unutmak kolay mı deme unutursun mihribanım oğlun kızın olsun hele unutursun mihribanım. hayat böyle bu gemide eskiler kalmaz yenide beni değil kendini de unutursun mihribanım. zaman geçer kelep kelep meyve dalda kalmıyor hep unutturur bir çok sebep unutursun mihribanım.. (şu an ve genelde dinlediğim.benim duygularımı ifade eden müzik parçasını çağrıştırıyor)
Matematik,ögrencilerin ya korkulu rüyası ya da övünç kaynağıdır,ortası yoktur.Matematikte başarılı olan öğrenci ailesi çocuğu ile övünür,diğer dersleri o kadar önemli bulmazlar,başarılı olmayanlar ise diğer derslerdeki başarıyı önemsemez matematiği dert ederler.Oysa sorun bu tavırlarda gizlidir, bu ders o kadar önemsenir ki öğrenci önyargılı başlar matematiğe,ders oyun gibi bulmaca gibi sevdirilir ve çocuğun seviyesine ve algısına göre işlenirse matematik eğlenceli ders haline gelir,.korkusuzca zevk ile işlenen derstede her öğrenci başarılı olur.(anne.baba ve öğretmenler buna dikkat etmelidir) .
Aşk çok sevmektir, karşılık beklemeden adamaktır kendini sevdiğine,uğruna ölümü göze alabilmektir,sevdiğinin mutluluğunda mutlu olmak,mutsuzluğu ile mutsuz olmaktır,onun acılarını yüreğinde hissetmektir,.. bu duygular gerçekten sevilene hissedilir,ben bu duyguları yalnızca çocuklarıma hissediyorum.demekki aşk sanıldığı gibi karşı cinse duyulan hisler değil,...aşk bana çocuklarımı çağrıştırıyor.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları zulme,sömürüye karşı gelmek için hiç düşünmeden hayatlarını veren yürekli yutsever devrimcilerdi,onların adını her duyduğumda,onları her anımsadığımda hem içim sızlar hemde kendimden utanırım,biz 78 liler onların bize bıraktıkları ülkemizde yarı yolda kaldık,sindirildik,zamana ve ortama uyduk içimizdeki idealleri ve onları unutmadık ama sadece o kadar hiç gelişme göstermedik hatta daha kötüye gittik.devrimciliği özümsemiş insanlarda kalan sadece insan sevgisi oldu, ne ülkemiz ne de insanlarımız için hiç bir şey yapmadık,yapamadık,eminim bizi görüyorlarsa arkalarından gelen gençliğe güvendikleri için hayal kırıklığı hissediyorlardır.
ölüm sevdiklerini dostların bırakarak yalnız,geriye, geldiğin yere dönme gibidir sanırım,üzücü olanı giderken dönmeyeceğini gidenin de,yolcu edenin de bimesidir,sevdiklerinin de bu yolculuğa bir gün çıkacağını bilirsin ama gidilen adres bilinmediği için orda görüşme ihtimali zayıftır bu nedenle de acı verir gidene de kalana da,ölüm ayrılıktır,özlemdir,özlenene duyulan pişmanlıklardır.
unutmak kolay mı deme
unutursun mihribanım
oğlun kızın olsun hele
unutursun mihribanım.
hayat böyle bu gemide
eskiler kalmaz yenide
beni değil kendini de
unutursun mihribanım.
zaman geçer kelep kelep
meyve dalda kalmıyor hep
unutturur bir çok sebep
unutursun mihribanım..
(şu an ve genelde dinlediğim.benim duygularımı ifade eden müzik parçasını çağrıştırıyor)
Matematik,ögrencilerin ya korkulu rüyası ya da övünç kaynağıdır,ortası yoktur.Matematikte başarılı olan öğrenci ailesi çocuğu ile övünür,diğer dersleri o kadar önemli bulmazlar,başarılı olmayanlar ise diğer derslerdeki başarıyı önemsemez matematiği dert ederler.Oysa sorun bu tavırlarda gizlidir, bu ders o kadar önemsenir ki öğrenci önyargılı başlar matematiğe,ders oyun gibi bulmaca gibi sevdirilir ve çocuğun seviyesine ve algısına göre işlenirse matematik eğlenceli ders haline gelir,.korkusuzca zevk ile işlenen derstede her öğrenci başarılı olur.(anne.baba ve öğretmenler buna dikkat etmelidir) .
Aşk çok sevmektir, karşılık beklemeden adamaktır kendini sevdiğine,uğruna ölümü göze alabilmektir,sevdiğinin mutluluğunda mutlu olmak,mutsuzluğu ile mutsuz olmaktır,onun acılarını yüreğinde hissetmektir,.. bu duygular gerçekten sevilene hissedilir,ben bu duyguları yalnızca çocuklarıma hissediyorum.demekki aşk sanıldığı gibi karşı cinse duyulan hisler değil,...aşk bana çocuklarımı çağrıştırıyor.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları zulme,sömürüye karşı gelmek için hiç düşünmeden hayatlarını veren yürekli yutsever devrimcilerdi,onların adını her duyduğumda,onları her anımsadığımda hem içim sızlar hemde kendimden utanırım,biz 78 liler onların bize bıraktıkları ülkemizde yarı yolda kaldık,sindirildik,zamana ve ortama uyduk içimizdeki idealleri ve onları unutmadık ama sadece o kadar hiç gelişme göstermedik hatta daha kötüye gittik.devrimciliği özümsemiş insanlarda kalan sadece insan sevgisi oldu, ne ülkemiz ne de insanlarımız için hiç bir şey yapmadık,yapamadık,eminim bizi görüyorlarsa arkalarından gelen gençliğe güvendikleri için hayal kırıklığı hissediyorlardır.
ölüm sevdiklerini dostların bırakarak yalnız,geriye, geldiğin yere dönme gibidir sanırım,üzücü olanı giderken dönmeyeceğini gidenin de,yolcu edenin de bimesidir,sevdiklerinin de bu yolculuğa bir gün çıkacağını bilirsin ama gidilen adres bilinmediği için orda görüşme ihtimali zayıftır bu nedenle de acı verir gidene de kalana da,ölüm ayrılıktır,özlemdir,özlenene duyulan pişmanlıklardır.