibarlık belâsından kullandığımı düşünüyorum… yâni sanırım ;)
elde var, 'hüsrân'...
arabesk ifâde, acının ya olağanüstü dramatik bir dille, ya da çok süslü kelime oyunlarıyla dile getirilmesidir; şuna benziyor, sade bir elbise giymişsiniz, altına da kırmızı ayakkabı ve rengarenk bir çorap gibi…
şarkılarda melânkolik ifâdeler kullanılır biliriz… fakat, melânkolik ifâdelerin günümüz şairlerinin şiirlerde de kullanmaya başladıklarını görüyoruz… edebî değeri olmayan, kişisel içsel duygulanımların acı, sitem, feryât-figân şeklinde arabesk ifâdelerle süslenmesiyle oluşturulan dizeler alt alta getirilip şiir diye sunuluyor… bu tür şiirleri duygusal ve güzel bulanlar olsa da şiire gönül vermiş, nitelikli ve yetkin şiirden anlayan kişilerin öznel bir değerlendirme yapabilmesi hasebiyle sezgilerini de kullanarak ‘‘iyi, kötü’’ olduğunun vargısına daha iyi varabiliyor…
çalakalem yazılmış, mânâsız, arabesk bir ifâde dikkatimi çeker meselâ:
bkz: hüzünbaz sevişmeler…
efendim, yine reiting yapması gereken bir terim diye düşünüyorum… bu konuda Nusret Orhan bey amca’dan ve sevgili fî-yakalı’dan itiraflarını, değerli katılımlarını bekliyorum ve resmen yardım istiyorum :) … zirâ kerâmet bende değil, onlarda; hangi terime yazsalar o terim en çok yorum yazılan terimler listesinde liste başı oluyor ;)
takip ilen hayranlık ilen ;)
saygı ve de sevgi ilen…
bence burası bir itiraf sayfası olsun :)
erkek kullanıcılar gelsin ve hangi alışkanlıklarından asla vazgeçemediklerini itiraf etsinler…
bayan kullanıcılarda erkekleri hangi alışkanlıklarından vazgeçiremediklerini yazsınlar…
efendim her şey dökülsün ortaya, hiçbir şey gizli kalmasın ;)
ilk madde benden gelsin... efendim, erkeklere sevmediği bir yemeği dünyanın en eşsiz tadında da yapsanız ona beğendiremezsiniz… yemek alışkanlıkları asla değişmiyor…
alıştıkları giyim tarzlarını değiştirmiyorlar bir de ;)
Öykü, tiyatro yazını ve roman alanlarında başarılı eserler vermiş, üç alanda birden çizgi üstü olabilmiş bir yazar…
terim coşmuş, herkesler dertliymiş saçma sözlü şarkıların sanat adı altında bizlere sunulması husûsunda ;)
yaşasın sanat severlerin müttefikliği :)
ayrı kalmışlığın açtığı hasretin azabı…
öyle ki, kalbi sızlatan ve dahi kalbe sığmayacak kadar uçsuz bucaksızdır…
sahi, en son kutuplarda namaz kılarken kâbe'yi arıyordu; buldu mu acaba? ...
sanırım, benim çok kullandığım bir terim… şöyle ki; yanılabilme olasılığını vurgulamak maksatlı değil de daha çok ukâlalık yapmama adına bilmişliği bertaraf etmek için ifâdeyi biraz olsun yumuşatmak amaçlı, kibarlık belâsından kullandığımı düşünüyorum… yâni sanırım ;)
semiramis pekkan'ın çok güzel yorumladığını düşündüğüm bir şarkı: 'bana yalan söylediler'...